Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6298
Karar No: 2020/4001
Karar Tarihi: 25.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/6298 Esas 2020/4001 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/6298 E.  ,  2020/4001 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ... ile davalı ... Şirketi A.Ş. arasındaki dava hakkında Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 25/09/2014 gün, 2014/604-2014/179 Karar sayılı kararın Dairemizin 16/11/2017 gün ve 2016/18875 Esas- 2017/10655 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;

    - K A R A R -

    1-Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmekle, Dairemizce onanmasına karar verilmiş, davacı vekilince onama kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Dairemizce onama ilamımızda davacı vekilinin temyiz itirazlarının red edilmiş olması, aşağıda açıklanan nedenlerle hatalı olmuştur. Bu nedenle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi ve 16/11/2017 gün ve 2016/18875 Esas- 2017/10655 Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılması gerekmiştir.
    2-Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacının maliki olduğu, davalı ... şirketine kasko sigortalı aracın şoför mahalli boş haldeyken alev alarak yandığını, aracın kupa kısmının ve motor kısmının hasarlandığını, aracın kullanılamaz duruma geldiğini, araç üzerinde yapılan tespite göre araçta oluşan zararın 147.537,66 TL olarak belirlendiğini, aracın yetkili serviste bekletildiğini, araç hasarına ilişkin tespitin davalı ... şirketine de tebliğ edildiğini, sigorta şirketince verilen cevapta, aracın hasarının kasko sigortası genel şartlarının teminatı dışında kaldığı gerekçesi ile hasarın karşılanmayacağının bildirildiğini, davaya konu aracın kredi kullanılarak alındığını ve bu nedenle aracın ruhsatında
    ... Bankası 2. Siteler şubesinin 27.10.2010 tarih, 201201027123607223161 sayılı rehin kaydı bulunduğunu, aracın pert olarak değerlendirilmesi gerektiğinden sigorta değeri olan 169.296,00 TL"nin davalıdan tahsili gerektiğini, kalan kredi ödemeleri sebebi ile hak ve rücu ihtimaline binaen davanın ilgili bankaya ihbarını talep ettiğini, araçtaki hasra tespiti için yapılan masraflardan da davalının sorumlu olduğunu belirterek toplam 170.437,51 TL"nin tahsili talepli eldeki bu davayı 01.11.2013 tarihinde açmıştır.
    Davalı vekili, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın, aracın kaydı üzerinde rehin hakkı olan dava dışı banka tarafından açılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Hasar sebebi ile sigorta teminat bedelinin tahsiline ilişkin dava, rehin hakkı sahibi olan dava dışı ... Bankası 2. Siteler Şubesine ihbar edilmiş, dava dilekçesi adı geçen bankaya 11.11.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, ihbar olunan sıfatı ile ilgili banka tarafından davaya karşı herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
    Davaya konu sigorta poliçesinin incelenmesinde; poliçenin “Garanti Arabam Garantide Genişletilmiş Kasko Kombine POliçesi” adı altında düzenlendiği, poliçede dain mürtehin olarak" ...”nin yazılı olduğu, poliçeyi düzenleyen acentenin, “...” olduğu, davaya konu çekici/treyler için 169.296,00 TL teminat bedeli belirlendiği, poliçe kapsamındaki teminatların Eureko Sigorta A.Ş. tarafından sağlandığı belirtilmiş, davalının acentesi sıfatı ile poliçeyi düzenleyen banka ile ile rehin hakkı sahibi bankanın aynı olduğu anlaşılmıştır.
    Davacı vekili, 19.02.2014 havale tarihli dilekçesi ile müvekkilinin banka kredilerini ödemeye devam ettiğini, bu ay ki kredi taksiti ile birlikte bakiye 23.805,01 TL borcu kaldığını bildirmiş, 29.04.2014 havale tarihli dilekçesi ile nisan ayı itibari ile bakiye kredi borcunun 18.015,10 TL olduğunu bildirmiş, dilekçesi ekinde kredi geri ödeme planını sunmuştur. Sunulan geri ödeme planında son kredi taksitinin 27.10.2014 olduğu, taksit miktarlarının 3.099,20 TL olduğu görülmüştür.
