12. Hukuk Dairesi 2018/12050 E. , 2019/2512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
DAVACILAR : BORÇLULAR: ..., Deri San. ve Dış Tic. Ltd. Şti
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde, ipotek veren borçlu ve asıl borçlunun, asıl borçlu hakkında açılan iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararı gereği rehinli malın satışının gerçekleştirilemeyeceğini ileri sürerek muhafaza ve satış işlemlerinin durdurulmasını talep ettiği, Çorlu İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24.10.2017 tarih ve 2017/281 E. - 645 K. sayılı kararı ile şikayete konu ihaleye ilişkin tutanaklarda ihalenin hangi taşınmaza ilişkin olduğunun belirtilmediği ve icra dairesinin mührünün bulunmadığından bahisle şikayetin kabulüne ve ihalenin feshine karar verildiği, alacaklının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 23.03.2018 tarih ve 2018/117 E. - 2018/682 K. sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine ve ihale bedelinin %10"u oranında para cezasına hükmedilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2016/250 E. sayılı dosyası ile asıl borçlu şirket tarafından açılan iflasın ertelenmesi davası kapsamında, anılan mahkemece, 01.03.2016 tarihinde; “.... (A-f) numaralı bendinde; “Davacı şirket aleyhine yürütülen (üçüncü şahıs tarafından davacı lehine verilen ipotek ve rehinlerin kefaletlerin ve banka teminat mektuplarının ihtiyati tedbir kapsamı dışında tutulmasına) rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ve yapılacak olan takiplerde sadece muhafaza ve satış işlemlerinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına” şeklinde tedbir kararı verildiği görülmektedir.
İİK"nun 179/b-2. maddesi gereğince, borçlu şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlanmasında yasaya uymayan bir yön yoktur. Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince ipotekli taşınmazın satışı gerçekleştirilemez ise de, burada çözümlenmesi gereken sorun, hakkında tedbir kararı verilen borçlu şirketin değil, hakkında tedbir kararı bulunmayan diğer ipotek borçlusunun ihale konusu taşınmazın maliki olması halinde, satışın yapılıp yapılamayacağına ilişkindir.
İİK’nun 149. maddesinde; "İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" hükmüne yer verilmiştir. Yine İİK"nun
150/ı maddesinde; "Borçlu cari hesap veya kısa orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve
şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi ..." krediyi kullandıran tarafın başvurusu üzerine ve anılan maddede yazılı koşulların oluşması halinde "icra müdürü 149. maddesi uyarınca işlem yapar ..." hükmü yer almaktadır.
İİK"nun 149. maddesi içeriğinden, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Şu halde, asıl borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının, hem söz konusu kararın niteliği gereği, hem de zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle, ipotekli taşınmaz maliki yönünden de sonuç doğuracağının kabulü gerekir.
Temyize konu dosyada asıl borçlunun ....... olduğu, şikayetçilerin ise ipotekli taşınmazın maliki ...... olduğu anlaşılmaktadır. İpotekli taşınmazın maliki olan şikayetçi hakkında verilmiş iflas erteleme veya ihtiyati tedbir kararı bulunmasa da, takip, asıl borçlunun borçlarından dolayı ve söz konusu şirket lehine verilen ipoteğe dayalı olarak başlatılmıştır.
Bu durumda, iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı gereğince ipotek konusu taşınmazın satışı gerçekleştirilemeyecektir.
O halde ilk derece mahkemesince verilen ihalenin feshi kararı sonucu itibariyle doğru olmakla birlikte gerekçesi hatalı olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin gerekçesi yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
......