19. Hukuk Dairesi 2018/845 E. , 2019/5621 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası hakkında Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen davanın kısmen kabulüne yönelik 2016/381 esas ve 2017 /421 karar sayılı ve 07.06.2017 tarihli hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi tarafından verilen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına ilişkin kararın davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı şirket ile davalı banka arasında 25.07.2013 tarihinde 6.200.000,00.TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandığı ticari kredi için davalı bankaya erken ödemeler yaptığını, davalı bankanın erken kredi kapamaları nedeni ile davacı şirketten 25.07.2014 tarihinde kredi kapama komisyonu adı altında 31.500,00 TL 29.02.2016 tarihinde kredi erken kapama komisyonu adı altında 14.771,76 TL tahsil ettiğini, bunun yanısıra davalı bankanın yine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı şirketten 18.03.2016 tarihinde ipotek fek ücreti adı altında 3.150,00 TL, ipotek fek imza beyannamesi suret ücreti adı altında da 437,50 TL tahsil ettiğini, davacı şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen bedeller için davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile % 20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davacıya bu sözleşmeye istinaden ticari kredi açılarak kullandırıldığını, davacının kullanmış olduğu bu ticari krediyi geri ödeme vadesinden önce erken kapama komisyonu ve sair masrafları ile birlikte karşılıklı mutabakatla ödeyerek kapattığını, davacının bu ödemeyi ihtirazi kayıt koymadan, özgür iradesi ile yapmasına rağmen daha sonra davalı banka aleyhine ilamsız takip yaparak erken kapama komisyonları ile ipotek fek ücreti ve ipotek fek imza beyannamesi suret ücreti olarak toplam 49.859,26 TL"nin ödenmesini talep ettiğini, erken kapama komisyonunun tahsil edileceğine ilişkin sözleşme hükümlerinin genel işlem koşulu niteliğinde olmadığını, bireysel sözleşme niteliğinde olduğunu, erken kapama maliyetinin müşteriye yansıtılmasının mevcut yasal düzenlemelere, bankacılık ve ticari teammüllere uygun olduğunu savunarak davanın reddi ile % 20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı banka tarafından tahsil edilen erken ödeme komisyon oranlarının % 2"nin altında olması nedeniyle makul olduğu, bu durumda tahsil edilen toplam 46.271,76 TL"nin iadesi talebinin yerinde bulunmadığı, 3.150,00 TL ipotek fek ücreti ile 437,50 TL ipotek fek imza beyannamesi sureti ücreti tahsilinin zorunlu, makul ve belgeli masraflardan olduğunu, davalı bankanın kanıtlayamadığı, alacağın tahsili yargılamayı gerektirdiği ve davacının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı, tazminat taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 27. İcra Müdürlüğü"nün 2016/7711 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile takibin 3.587,50 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık ticari (avans) faizi ile birlikte tahsili yönünde devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan rapor ayrıntılı inceleme ve araştırmayı içerdiği gibi denetime de elverişli olduğu, davalı bankanın davacı şirketten tahsil ettiği erken ödeme komisyonu bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi makul düzeyde olduğu, bu nedenle davacı tarafından ödenen erken kapama komisyon bedellerinin istirdadı talebinin reddinde bir isabetsizlik görülmediği, alacak likit (bilinebilir, hesap edilebilir) nitelikte bulunduğundan hükmedilen 3.587,50 TL alacak üzerinden İİK"nun 67.maddesine göre davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu yöndeki talebin reddinde isabet görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun icra inkar tazminatı yönünden kabulüne, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 07/06/2017 tarih ve 2016/381 esas, 2017/421 karar sayılı kararının icra inkar tazminatı talebinin reddine yönelik kısmının kaldırılmasına, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 27. İcra Müdürlüğü" nün 2016/7711 esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile takibin 3.587,50 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık ticari (avans) faizi ile birlikte tahsili yönünde devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmolunan 3.587,50 TL"nin % 20"si oranındaki 717,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davalı banka vekilinin katılma yolu ile istinafı yönünden davacı lehine hükmedilen ipotek fek ve ipotek fek imza beyannamesi sureti ücreti toplamı olan 3.587,50 TL"nin davalı banka tarafından davacıdan tahsilini gerektiren dayanak belgeyi banka sunamadığı davacıdan tahsil edilen 3.587,50 TL"nin istirdadına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, davacı ödediği erken kapama komisyon ücretlerinin davalı bankadan istirdadı için giriştiği icra takibinde haksız ise de, kötüniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz istemi yönünden, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2017 yılı için 41.530 TL"dir.
Temyize konu edilen miktarın 3.587,50 TL olması nedeniyle bölge adliye mahkemesinin 23.11.2017 tarihli kararı kesin niteliktedir. Kesin olan kararın temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyizi yönünden, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi’nin 2017/902 esas ve 2017/800 karar ve 23.11.2017 tarihli hükmün ONANMASINA, dosyanın Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.