    Mahkemece rehin hakkı sahibi bankaya yazılan yazıda; davaya kayıtsız şartsız muvafakat edip etmediği sorulmuş, rehin hakkı sahibi olan ... Bankası A.Ş.,
    14.06.2014 tarihli cevabında, davacının bugün itibari ile 19.719,84 TL borcu bulunduğunu, dava sonunda tazminat hükmedilmesi halinde tazminat tutarından öncelikle bankaya ödenmesi şartıyla muvafakat ettiklerini bildirmiş, 24.09.2014 tarihli cevabi yazısında ise 24.09.2014 tarihi itibari ile 6.198,45 TL banka alacağı bulunduğunu, banka alacağı öncelikli olmak koşulu ile davaya muvafakat ettiğini bildirmiştir.
    Yapılan yargılama sonunda mahkemece, bankanın rehin şerhi mevcut olduğundan davaya muvafakat edip etmediğinin sorulduğu, bankanın verdiği cevabın şartlı muvafakat olduğu, muvafakat şartının gerçekleşmediği, bu nedenle davacının husumet ehliyeti bulunmadığından davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş, anılan kararın temyizi üzerine dairece kararın onanmasına karar verilmiştir.
    Kararın onanmasının ardından davacı vekili, kararın düzeltilmesini talep etmiş, davaya konu araç nedeni ile kredi kullanıldığını, kullanılan kredi sebebi ile borcunun bulunmadığını, banka tarafından başka borç ilişkisi gerekçe gösterilerek mahkemeye borç miktarı bildirildiğini, oysa davaya konu araç nedeni ile hiç bir borcunun kalmadığını, hatta rehin alacaklı bankanın davaya konu aracı icra takip dosyası marifetiyle sattırdığını savunmuştur.
    Temyiz ve karar düzeltme aşamasında da rehin alacaklı bankadan rehine konu borcun devam edip etmediği ve miktarı, rehinin ve borcun kaynağı sorulmuş, rehin alacaklı banka, davacının 15.06.2016 tarihi itibari ile borcunun 20.931,11 TL olduğunu bildirmiş fakat borcun kaynağını bildirmemiş, 16.11.2018 tarihli cevabi yazısı ile de davacının borcunun 14.242,08 TL olduğunu bildirmiş fakat ısrarla sorulmasına rağmen borcun kaynağı yine bildirilmemiş, yazı cevabı ekinde davacı ile banka arasında düzenlenen rehin sözleşmeleri dosyaya sunulmuş; sunulan bu sözleşmelerden birinin 18.04.2005 tarihli olduğu ve davaya konu araca ilişkin olmadığı, diğer taşıt rehin sözleşmesinin ise davaya konu rehin şerhi tarihi ile aynı olan 27.10.2010 tarihinde ... Bankası 2. Siteler Şubesi ile düzenlendiği, bu sözleşmede davaya konu ... plakalı araç üzerine banka lehine rehin hakkı tesis edildiği, ancak sözleşmede kredi borç miktarının belirtilmediği, diğer sunulan genel kredi sözleşmesinin ise aynı bankanın Cebeci Şubesi ile düzenlendiği, tarihinin 31.10.2007 olduğu anlaşılmıştır.
    Dava dışı bankanın rehin hakkı, aracın ruhsatına ve trafik tescil kaydına şerh edilmiştir. Aracın ruhsat örneğinden ve tescil belgesinden anlaşıldığı üzere rehinin kaynağı olarak 27.10.2010 tarih, 201201027123607223161 sayılı işlem gösterilmiştir.
    Rehinin kaynağının davaya konu araç için kullandırılan kredi olduğu davacı tarafça bildirilmiş, dava dışı banka tarafından verilen cevabi yazılarda ısrarla sorulmasına rağmen borcun kaynağının ne olduğu bildirilmemiştir.
    Davacı vekili yargılama sırasında kredi borcunun bir kısmının davacı tarafından ödendiği, yargılama devam ederken de ödenmeye devam ettiğini, temyiz aşamasındaki beyanında davaya konu araç ve rehin sözleşmesine konu kredi borcunun bittiğini bankanın muvafakatına gerek bulunmadığını savunmuştur.
    Somut olayda, dava dışı bankanın poliçede dain mürtehin sıfatı ile yer aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, kredi borcu ödenmemiş ise sigorta bedelini talep hakkı öncelikle bankaya ait olup, ancak artan kısım varsa davacıların bunu istemesi mümkündür. Kredi borcunun poliçe teminatından daha düşük miktarda olduğu durumda kredi borcunun artan kısım için bankanın onayına da ihtiyaç bulunmamaktadır.
