Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3045
Karar No: 2015/9047
Karar Tarihi: 07.05.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/3045 Esas 2015/9047 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/3045 E.  ,  2015/9047 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İş Mahkemesi

    Dava, davalı işveren nezdindeki çalışmalarında hizmet tespiti, prime esas kazanç tutarının tespiti ve itibari hizmet süresinden faydalanması gerektiğinin tesipti istemlerine ilişkindir.

    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne dair karar verilmiştir.

    Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    Eldeki davada; davacı, davalı işverenin matbaa iyerindeki 02.09.1996 ila 22.02.2009 tarihleri arasındaki çalışmalarında eksik bildirilen günlerin tespitini, prime esas kazanç tutarının tespitini ve davalı işveren nezdindeki çalışmalarında itibari hizmet süresinden faydalanması gerektiğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının 02.06.2008 tarihinde tahsis talebinde bulunup, 01.07.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığı, davalı tanıklarının da benzer beyanları dikkate alınarak, davacının 02.06.2008 tarihinden itibaren çalışmasının bulunmadığını, davacının 2005/9 ayından itibaren bildirimlerinin itibari hizmet bildirim kodundan olduğu ve bu ay itibariyle davacının ücretindeki artışı gözetilip, 2005/9. aydaki bildirilen prime esas kazanç tutarının taban prime esas kazanç tutarına uygulayarak 2005/9 ay öncesi ücretin hesaplanması gerektiğini, tanık beyanlarını değerlendirip, yine davacının hizmet cetvelindeki 2005/9. aydan itibaren itibari hizmet bildirimi kodundan bildirim olduğundan bahisle davacının davalı işveren nezdinde itibari hizmet kodundan bildirim olmayan dönemlerin de itibari hizmete tabi çalışmalar içerdiğini değerlendiren avukat bilirkişi raporu esas alınarak, davacının 02.09.1996 ila
    .
    31.08.2005 tarihleri arasındaki çalışmalarını ve prime esas kazanç tutarlarının tespitine 2007 yılı Ocak ayında 1 günlük çalışmasının tespitine ve davacının anılan sürelerdeki çalışmalarında itibari hizmet süresinden faydalanması gerektiğine yönelik davanın kabulüne dair karar verilmiştir.

    1 - Davacının, dava dilekçesinin istem sonucundan, davacının 02.09.1996 ila 22.02.2009 tarihleri arasındaki kesintisiz çalışmada eksik bildirilen tüm sürenin mi yoksa 1999/2. dönem 6 gün, 2004/5 ayında 30 gün, 2007/1. ayında 1 gün, 2008/6 ayında 22 gün, 2008/7 ila 2009/1 aylarında 30"ar günlük 2009/2. ayda 22 günlük eksik bildirimlere ilişkin hizmet tespiti isteminde bulunduğuna ilişkin çelişki giderilmemiş, davacı taraf isticvap edilerek istem açıklattırılmamıştır. Zira, davacının, hizmet döküm cetveli incelendiğinde, 02.09.1996 – 12.02.1997 ve 09.04.1997 – 02.06.2008 tarihleri arasında davalı işveren nezdindeki çalışmalarına ilişkin bildirimler bulunmaktadır. Davacının isteminin, 1999/2 dönemi ila 2009/1. ayı arasındaki eksik gün bildirimleri olması halinde, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26"ncı maddesinde de, hakimin, tarafların istem sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği açıklanmış olduğu, hukuk yargılamasında “istemle bağlılık” ilkesi egemen bulunduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

    2 – Hizmet tespiti istemi yönünden;

    A) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanununun 86. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ve 5510 sayılı Kanunun 92. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

    Yukarıdaki açıklamalar ışığında, mahkemece yapılacak iş; davalı işyerine ilişkin dönem bordroları celbedilip, dava konusu dönemde çalışmaları bulunan bordro tanıkları re"sen tespit edilip beyanları alınmalı; davalı tanığı ..."ın, davalı şirketin çalışanlar ile her yıl yazılı hizmet sözleşmesi düzenlendiğine ilişkin beyanı gözetildiğinde, dosya içerisine gelen davalı şirketin işyeri kayıtlarının yetersiz olduğu görüldüğünden, dava konusu tüm dönemi kapsar davacıya ait davalı işyerindeki kayıtlar celbedilmeli; davacının, davalı işyerinde dava konusu dönemde ne iş yaptığı, işyerinin hal ve şartları ile davacının kesintisiz çalışması olup olmadığı, hiç bir

    .
    kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, tüm dosya kapsamından varılacak sonuca göre karar verilmelidir.

