5607 sayılı Yasaya Muhalefet - Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2014/35785 Esas 2016/8688 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya Muhalefet
HÜKÜM : Sanıkların her iki suçtan da beraatine

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Sanık ... Hakkında Kurulan Hükümlere Yönelik Yapılan Temyiz incelenmesinde;
UYAP"tan alınan güncellenmiş nüfus kayıt örneğinden sanığın hükümden sonra 04.01.2015 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK.nun 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesi hususunun mahallince değerlendirilmesinin gerekmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
II) Sanık ... Hakkında Kurulan Hükümlere Yönelik Yapılan Temyiz İncelenmesinde;
Sanık ..."nin ... nin ortağı ve yetkilisi, diğer sanık ..."in de adı geçen şirketin gümrük işlerini takip eden gümrük müşaviri olduğu, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu"nun 12.12.2007 gün ve 16 sayılı raporu ile tüm dosya kapsamına göre; sanıkların bu şirket aracılığıyla 2002 - 2005 tarihleri arasında ithal edilen araçların gümrük işlemleri sırasında, eksik gümrük vergisi ödemek maksadıyla, ithal ettikleri eşyanın kıymet ve miktarını eksik göstererek, sahte serbest dolaşıma giriş beyannamesi tanzim etmek sureti ile kaçakçılık ve sahtecilik suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır.
Dosya kapsamına göre; dava konusu otomobillerin, Almanya"da faaliyet gösteren ... firması sahibi ... ... satın alındığı, satış bedelinin, .... ... tarafından her araç için ayrı düzenlenen bir belgede gösterildiği, ithalat sırasında Gümrük İdaresine verilen bu belgelerde belirtilen miktarların satın alma değeri olarak beyan edildiği, beyan edilen bu değerlerin üretici firma değerlerinden düşük olduğu, bu durumun gümrük idaresince yapılan araştırmalar sonunda tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında, mahkemece hükme dayanak gösterilen ve ithalat sırasında bulunmayan bazı aksesuarların ithalattan sonra araçlara yurt içinde monte edildiği için gümrüğe bildirilen değerlerin normal olduğuna ilişkin bilirkişi raporu bulunduğu ancak maddi gerçeğin tespiti açısından davaya konu araçlar üzerinde tek tek fiziki inceleme yaptırılarak hangi aksesuarların araçların üretiminde bulunması gerektiği, hangilerinin sonradan takılmış olduğu hususunda ayrıntılı bilirkişi raporu alınmadığı, alınan bilirkişi raporlarının da Teftiş Kurulu raporunun tekrarı niteliğinde veya araçların inceleme anı itibariyle mevcut hali üzerinden değer tespitine ilişkin ve yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Bu oluşa göre, dava konusu araçların gerçek değerinden düşük bedelle ithal edildikleri sabit olduğu takdirde araçların sayıları, değişik tarihlerde aynı kişiden ithal edilmeleri hususları birlikte değerlendirildiğinde sanıkların, Almanya"da ticari faaliyet gösteren ..... ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek resmi evrakta sahtecilik ve teşekkül halinde kaçakçılık suçlarını işlediklerinin kabulü gerekeceğinden; marka, model ve üretim yıllarının da belirtilerek üretici firmalardan sonra varsa Türkiye"deki distribütör firmalardan, dava konusu araçların üretimindeki aksesuar ve donanımlarının neler olduğu ve ithalat bedelleri de sorularak sonucuna göre Gümrük İdaresi"ne beyan edilen değerlerin gerçek değerinin altında bulunup bulunmadığı saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile beraat kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasa"nın 8/1.maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.