Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/28740 Esas 2019/10930 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/28740
Karar No: 2019/10930
Karar Tarihi: 06.11.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/28740 Esas 2019/10930 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/28740 E.  ,  2019/10930 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı; ... ilinde bulunan ... Konutları A Blokta bulunan dairenin 185.500,00 TL üzerinden kendisine satışının yapılması için davalı ile 30.10.2013 tarihli bir protokol yapıldığını, kendisinin 90.000,00 TL’yi aynı tarihte davalıya ödendiğini, imzalanan protokol uyarınca ödenen meblağ karşılığında davalıdan teminat senedi aldığını, daire bedelinden bakiye kalan 95.500,00 TL"yi ödeyerek tapudan devir işlemini yapmak üzere davalıya ihtarname gönderdiğini, davalı tarafından verilen cevap ile imzalanan herhangi bir protokol bulunmadığı ve para alınmadığı yönünde beyanda bulunulduğunu, daha sonra davalının dairenin satışını gerçekleştirmek için 121.200,00 TL talep ettiğini, kendisinin bu bedeli ödemeyi kabul ettiğini, davalıya yapılan 90.000,00 TL ile birlikte ek olarak 25.700,00 TL ödeme yaptığını ileri sürerek kendisi tarafından protokole göre fazla ödenen 25.700,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, 25.700,00 TL"nin ödeme tarihi olan 28.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı eldeki dava ile davalıya ait dairenin satışı konusunda adi yazılı şekilde 30.10.2013 tarihli bir protokol yapıldığını, protokolde satış bedelinin 185.500,00 TL olarak kararlaştırıldığını, davalıya protokol tarihinde 90.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak davalının imzalanan protokolü kabul etmeyerek kendisinden 121.200,00 TL daha ödeme yapılmasını talep ettiğini, bunun üzerine protokole göre, 25.700,00 TL fazla ödeme yaparak dava konusu taşınmazı devraldığını ileri sürmüş; davalı, davacı ile bir protokol imzalanmadığını, pazarlık yaparak dairenin 211.200,00 TL üzerinden satışın gerçekleşmesi hususunda anlaştıklarını, bu bedel üzerinden daireyi devrettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, davalı tarafından kabul edilmeyen 30.10.2013 tarihli protokolün fotokopisini ibraz etmiş, protokolün aslının davalıda bulunduğunu beyan etmiştir. Mahkemece her ne kadar bilirkişi raporu ile dava konusu dairenin dava tarihindeki değerinin 178.500,00 TL, devir yapıldığı tarihte ise 199.500,00 TL olarak belirlendiği, böylece davacı tarafça davalıya yapılan ödemenin daire bedelinden fazla olduğu, satış tarihinde dairenin bedelinin 178.500,00 TL olarak hesaplandığı dikkate alındığında satış sözleşmesinde belirlenen 185.500,00 TL dışındaki ödemenin hak ve adalete uygun olamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda dairenin dava tarihindeki değeri 241.500,00 TL olarak tespit edildiği gibi davalı tarafından kabul edilmeyen ve davacı tarafından aslı dosyaya sunulamayan protokole dayanılarak hüküm kurulması da mümkün değildir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.