Esas No: 2019/21682
Karar No: 2021/2441
Karar Tarihi: 23.02.2021
Danıştay 6. Daire 2019/21682 Esas 2021/2441 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/21682
Karar No : 2021/2441
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … Anonim Şirketi (…) Genel Müdürlüğü-…
VEKİLİ : Av. …
2- … -…
VEKİLİ : Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü …
DAVANIN KONUSU :Manisa ili, Yunusemre ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanın "154 kV (Manisa -Aliağa.2) Brş. N-Manisa OSB 2 TM Enerji İletim Hattı" projesi kapsamında güzergaha isabet eden taşınmazlarda direk yerlerinin mülkiyet şeklinde, iletken salınım gabarisinin ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılmasına dair 24.01.2019 tarihli, 672 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Taşınmazın kamu yararına hizmet edecek şekilde öğrenci yurdu yapılması amacıyla ihale usulüne dayalı satın alındığı ve 05.10.2018 tarihinde davacı adına tescil edildiği, ancak daha sonra 06.02.2019 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde taşınmaza ilişkin acele el koyma kararı verildiği halde altı aylık makul sürede bedel tespiti ve tescil davası açılmadığı için acele el koyma kararının hukuka aykırı hale geldiği ileri sürmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davalı … tarafından, işlemin kamu yararı ve hizmet gereklerine göre tesis edildiği, acelelik halinin mevcut olduğu ve davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
… A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından, davanın öncelikle görev, yetki, husumet, hak düşürücü süre, zamanaşımı, derdestlik, tahkim, işbölümü ve dava ehliyeti yönünden reddi gerektiği, TEİAŞ'ın Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan aldığı iletim lisansı çerçevesinde faaliyette bulunan devlet kuruluşu olduğu, Manisa Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü ile imzalanan bağlantı sözleşmesi kapsamında tesis edilecek projede yer alan Dr.1 sayılı direğin taşınmazda yer aldığı, … tarihli kamu yararı kararının alındığı ve 05.07.2018 tarihinde Bakanlıkça onaylandığı, iletim hattının güzergahının tayininde kamu yararının, en kısa mesafenin, en az maliyetin, uygun işletme ve bakım şartlarının gözetildiği, ilgili kurumlardan görüş alındığı ve güzergahın değiştirilmesinin mümkün olmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …'NUN DÜŞÜNCESİ : Manisa ili, Yunusemre ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanın "154 kV (Manisa -Aliağa.2) Brş. N-Manisa OSB 2 TM Enerji İletim Hattı" projesi kapsamında güzergaha isabet eden taşınmazlarda direk yerlerinin mülkiyet şeklinde, iletken salınım gabarisinin ise irtifak hakkı kurulmak suretiyle Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılmasına dair 24.01.2019 tarihli, 672 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmektedir.
6446 sayılı Kanunun "İletim faaliyeti" başlıklı 8. maddesi uyarınca elektrik enerjisi iletim faaliyetinin, lisansı kapsamında münhasıran TEİAŞ'a ait olduğu ve TEİAŞ'ın bu amaçla inşa edeceği iletim hatları için ihtiyaç duyulan arazilerin temininde acele kamulaştırma yönteminin tercih edilmesinde Manisa Organize Sanayi Bölgesinin ve dolayısı ile de Ülkemizin enerji ihtiyacının hızla artış göstermesi ve üretilen/satın alınan enerjinin tüketim noktalarına ulaştırılmasında gecikmeye yol açılmamasının hedeflenmiş olduğu, niteliği gereği enerji nakil hatlarının mümkün olan en kısa mesafeden ve en uygun hattan geçirilmesinde kamu yararı bulunması; her taşınmazın mülkiyet durumuna göre güzergah belirlenmesinin olanaksızlığı ve alternatif çözümlerin kamuya yükleyeceği mali külfet gözönünde bulundurulduğunda enerji iletim hattı projesi kapsamında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : 2015 yılında … Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan ihale yolu ile davacı tarafından yap işlet devret modeliyle 1700'den fazla konuttan oluşan öğrenci yurdu projesi yapılması amacıyla taşınmaz satın alınmış, ihaleye itiraz edilmesi neticesinde 05.10.2018 tarihinde davacı adına tescil edilebilmiş, yapılması planlanan öğrenci yurdu projesi kapsamında Yüksek Öğrenim Kredi Yurtlar Kurumu ile ön protokol imzalanmış, plansız alan konumundaki taşınmazın yapılaşabilmesi için gerekli işlemlerin yapılması talebiyle ilgili idarelere başvuru yapılmış, bu arada TEİAŞ ile Manisa Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü arasında 22.11.2017 tarihinde imzalanan bağlantı anlaşmasına istinaden, 154 kV (Manisa -Aliağa.2) Brş. N-Manisa OSB 2 TM Enerji İletim Hattı Projesi kapsamında kalan taşınmazların kamulaştırılabilmeleri amacıyla TEİAŞ Yönetim Kurulunca … tarihli, … sayılı kamu yararı kararı alınmış ve anılan karar Enerji veTabii Kaynaklar Bakanlığının … tarihli, … sayılı oluru ile onaylanmıştır.