    B) Kabule göre ise; gerek dava dilekçesindeki 1. bentteki istem sonucunun 02.09.1996 – 22.02.2009 tarihleri arasında eksik bildirilen hizmet tespiti olması gerek ise dava dilekçesindeki 1. bentteki istem sonucunun 1999/2 dönem ila 2009/2 ayı arasındaki eksik bildirilen hizmet tespiti istemi olması hallerinde dahi, mahkeme kabulünün 2007/1. aydaki eksik gün bildirimine kadar olduğu ve 2008/6 ila 2009/2. ayları arasındaki istem kabul edilmediği anlaşıldığından, davanın kısmen kabulüne göre yargılama giderlerinin paylaştırılması ve davalılar lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği gözetilmemesi isabetsizdir.

    3-) Prime esas kazanç tutarının tespiti istemi yönünden;

    Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrası ile 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlıklı 80. maddesinin birinci fıkrasında, sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Diğer taraftan 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayıl Kanunun 86/9. maddelerine dayalı olarak açılan bu tür hizmet tespiti davalarında kesinleşen mahkeme ilamı, işverence Kuruma verilmeyen belgelerin yerine geçecek nitelikte olduğundan hükümde ayrıca 77 ve 80. maddelere göre hesaplanacak olan 1 günlük ücretin belirtilmesi de gerekmektedir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200 ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.

    Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para
    .
    makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10-480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10-482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10-608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10-1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.

    Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, mahkemece, tespit hükmü kurulan 02.09.1996 ila 31.04.2005 tarihleri arasındaki prime esas kazanç tutarlarının, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki 2005/9. aydaki prime esas kazanç tutarının taban prime esas kazanç tutarına oranın, geçmiş dönem taban prime esas kazanç tutarlarının karşılığı olan tutar yönünden kabulü isabetsiz olup, dosya içerisinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin banka kayıtları ve davacı tarafça sunulacak yazılı belgeler gözetilerek aylık prime esas kazanç tutarları belirlenmeli, usuli kazanılmış hak gözetilirek hüküm kurulmalıdır.

    4 – İtibari hizmet süresinin tespiti istemi yönünden;

    A) Basım ve gazetecilik işyerindeki çalışma koşulları nedeniyle itibari hizmet süresinden yararlanabilmek için, 506 sayılı Kanunun Ek 5. maddesinde öngörülen iki koşulun birlikte gerçekleştiğinin belirlenmesi gereklidir. Bunlardan birinci koşul, sigortalının basım ve gazetecilik işyerinde çalışmış olmasıdır. Ancak bu koşulun araştırılıp saptanmasında; işyeri, dar anlamda muhakkak ve sadece gazete basımıyla uğraşan bir basımevi olarak düşünülmeyip, yasanın açık amacı göz önünde bulundurularak söze değil öze üstünlük tanıyan bir yaklaşımla basım işinin nitelikleri yönünden gerekli inceleme yapılarak sonuca varılmalıdır. İkinci koşul ise, yine aynı maddenin II. Alt Bendinin (a-f) işaretli alt bentlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerden birinin çalışma koşulları kapsamında ayrıca gerçekleşmiş bulunmasıdır.

    Hükme dayanak alınan avukat bilirkişi raporu, davaya konu tüm dönemlere ilişkin yukarıda sayılan iki koşulun varlığını ortaya koyabilmek açısından, işyerinin kapsamı, çalışma düzeni ve koşulları; bölümleri ve bu bölümlerin taşıdıkları özellikler, hangi bölümlerdeki çalışmalarda anılan kanunda sayılan fiziksel dış etkenlere maruz kalındığı ve buna bağlı olarak itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir işlerden olup olmadığı yönlerini, ayrı ayrı inceleyip özellikle bireyselleştirme işlemini içermemektedir.

    Mahkemece yapılacak iş, maruz kalınan etkenlerin oluşturduğu hastalıklar alanında uzman tıp doktoru, iş güvenliği uzmanı olan ve matbaacılık işinden anlayan kimya yüksek mühendisi ve sosyal güvenlik mevzuatına hakim hukukçudan oluşacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılmak suretiyle; davacıya ait olan dava
    .
    konusu işyerinde bütün dava konusu dönemde itibari hizmet süresinden yararlanması gerekenlerin isimlerini ve yukarıda yapılan açıklamalara uygun değerlendirme ve irdelemeler içeren rapor düzenletilmek suretiyle yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar vermekten ibarettir.

    B) Kabule göre ise; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüş olup, 506 sayılı Yasanın Ek 5. maddesinin 3. fıkrasının “… Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” hükmü gereği, davacının, yukarıda belirtilen açıklamalara göre hesaplanan faydalanması gereken itibari hizmet süresinin hükümde belirtilmemesi isabetsizdir.

    Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

    O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davalılardan ... Kağıt Matbaa Gıda Tekstil San. ve Tic. A.Ş."ye iadesine, 07.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi