Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/15668 Esas 2018/741 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15668
Karar No: 2018/741
Karar Tarihi: 05.02.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/15668 Esas 2018/741 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/15668 E.  ,  2018/741 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R

    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamına ve sebeplerine göre davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    Dava, iş kazasına bağlı maluliyet nedeniyle sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi talebine ilişkindir.
    Mahkemece, 61.566,18TL maddi, 5.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre 11.05.2012 tarihli iş kazası nedeniyle davacı işçinin, raporlu olduğu 11.05.2012-31.10.2012 tarih aralığı için ... Başkanlığı"ndan geçici iş göremezlik ödemesi aldığı ve sonrasında %41,2 oranında malul kaldığı, olayda davalı işverenin %70 oranında kusurlu bulunduğu, davacı kusurunun ise %30 nispetinde olduğu anlaşılmaktadır.
    Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak takdir edeceği tazminat tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
    Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 5.000,00TL manevi tazminat miktarlarının az olduğu ortadadır.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,
    05.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.