16. Hukuk Dairesi 2014/7211 E. , 2014/9456 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .... Beldesi 346 ada 18 parsel sayılı 1.690,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle .... adına komisyonca tespit edilmiştir. Davacı Hazine, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 346 ada 18 parsel sayılı taşınmazın komisyon tutanağındaki tespit gibi tapuya tesciline, taşınmazın 3. derece doğal sit sınırları içinde kaldığının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki çekişme, dava konusu taşınmaz üzerindeki imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, dava konusu taşınmazın tarım arazisi niteliğini kazanıp kazanmadığı ile tarım arazisi niteliğini kazanmışsa davalı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğu ve tespit gününe kadar davalı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece iddia ve savunmanın açığa kavuşturulması için yapılan keşifte görev yapan ziraatçi bilirkişi, düzenlediği raporda taşınmaz üzerindeki imar ve ihyanın tespitten geriye doğru 25-30 yıl önce tamamlandığını rapor etmiştir. Buna karşılık orman bilirkişisi ise raporunda taşınmazın 1992 tarihli hava fotoğrafında makilik alan olarak göründüğünü belirtmiştir. Böylesi bir durumda bilgisine başvurulan ziraat ve orman bilirkişi raporlarının birbiri ile çeliştiği anlaşılmasına rağmen mahkemece ortaya çıkan bu çelişki giderilmemiştir. Yetersiz araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı zamanda çekilmiş streoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya içine konulmalı, ardından taşınmaz başında jeodezi ya da fotogrametri mühendisi ve Ziraat Fakültelerinin Toprak Bölümü Öğretim Üyelerinden
seçilecek üç kişilik ziraat bilirkişi kurulundan oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek tarafsız yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde streoskopik inceleme yaptırılmalı, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın belirtilen iktisap evresi içindeki niteliği ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen raporlar alınmalı, taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.