MAHKEMESİ : POZANTI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2013
NUMARASI : 2012/290-2013/32

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında K.Mahallesi çalışma alanında bulunan . parsel sayılı 285,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kargir ev ve arsa vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, Orman İdaresinin açtığı tespite itiraz davası, taşınmazın 1951 tarihli orman tahdit haritasına göre orman sayılmayan yerlerden olup hatalı aplikasyon sonucu 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uygulamasına konu edildiği gerekçesi ile reddedilerek 06.03.2000 tarihinde Hazine adına tapu kaydı oluşturulmuştur. Davacı 18.10.2012 tarihli dava dilekçesi ile taşınmaz üzerindeki ev ve bahçenin kendi fiili kullanımında bulunduğunun tespiti ile adına şerh verilmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli .parsel sayılı taşınmazın üzerindeki tek katlı betonarme evin davacı tarafından inşa edildiğinin tespitine, davacının kullanım durumunun tapu kaydının beyanlar hanesine şerh edilmesi talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacının kullanımında olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespiti 06.11.1994 yılında kargir ev ve arsa vasfıyla yapılmış, davacı vekili 18.12.2014 tarihli dava dilekçesi ile taşınmazı ve üzerindeki evi 05.05.1994 tarihinde davacının satın aldığını, daha sonra taşınmaz üzerindeki evde tadilat yaptırdığını belirterek davacının adının taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesini talep etmiştir. Bu hali ile dava; tespitten önceki nedene dayalı olarak açılmış tapu kaydının beyanlar hanesine muhdesat şerhi verilmesine yöneliktir. Tespit 06.03.2000 yılında kesinleşmiş olup, çekişmeli taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Yasası"na 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile getirilen Ek-4. maddesi kapsamında değerlendirilmediği, sözü edilen taşınmazla ilgili güncelleme tutanağı ve güncelleme listesi düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.