Daha sonra davacı tarafından, taşınmaza ilişkin uyuşmazlığa konu elektrik iletim hattı projesinden tesadüfen haberdar olunduğu belirtilerek TEİAŞ Genel Müdürlüğüne alternatif proje önerileri sunulmuş ancak tekliflerin ilgili idarece reddedilmesi üzerine, … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında kamu yararı kararının iptali istemiyle dava açılmış, ilerleyen süreçte de dava konusu edilen Cumhurbaşkanlığı kararının kabul edilmesi üzerine bu karara dayalı olarak asliye hukuk mahkemesinde açılan acele el koyma davasında 06.02.2019 tarihinde taşınmaza dair acele el koyma kararı verilmiştir.
Nihai olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan bedel tespiti ve tescil davasından ise davacı tarafa herhangi bir tebligat yapılmadan 02.10.2019 tarihinde haberdar olunduğu belirtilmiş ve 21.10.2019 tarihinde görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı 1982 Anayasasının "Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması" başlıklı 13. maddesinde, "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." hükmüne, "Mülkiyet Hakkı" başlıklı 35. maddesinde de, "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir." hükmüne yer verilmiştir.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun "Kamulaştırma" başlıklı 19/2 maddesinde,"Kamulaştırılan taşınmazın mülkiyeti ve/veya üzerindeki sınırlı ayni haklar, üretim veya dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluşuna, bunların bulunmaması hâlinde ise Hazineye ait olur. Kamulaştırma bedeli önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kişisi tarafından ödenerek tapuda Hazine adına tescil edilen veya niteliği gereği tapudan terkin edilen taşınmazlar üzerinde Maliye Bakanlığınca kamulaştırma bedelini ödeyen önlisans veya lisans sahibi özel hukuk tüzel kişileri lehine bedelsiz irtifak hakkı tesis edilir ve/veya kullanma izni verilir. İrtifak hakkının ve/veya kullanma izninin süresi önlisans veya lisansın geçerlilik süresi ile sınırlıdır" hükmü, "Arz güvenliği" başlıklı 20/1 maddesinde ise, "Bakanlık, elektrik enerjisi arz güvenliğinin izlenmesinden ve arz güvenliğine ilişkin tedbirlerin alınmasından sorumludur..." hükmü yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun "Kamulaştırmada Önce Yapılacak İşlemler ve İdari Şerh" başlıklı 7. maddesinde, "İdare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir. Bildirim tarihinden itibaren malik değiştiği takdirde, mülkiyette veya mülkiyetten gayri ayni haklarda meydana gelecek değişiklikleri tapu idaresi kamulaştırmayı yapan idareye bildirmek zorundadır. İdare tarafından, şerh tarihinden itibaren altı ay içinde 10 uncu maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespitiyle idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde, bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir." hükmüne, "Acele kamulaştırma" başlıklı 27. maddesinde, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Anılan kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden, Anayasanın 13. ve 35. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasaya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır.
Bu çerçevede, 2577 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem şeklinde düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisinde Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir.
Bu kapsamda, üçüncü koşul olan aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usule ilişkin olarak:
Davalılardan … Genel Müdürlüğünün usule ilişkin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Esasa ilişkin olarak:
6446 sayılı Kanunun "İletim faaliyeti" başlıklı 8. maddesi uyarınca elektrik enerjisi iletim faaliyetinin, lisansı kapsamında münhasıran TEİAŞ'a ait olduğu ve TEİAŞ'ın bu amaçla inşa edeceği iletim hatları için ihtiyaç duyulan arazilerin temininde normal kamulaştırma yöntemi yerine acele kamulaştırma yönteminin tercih edilmesinde somut olayda olduğu gibi Manisa Organize Sanayi Bölgesinin ve dolayısı ile de Ülkemizin enerji ihtiyacının hızla artış göstermesi ve üretilen/satın alınan enerjinin tüketim noktalarına ulaştırılmasında gecikmeye yol açılmamasının hedeflenmiş olduğu, öte yandan uyuşmazlık konusu taşınmaza isabet eden güzergahın dayandığı projenin dava konusu edilmediği, niteliği gereği enerji nakil hatlarının mümkün olan en kısa mesafeden ve en uygun hattan geçirilmesinde kamu yararı bulunması; her taşınmazın mülkiyet durumuna göre güzergah belirlenmesinin olanaksızlığı ve alternatif çözümlerin kamuya yükleyeceği mali külfet gözönünde bulundurulduğunda enerji iletim hattı projesi kapsamında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu edilen Cumhurbaşkanlığı kararından önce uyuşmazlık konusu projeye ilişkin onaylanan … tarihli kamu yararı kararının iptali istemiyle davacı tarafından açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu ise … Bölge idare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararı ile kesin olarak reddedilmiştir.
Davacı tarafça 06.02.2019 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde taşınmaza acele el koyma kararı verildiği halde altı aylık makul sürede bedel tespiti ve tescil davası açılmadığı için acele el koyma kararının hukuka aykırı hale geldiği ileri sürülmüş ise de, kamulaştırma kararından sonra Kamulaştırma Kanununun yukarıda yer verilen 7. maddesi uyarınca kamulaştırma süreci nedeniyle tapu siciline düşülen şerhin, altı ay içerisinde bedel tespiti ve tescili davası açılmaması halinde tapu idaresince resen sicilden silinmesi sonucunu doğuracağı ve anılan işlemin bu davanın konusu oluşturmadığı gibi kamulaştırma işlemini hukuka aykırı hale getirmeyeceği açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …- TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4.. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 23/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.