16. Hukuk Dairesi 2018/866 E. , 2020/5199 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığı belirtilerek, öncelikle davacı taraftan dava konusu taşınmaz için sunduğu tapu kayıtlarından hangisine dayandığı hususunun açıklattırılması, tapu kaydının iskanen oluştuğu da dikkate alınarak ilgili kurumdan oluşuma ilişkin belgeler ile varsa haritalarının getirtilmesi, revizyon görüp görmediğinin de araştırılarak mahallinde yapılacak keşifte dayanak tapu kaydının taşınmaza uygulanması, tapu kaydının mahalline uymadığı tespit edildiği takdirde bu defa zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde değerlendirme yapılarak hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma ilamının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsamadığı ve zilyetlikle iktisap şartlarının davalı lehine gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, uyulan bozma ilamında davacının dayandığı tapu kaydının taşınmaza uygulanması istenildiği halde, mahallinde yapılan keşifte tapu kaydının oluştuğu tarih itibariyle hudutlarının mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmesi suretiyle uygulama yapılmadığı, bu haliyle yapılan tapu kaydı uygulamasının yöntemine uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan dosya kapsamında davacıların murisi ...’e ait bir biri ile çelişkili iki veraset ilamı bulunduğu halde, mahkemece davacı tarafa hasımlı veraset davası açarak mevcut veraset ilamlarını iptal ettirmek ve yeni veraset ilamı almak üzere süre verilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, davacı tarafa hasımlı veraset davası açarak birbiriyle çelişkili mevcut veraset ilamlarını iptal ettirmek ve yeni veraset ilamı almak üzere süre verilmeli, bu suretle muris ... mirasçıları kesin olarak belirlenmeli, devamında mahallinde, yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında davacı tarafın dayandığı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle mevki ve hudutları tek tek okunup, kayıtlarda tapu kaydının oluştuğu tarih itibariyle yazılı sınırların yerel bilirkişilerce zeminde göstertilmesi istenilmeli, yerel bilirkişilerin gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmeli, kayıtta yazılı olup da yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, uygulama sonucunda çekişmeli taşınmazın dayanak tapu kaydının kapsamında kalması halinde, taşınmazın kim ya da kimler tarafından kullanıldığı kesin olarak tespit edilmeli, davalı tarafından kullanıldığı belirlendiği takdirde, bu kaydın 3402 sayılı Yasa"nın tespit tarihinde yürürlükte bulunan 13/B-c maddesi uyarınca hukuki değerini koruyup korumadığı tartışılmalı, tapu kayıtlarının hukuki değerini kaybetmediği sonucuna varılması halinde, tapulu taşınmazlarda davalı tarafından sürdürülen zilyetliğe değer verilmeyeceği düşünülmeli, bu halde yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın yöntemine uygun şekilde yapılan taksim neticesinde davacılara düşüp düşmediği hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında çıkabilecek çelişkiler giderilmeye çalışılmalı ve bu suretle davacıların aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.