Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12793
Karar No: 2013/14175
Karar Tarihi: 08.10.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/12793 Esas 2013/14175 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, davacının davalıdan satın aldığı taşınmazların eksik işlerinin tamamlanmaması sebebiyle maddi tazminat talebiyle açılmıştır. Mahkeme, davalının tamamlanmamış işlerle ilgili anlaşma bulunmadığını belirterek davanın reddedilmesine karar vermiştir. Ancak, adi ortaklık ilişkisi bulunan taraflar arasındaki tapu devrinin ardından tamamlanmayan işler konusu iddia edilmiş ve davacı yasal delil sunamamıştır. Yargıtay, davacının iddiasının ispat edilememesi sebebiyle hüküm yanlış verilmiş olduğundan kararı bozmuştur. Borçlar Kanunu'nun 620. ve 639. maddelerine göre adi ortaklık sözleşmesi tanımı ve sona erme sebepleri belirtilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2013/12793 E.  ,  2013/14175 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen maddi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vek.Av. ... geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı asil ... ile vek.Av. ... geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 08.10.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.


    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin .... Mahallesi, 8252 ada, 5 parselde tapuya kayıtlı, 2 ve 8 nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmazları davalıdan satın aldığını, davalının iki adet daireyi kaba inşaat halinde bıraktığını, davacının bu durumu ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/79 D.İş sayılı dosyası ile tespit ettirdiğini, tespit sonucu dairelerin %63 oranında eksik olduğunun belirlendiğini, eksikliklerin davacı tarafından tamamlandığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı taraf savunmasında; davacı ile müvekkili arasında yazılı bir inşaat ve eser sözleşmesi olmadığı gibi inşaatın ince işçiliğinin müvekkili tarafından tamamlanacağına dair zımmi de olsa sözlü bir anlaşma olmadığını, davacının yaptırmış olduğu değer tespitinin kabulü düşünülse dahi %37"lik kısmın bitirildiği yazıldığından bu bedelin ve ayrıca binanın ortak mahalleri, bahçe düzenlenmesi, bahçe duvarları, havuzu vs. bugüne kadar olan ortak giderlerin hepsinin 2/8 oranında günün rayiç bedeli üzerinden davacıdan talep edilmesi hususları konusunda talep haklarını saklı tuttuklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, davacıya dava konusu iki taşınmaz devrinin ortaklığın sonlandırılması sırasında varılan anlaşma kapsamında yapıldığı, varılan anlaşmanın, inşaatın kalan eksik işlerinin davalı tarafından tamamlanacağı konusunu kapsadığı noktasında somut bir delil bulunmadığı, resmi satış senedinde de taşınmazın kalan işlerinin bulunduğu ve bunun davalı tarafından tamamlanacağı noktasında bir beyanın yer almadığı, tüm bu nedenlerle dava konusu taşınmazların eksik kalan işlerinin davalı tarafından tamamlanması gerektiği hususunun davacı tarafça geçerli ve yeterli deliller ile kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Somut olayda, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunmaktadır.
    TBK"nın 620. maddesindeki tanıma göre; "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir".
    TBK"nın 639.maddesinde sayılan hallerin varlığı halinde ortaklık ilişkisi son bulur.
    Adi ortaklığın sona ermesinin en önemli sonuçlarından biri ortaklığın tasfiye aşamasına girmesidir. Zira; sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle birlikte, adi ortaklık hemen ortadan kalkmaz; sadece sona erme sebeplerinin varlığı ortaklık bünyesinde bir takım değişikler meydana getirerek, ortaklığın tasfiye aşamasına girmesine neden olur. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiyenin tamamlanması ile ortadan kalkar.
    O halde adi ortaklığın tasfiyesi ya ortakların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Bunun dışında bir olanak yoktur.
    Tüm dosya kapsamından; davacının davalı tarafa arsa alınmak üzere bir miktar para verdiği, bunun üzerine arsanın davalı üzerine alınarak, bu arsa üzerine bina inşa edildiği, aralarındaki anlaşma gereğince, yapılan bu binadan elde edilecek dairelerin taraflar arasında eşit olarak paylaşılacağı, 2 adet dairenin mülkiyetinin davacıya devredildiği, ancak kaba inşaat halinde bırakılıp, davalı tarafça ince işlerinin yapılmadığı, ihtilaf konusunun ise dairelerin ince işlerine ilişkin bulunduğu tartışmasızdır. Davalı taraf bu konuda taraflar arasında yazılı bir anlaşmanın bulunmadığını ileri sürmektedir.
    Borçlar Kanunu hükümlerine göre adi ortaklık sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması şekil şartı olmayıp ispat koşulu yönünden değerlendirme yapılmalıdır. Uyuşmazlık taraflar arasında düzenlenen ortaklık sözleşmesine, davalının aykırı davrandığı iddiasına ilişkindir.
    Somut olayda; taraflar aralarındaki ortaklık ilişkisini kendiliklerinden sonlandırmışlar, davalı tarafça davacıya tapu devri yapılan iki adet daire ve dava neticesi ödenen paralar ile taraflar bir nevi tasfiyeyi de gerçekleştirmişlerdir.
    Ancak, tapu devri yapılan daireler, davalı tarafından kaba inşaat halinde tamamlanmadan devredilmiştir. Davacı dairelerin tamamen bitirilip teslim edileceği vaadinde bulunulduğunu ileri sürmekte, davalı taraf ise bu iddiayı reddetmektedir.
    Davalı, davacının ileri sürdüğü hususları inkar ettiğine göre, davacının bu durumu yasal delillerle kanıtlaması gerekir. HUMK"nun 288.madde hükmüne göre de müddeabihin miktarı itibariyle iddianın senetle ispat edilmesi gerekir.
    Davacı iddiasını yazılı delille ispat edememiş olup, davacı dava dilekçesinde "yemin" deliline de dayandığından davacıya yemin teklifi hatırlatılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi