Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1266
Karar No: 2020/4000
Karar Tarihi: 25.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1266 Esas 2020/4000 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/1266 E.  ,  2020/4000 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.06.2020 Salı günü asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili Av.... geldi. Asıl davada davalı ile birleşen davalarda davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili asıl davada, meydana gelen çift taraflı kazada müvekkillerinin desteğinin öldüğünü, davalı ...."nin kazaya karışan karşı/diğer aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, açılan bu davada davalının sigortalısının tam kusuruna dayanılmadığını açıklayarak toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacılar vekili birleşen davada, davalı ...Ş."nin desteğin kullandığı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak desteğin kusuru oranında zarardan sorumlu olduğunu açıklayarak 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden avans faizi ile tahsilini talep etmiş, birleştirilen diğer davada hesap raporu ile ortaya çıkan
    bakiye 72.857,30 TL"nin dava tarihinden avans faizi ile davalı ...Ş."den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece 22/05/2014 tarihli karar ile davalı .... tarafından ödeme yapılması nedeni ile asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davada desteğin anne ve babasının destekten yoksun kalma tazminat hakları bulunmadığından taleplerinin reddine, davacı ... için 18.904,39 TL, davacı ... için 6.262,41 TL, davacı ... için 11.954,95 TL"nin davalı ...Ş."den tahsiline, bu davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairenin 05/07/2017 gün, 2014/25056 Esas-2017/7233 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 25.09.2018 tarihli karar ile asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davalarda davacılar ..., ... ve ..."nın bakiye alacakları kalmadığından davalarının reddine, davacı ... için 15.614,41 TL, davacı ... için 12.280,26 TL"nin tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Meydana gelen kazada desteğin ölümü nedeni ile desteğin geride kalan eşi, iki çocuğu, annesi ve babası tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile eldeki dava açılmıştır.
    Davalılardan ... Sigorta A.Ş., desteğin sürücüsü olduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, davalı .... ise kazaya karışan diğer/karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır.
    Davacılar vekili, kazaya karışan her iki aracın da zorunlu mali sorumluluk sigortacılarından tazminat talebinde bulunmuş, tazminat talebi bakımından müştereken müteselsilen sorumluluk esasına değil her iki aracın sigortalılarının kusuru oranında talepte bulunmuştur.
    Yargılama sırasında 06.06.2012 tarihinde davalı .... tarafından 225.000,00 TL"lik ödeme yapılmış, bu davalı yönünden sorumlu olabileceği tüm teminat limiti miktarını ödemesi nedeni ile aleyhine açılan dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Mahkemenin 22/05/2014 tarihli ilk hükmünün temyizi üzerine Dairece, 05/07/2017 günlü bozma ilamı ile desteğin anne babasının da destek tazminat hakları bulunduğu belirtilerek gerçek zarar hesabının nasıl yapılacağına ilişkin genel ilkeler açıklanmıştır. Buna göre tazminat hesabında, zarar gören tarafından kusur oranında talepte bulunulmuş ve zarar ile ilgili olarak ödeme de var ise, Dairenin yerleşik içtihadına göre gerçek zarar belirlenirken öncelikle her bir zarar sorumlusunun kusuruna denk gelen tazminat miktarı belirlenecek, ondan sonra yapılan ödeme, hangi zarar sorumlusu tarafından gerçekleştirilmişse o davalıya düşen sorumluluk miktarından indirilecektir.
    Ancak mahkemece Dairenin 05/07/2017 tarihli bozma ilamının hatalı değerlendirilmesi sonucu .... tarafından ödenen tazminat miktarı, diğer davalı ...Ş."nin sorumlu olduğu tazminat miktarından indirilmiştir.
    Dairenin bozma ilamı ile anlatılmak istenen; gerçek zarar miktarı belirlenirken önce her bir zarar sorumlusunun kusuruna denk gelen tazminat miktarının belirlenmesi ve ondan sonra yapılan ödemenin ödemeyi yapan lehine indirilmesidir yoksa davalı ...."nin yaptığı ödemeden mükerrer olacak şekilde hem ...."nin hem de davalı ...Ş."nin yararlandırılması değildir. Aksi takdirde mahkemenin 22/05/2014 tarihli kararında kabul edildiği şekilde gerçek zarar belirlenirken önce ödemenin indirilmesi, ardından kusur oranında davalıların sorumluluğunun belirlenmesi halinde ödeme yapmayan davalının da diğer davalının ödemesinden yararlandırılması söz konusu olacaktır, ancak davacılar vekilince kusur oranında tahsil talebinde bulunduğu için davalı ...."nin yaptığı ödemeden diğer davalı ...Ş. yararlanamayacaktır.