    Yargılama sırasında dava dışı bankadan davaya muvafakat edip etmediği sorulmuş, bankaca verilen cevabi yazıda banka alacağına mahsuben davaya muvafakat edildiği bildirilmiştir. Mahkemenin de isabetli şekilde kabulünde olduğu gibi rehin hakkı sahibinin davaya muvafakatinin açık ve net olması gerekmekte olup şartlı muvafakat geçersizdir ancak mahkemece davaya şartlı muvafakatın geçersiz olduğu ve davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de rehnin ve borcun kaynağı araştırılmamıştır.
    Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Hangi borç sebebi ile bankaya rehin hakkı verilmiş ise bu borcun ödenip ödenmediği muvafakatın tespitinde önemli yer tutmaktadır. Davacı vekili, tescile şerh edilen rehin konusu borç dışında başka borçlar sebebi ile, bu araçtan kaynaklı olmayan borçlar sebebi ile davaya muvafakatın verilmediğini ileri sürmektedir.
    Kullandırılan kredinin teminatı olarak kredi kullandıran kuruluşun kredi ile alınmış araç üzerinde rehinli alacaklı hakkına sahip olması, araç için düzenlenen
    kasko sigorta poliçesinde kredi kullandıran kuruluş lehine dain mürtehin kaydının yer alması taraflar arasında kararlaştırılabilir. Bu durumda rehinin konusu olan aracın hasarlanması halinde poliçeden doğan alacak hakkı rehin alacaklısına aittir. Bu nedenle sigortalının talep ettiği tazminat dain ve mürtehinin muvafakati olmadan ödenemez. Bu nedenle sigortalı tarafından açılacak davalarda dain mürtehin hakkına haiz bankadan davaya açık muvafakati sorulmalı, davaya devam edilebilmesi için de bankanın muvafakatının açık ve şartsız olması gerekmektedir. Ancak rehin hakkı sahibi bankanın davaya muvafakat edip etmeme hakkı bulunsa da her hak gibi bu hakkın da Türk Medeni Kanunun (TMK) 2. maddesi uyarınca iyiniyet kuralları çerçevesinde kullanılması gereklidir.
    Davaya konu araç üzerinde rehin hakkı sahibi olan dava dışı bankanın alacağına kavuşmak maksadı ile sigorta teminat bedelinin tahsili amacı ile sigorta şirketi aleyhine açmış olduğu bir davaya veya icra takibi bilgisine de rastlanmamıştır.
    Davacı vekili, davaya konu aracın rehin alacaklı bankanın icra marifeti ile satıldığını iddia etmiş, mahkemece bu hususun araştırılmaması da doğru görülmemiştir.
    Buna göre mahkemece öncelikle; rehine konu 27.10.2010 tarih, 201201027123607223161 sayılı banka işleminin getirilmesi, bu rehin kaydına göre davacının ne kadar borcunun kaldığının tespiti, rehnin ve bankaca bildirilen borcun kaynağının araştırılması, rehin hakkı sahibi banka ile poliçeyi düzenleyen acentenin aynı olması, rehin alacaklısı bankanın rehne konu alacağına kavuşmak için sigorta bedelini tahsil amacı ile icra takibine giriştiğini veya dava açıldığını bildirilmemesi, davacı tarafça sunulan kredi geri ödeme planına göre de davacının bankaya olan kredi borcunun (ödemelerin devam etmesi düşünüldüğünde ve banka tarafından ödenmeyen taksitler için icra takibi başlattığına dair bilgi bulunmadığı gözetildiğinde) yargılama sırasında bittiği gözetilerek, davalı ... şirketi ile dava dışı bankanın aynı iştirak grubu içinde yer alıp almadığı, aralarında organik bağın olup olmadığı da araştırılarak araç maliki tarafından araç hasarının tazmini amacı ile açılan
    davaya da rehin alacaklı banka tarafından geçersiz olacak şekilde muvafakat etmesinin TMK"nın 2. maddesi çerçevesinde irdelenmesi, ondan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekidle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Kaldı ki davaya konu aracın kasko değerinin 169.296,00 TL olduğu, davacı tarafça aracın pert olduğunun belirtildiği, bankanın 24.09.2014 tarihi itibari ile 6.198,45 TL banka alacağı bulunduğu gözetildiğinde de 6.198,45 TL"nin üstünde kalan sigorta bedeli yönünden dava dışı bankanın davaya muvafakatine de gerek yoktur.
    Yukarıda açıklanan nedenler ve ilkeler doğrultusunda araştırma yapmak ve gerekçeleri tartışılmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairenin 16.11.2017 gün 2016/18875 Esas, 2017/10655 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz ve tashihi karar peşin harclarının karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine 25/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi