19. Hukuk Dairesi 2018/988 E. , 2019/5620 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası hakkında Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden (Tic. Mah. Sıf.) verilen davanın reddine yönelik 2014/518 esas, 2017/19 karar sayılı ve 17.01.2017 tarihli hükme karşı taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurması sonucunda Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2017/1182 esas, 2017/1229 karar sayılı ve 23.11.2017 tarihli ilamına karşı verilen davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına yönelik kararın davacı vekili ve davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalıların takip dayanağı kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, asıl borçluya kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, borç ödenmeyince takibe geçildiğini, davalıların yapılan takibe haksız itiraz ederek takibi durdurduklarını belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kredi sözleşmesinin asıl borçlusuna karşı icra takibi başlatmadan ve asıl borçlunun borca teminat olarak ipotek verdiği taşınmaz ile ilgili ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna başvurmadan borcun tahsili amacıyla kefillere başvuru yapılmasının açık yasal düzenleme karşısında hukuka aykırı olduğunu, davacı bankaca borcun teminatı olması amacı ile borç miktarınca hayat sigortası yapıldığını, asıl borçlunun vefat etmesi nedeniyle hayat sigortasındaki risk vuku bulduğundan sigorta yaptırılan şirket tarafından borcun ödenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, Borçlar Kanunu"nun 583. maddesinde kefilin sorumlu olacağı azami miktarın sözleşmede açıkça gösterilmesi gerektiği ve sözleşmede kefilin ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş olup olmadığının, sözleşmede böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasına olanak bulunup bulunmadığının hakim tarafından resen gözetilmesi gerektiği, somut olayda davalıların kefil olduğu kredi sözleşmesinin incelenmesinde 100.000 TL bedelli olduğu, 100.000 TL"nin el yazısı ile doldurulduğu ancak sözleşmenin de tarihi olan 02.04.2012 tarihinde dosya içerisinde buluna hesap ekstresinin incelenmesinde nakit kredi kullandırımının 15.000,00 TL olduğu, bu hususun da kefillerin 15.000 TL"ye kefil oldukları yönündeki iddialarını doğruladığı, bu haliyle sözleşmede belirtilen miktara davalılar tarafından kefil olunmadığı ve kefaletin bu haliyle yasada aranan şartları taşımadığından bahisle davanın reddine, alacaklı bankanın takipte haksız olduğu ancak kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince,davalılardan ...’nün dava tarihinden önce öldüğü,ölü kimse aleyhine dava açılamayacak ise de, bu şahsın mirasçıları davalı vekiline vekaletname vererek davaya katılmış olduklarından ve HMK"nın 124/2. maddesinde yer alan "maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir" düzenlemesi karşısında, dava dilekçesinde ölü olduğu anlaşılan ..."nün davalı olarak gösterilmesi maddi bir hatadan kaynaklandığından mirasçılarının davaya dahil edilmesi ile davada taraf teşkilinin sağlandığı,davaya konu takip dayanağı 02/04/2012 tarihli davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ... arasında imzalanmış genel kredi sözleşmesinin 100.000 TL bedelli olup, davalılar ... ve ... kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzalandığı, kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı B.K."nın 484. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerliliği için sözleşmenin yazılı olması ve kefil olunan miktarın belirli veya belirlenebilir olması yeterli olduğu, kredi sözleşmesinde miktar belirtildiğinden ve miktarın yazılı olduğu sözleşmenin 2. sayfası müteselsil kefiller tarafından da imzalandığından, kefalet sözleşmesinde miktar belirlenebilir durumda ve kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu, kredi ve kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818. sayılı Borçlar Kanununun kefalete ilişkin maddelerinin uygulanması gerekirken, olay tarihinde yürürlükte olmadığı için uygulanmasına olanak bulunmayan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 583. maddesi uyarınca şekil şartlarına uyulmadığından kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğuna dair mahkeme kabulü hatalı olduğu,ancak kredi sözleşmesinin asıl borçlusu ... 26/05/2013 tarihinde öldüğü,davacı bankaca kredi hesabı 29.05.2013 tarihinde kat edilmiş aynı tarihte noter ihtarnamesi ile borçlulara kredi borcunun ihtarın tebliğinden itibaren 3 gün içersinde ödenmesi ihtar edildiği, ihtarname asıl borçluya ölü olduğundan tebliğ edilemediği,hesabın kat edildiği ve ihtarnamenin keşide edildiği tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK."nın 586. maddesinde "Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir." hükmü düzenlendiği, hesap kat ihtarı asıl borçluya tebliğ edilemediğinden TBK"nın 586. maddesinde öngörülen şartlar gerçekleşmediği,bu nedenle alacaklı müteselsil kefil olan davalılara karşı icra takibinde bulunamayacağı, davalıların takibe itirazı haklı olduğundan itirazın iptali davasının reddi gerektiği, mahkemece davanın reddine karar verilmesi esas itibarıyla doğru ise de, mahkemece hatalı değerlendirme ile kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğundan bahisle davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve mahkeme gerekçesinin düzeltilerek davanın reddine karar verilmiş,dava tüm davalılar yönünden aynı sebepten reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2 maddesine göre davalılar lehine tek bir vekalet ücreti hükmedilmesi ve davacı bankanın takipte kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle istinaf sebebi yapılmayan hususların temyiz sebebi yapılamayacağına göre, davacı vekili ve davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle, muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/1182 Esas ve 2017/1229 karar ve 21.11.2017 tarihli hükmün ONANMASINA, dosyanın Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"ne gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden taraflardan alınmasına, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.