    Buna göre davacılar vekilince talep edilen tazminatlar için müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk talep edilmeyip kusur oranında tazminat talep edildiğine göre yapılması gereken iş; öncelikle tüm zararın belirlenmesi, ardından her bir davalının kusuruna düşen tazminat miktarının belirlenmesi, ondan sonra ödemeyi yapan davalının sorumlu olduğu tazminat miktarından ödeme yapılan miktarın indirilmesi iken mahkemece, davalıların sorumluluğu belirlenirken davalı .... tarafından yapılan ödeme nedeni ile asıl davada .... aleyhine açılan davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aynı ödemenin tekrar diğer davalı
    ... Sigorta A.Ş."nin sorumluluğuna denk gelen tazminat miktarından indirilmesi kabul edilebilir bir hata değildir.
    Diğer yandan mahkemece bozma ilamından sonra alınan ve hükme esas alınan 20.05.2018 tarihli rapor da hükme esas alınmaya elverişli olmadığı gibi (geride kalan hak sahiplerine ayrılan destek payları, her bir destek alacaklısının desteklikten çıktığı tarih, muhtemel ömür sonuna ilişkin tespitler, işlemiş dönem tarihleri gibi) Dairenin bozma ilamı yeni bir aktüer raporu alınmasını, yeni veriler kullanılarak yeni bir hesaplama yapılmasını gerektirmemektedir.
    Bozma ilamından sonra alınan 14.03.2018 tarihli raporda yeni veriler kullanılmayarak, yeni hesaplama yapılmamış, bozma ilamı doğrultusunda zarar tespiti yoluna gidilmiştir. Bu anlamda 14.03.2018 tarihli rapor denetime elverişli ve hükme esas alınmaya uygun olup 14.03.2018 tarihli rapor davacılar vekilinin de kabulündedir. Buna göre mahkemece yapılacak iş 14.03.2018 tarihli aktüer raporunda belirlenen tazminat miktarından bozma ilamı doğrultusunda belirtilen ilkeler doğrultusunda zarar miktarının belirlenmesinden ibaret iken yazılı şekilde hatalı bilirkişi raporu esas alınarak ve bozma ilamı hatalı değerlendirilerek karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Buna göre 14.03.2018 tarihli rapora göre davacı ..."nın destekten yoksun kalma zararı 509.739,94 TL olup, bu zararın davalı ...Ş."nin sigortalısının %20 kusuruna isabet eden 101.947,99 TL"sinden davalı ...Ş."nin sorumlu olduğu, ondan sonra ... Sigorta A.Ş. tarafından yapılan bir ödeme var ise bunun indirilmesi (dosya kapsamına göre davalı ...Ş. tarafından bir ödeme de bulunmadığından) davalı ...Ş."nin davacı ..."ya karşı 101.947,99 TL maddi tazminattan sorumlu olduğuna karar verilmesi, bakiye 407.791,95 TL"sinden davalı ...."nin sorumlu tutulması, ancak .... tarafından poliçe limitinin tamamı ödendiğinden davalı .... yönünden konusuz kalan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, diğer davacılar yönünden de anılan hesaplama şeklinin uygulanması gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Buna göre davacı ... için 101.947,99 TL"nin, davacı ... için 10.305,53 TL"nin, davacı ... için 17.389,93 TL"nin, davacı ... için 16.493,33
    TL"nin, davacı ... için 24.392,39 TL"nin davalı ...Ş."den tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    Kabule göre de; davacılar vekilince hükmedilecek tazminatlar için davalı ...Ş. yönünden dava tarihinden avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ettiği halde mahkemece davacıların faiz talebi konusunda bir karar verilmemiş olması ve ayrıca ihtiyari dava arkadaşı olan her bir davacı lehine hükmedilen tazminat miktarı yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken toplam tazminat miktarı üzerinden tek vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalarda davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.540,00 TL vekalet ücretinin asıl davada davalı ile birleşen davalarda davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan asıl ve birleşen davalarda davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davacılara geri verilmesine 25/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi