MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.03.2007 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkeme kararı hükmü temyiz edene usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, 8 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur.
6100 sayılı HMK"nın Geçici 3. maddesi hükmüne göre, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı HUMK"nun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Somut olayda uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK"nun 437. maddesinde sulh hukuk mahkemesi kararlarına karşı temyiz süresinin 8 gün olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece hüküm sonucunda hatalı şekilde kararın iki hafta içerisinde temyiz edilebileceğinin belirtilmesi hükmü temyiz eden tarafa herhangi bir hak sağlamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.03.2013 tarihli ve 2012/19-779 esas, 2013/355 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
HUMK’nun 432/4. maddesi ve 1.6.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, süresinde olmayan temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 29.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.