15. Ceza Dairesi 2014/1341 E. , 2016/8412 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
Dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan ..."un kardeşi, diğer katılan ... ve mağdur ..."in öz dayısı olan sanık ..."un, kendisi ve katılanlar ile mağdurun varisi olduğu ... İli... Mahallesinde bulunan babadan kalma bir kısım hisseli taşınmazların bölüşümü, müstakil tapu çıkarma işlemlerinin takibi ve yürütülmesi için sanıklar ... ile ..."a vekalet verilmesi gerektiği hususunda katılanları ve mağduru ikna etmesi üzerine, ....Noterliğine giden katılanlar ve mağdurun, sanıklar ... ..... ve hakkında ek kovuşturmama kararı verilen ..."e, kendi adlarına gerekli işlemleri ve takipleri yapmak üzere genel vekaletname verdikleri, noterde işi biten katılanların ve mağdurun sanık ... ile birlikte, diğer sanıklar tarafından ortaklaşa işyeri olarak kullanılan "..." adresindeki büroya gittikleri, burada sanıklar tarafından kendilerine sunulan, veraset ve tapu işlemlerinde kullanılmak üzere gerekli olduğu belirtilen bir kısım belgeleri imzalamalarının kendilerinden istenmesi üzerine, kendi akrabaları ve hissedarları olan sanık ..."e duydukları güven ile diğer sanıkların da kendi yararlarına iş takipçiliği yapacakları yönündeki güçlü inancın etkisinde kalan katılanlar ve mağdurun; içlerinde 19/10/2006 tarihli ... Mahallesindeki ... numaralı adalarda bulunan çeşitli parsel numaralı taşınmazlara ait tüm haklarını 1.750.000.00 YTL (bir milyon yedi yüzelli bin) karşılığında sanık ..."a sattıklarına, bedelini de peşin aldıklarına ve haklarının tamamını alıcıya devrettiklerine dair satış sözleşmesi de bulunan bir kısım belgelerin üst kısmını görmeden ve okumadan imzalayarak bürodan ayrıldıkları, daha sonra hileli davranışlarla elde edilen bu satış sözleşmesine dayanılarak katılan ... hakkında .... İcra Müdürlüğünde, katılan ... ... ve mağdur ...... hakkında ise... İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi başlatıldığı ve bu takipler uyarınca katılanların bazı taşınmaz, araç ve ücretlerine haciz konulmak suretiyle onlara zarar verildiği iddia edilen olayda;
Tüm dosya kapsamı itibarıyla; katılanların beyanlarında; suça konu 19.10.2006 tarihli satış sözleşmesinin altındaki imzaların kendilerine ait olduğuna ancak, içeriğinin doğru olmadığına, sanık ...’ya satış yapmadıklarına,sanıkların hileli davranışlarla boş bir kağıda imza attırdığına yönelik beyanlarda bulunmaları,sanıklar ise;75.000 TL bedelle satış yapıldığına yönelik savunma yapmalarına karşın,sözkonusu 19.10.2006 tarihli satış sözleşmesinde satış bedelinin 1.750.000.00 YTL (bir milyon yedi yüzelli bin) olarak belirlenmiş olması, taşınmaz değeri ile satış sözleşmesinde belirtilen bedel arasında bariz fark bulunması karşısında, gerçeği yansıtmadığından içerik itibariyle sahte olduğu hususunda şüphe bulunmayan sözkonusu satış sözleşmesinin, 23.08.2007 tarihinde ....İcra Dairesine ibraz edilerek katılan ... aleyhine, 11.12.2007 tarihinde de aynı belgenin.... İcra Dairesine ibraz edilerek katılan ... aleyhine sanık ... vekilince icra takibine girişilip, bu takipler sırasında her iki katılanın adresleri olarak sanık ..."in "..." adresinin icra dairesine bildirilmesi nedeniyle, katılan ..."ye gönderilen "ödeme emri" tebliğini sanık ..."in işyerinde çalışan tanık ..."ın almasının sağlandığı, diğer katılan ..."ya gönderilen "ödeme emri" tebliğini ise sanık ..."in almasının sağlandığı, bu suretle haklarındaki icra takiplerinden katılanların haberdar olamadığı böylelikle itiraz haklarını kullanmalarını engellemek suretiyle, aleyhlerindeki takiplerin kesinleştiği dikkate alındığında, başından itibaren fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıkların hileli söz ve davranışlarla ikna ettikleri katılanlardan haksız menfaat elde etmeye çalıştıkları, bu şekilde üzerlerine atılı suçu işledikleri anlaşıldığından sanıkların mahkumiyetleri yerine eksik ve çelişkili gerekçe ile yazılı şekilde beraatlerine hüküm verilmesi,
Kabule göre de;
Hükmün gerekçe kısmında, sanıkların atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, mevcut şüphenin sanıklar lehine değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle, sanıkların işledikleri sabit olmayan suçtan beraatine dair karar vermek gerekmiş olduğunun belirtilmesine karşın, hüküm kısmında sanıklara isnat olunan suçun kast unsuru mevcut olmadığından ayrı ayrı CMK 223/2-e maddesi uyarınca atılı suçtan beraatlerine karar verilmek suretiyle, çelişkili gerekçe ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 08/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.