MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

... ile Hazine ve dahili davalı ... Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.04.2011 gün ve 185/73 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


KARAR

Davacı vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle kadastro çalışmalarında vekil edeni adına tespit edilen 158 ada 8 parselin devamında yer alan ve paftasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın yol olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasında mevcut kadastro tutanağına göre; dava dışı 158 ada 8 parsel, senetsizden 258,03 m2 yüzölçümüyle miras bırakanından intikalen ve taksimen zilyetliği nedeniyle 27.07.2004 tarihinde davacı adına tespit edilmiş, aynı adada tespit edilen komşu 2, 7 ve 9 parsel malikleri gerçek kişilerin tespite itirazları üzerine, Bursa Kadastro Mahkemesinin 2005/4 Esas, 2009/31 Karar ve 27.01.2009 tarihli hükmüyle 8 parselin teknik bilirkişinin 14.07.2008 tarihli rapor ve krokisinde “A” harfiyle gösterilen 74,96 m2 bölümüne ilişkin tespitinin iptali ile yol olarak terkinine, kalan 183,07 m2"nin tespit maliki ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm Yargıtay incelemesinden geçerek 09.03.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Temyiz incelemesine konu dava ise; 14.04.2010 tarihinde 158 ada 8 parsel maliki ... tarafından zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak Hazine ve köy tüzel kişiliğine husumet yöneltilmek suretiyle ve tescil isteğiyle açılmıştır. Somut olayda dava konusu taşınmaz bölümünün Kadastro Mahkemesinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı dosyası ile hükmen paftasında yol olarak gösterilen bölüm dahilinde olduğu mahallinde yapılan keşif ve teknik bilirkişi raporuyla saptanmıştır. 6100 sayılı HMK.nun 303 (HUMK.nun 237.) maddesinde düzenlenen kesin hüküm olumsuz dava koşulu olup, davanın dinlenilmesini önleyen ve kamu düzenine ilişkin bir durumdur. Aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmişse, önceki hüküm yeni açılan dava bakımından kesin hüküm teşkil eder. Dava konusu taşınmaz bölümü Kadastro Mahkemesinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı hükmüyle gerçek kişiler ile tespit maliki- dosyamız davacısı arasında görülen 158 ada 8 parselin tespitine itiraz davası üzerine, tespitin kısmen iptali ile yol olarak terkini suretiyle paftasında yol olarak gösterilmiştir. Temyiz incelemesine konu davada ise taraflar farklı bulunduğuna, Hazine ve köy tüzel kişiliği önceki davada taraf sıfatıyla yer almadığına göre, söz konusu hükmün incelemeye konu dava bakımından kesin hüküm teşkil ettiğinden söz edilemez. Ne var ki, Bursa Kadastro Mahkemesinin 2005/4 Esas, 2009/ 31 Karar sayılı kesinleşen hükmü ile davaya konu taşınmaz bölümünün yol olduğu hükmen tespit edilmiştir. Niza konusu taşınmazın hükmen belirlenen niteliği itibariyle esas ve karar numarası belirtilen dosya eldeki dava bakımından güçlü delil teşkil eder. Davanın bu nedenle reddi gerekirken, hatalı nitelendirme ve yazılı gerekçeyle reddine karar verilmiş olması isabetsiz ise de hüküm redde ilişkin olup, sonucu itibariyle doğrudur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle usul ve yasa hükümlerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.