1. Hukuk Dairesi 2017/335 E. , 2020/2469 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, davalı ... tarafından sahte senetle aleyhine başlatılan icra takibinin başkasına ait adrese tebligat yapılmak suretiyle kesinleştirilerek maliki olduğu 3237 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 2 nolu bağımsız bölümün cebri icra yoluyla alacağına mahsuben davalı ...’ye satıldığını, henüz kullanılabilir durumda bulunmayan, tamamlanmamış taşınmazın kısa aralıklarla ... tarafından diğer davalı ...’ye, İlhami tarafından da öteki davalı ...’a devredildiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, devirlerin gerçek olmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa şimdilik 8.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı ..., taşınmazı alacağına mahsuben kaba inşaat halinde iken cebri satışla temlik aldığını, taşınmazı herşeyini yaptırdıktan sonra diğer davalı ..."ye sattığını, taşınmazla artık bir ilgisinin kalmadığını, diğer davalılar, taşınmazı tapu siciline güvenip, bedelini ödeyerek, iyiniyetle satın aldıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, yolsuz tescil iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle tapunun iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Toplanan delillerden, tüm dosya içeriğinden, davalı ... tarafından 10.10.2008 tarihli 200.000,00 TL bedelli senede dayanılarak davacı ile dava dışı kişiler aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleşmesi neticesinde davacı adına kayıtlı çekişme konusu 2 nolu bağımsız bölümün 17.08.2010 tarihinde yapılan cebri ihale ile alacağına mahsuben davalı ..."ye satılıp, 02.09.2010 tarihinde adına tescil edildiği, taşınmazı ..."nin 03.09.2010 tarihinde diğer davalı ..."ye, İlhami"nin de 05.11.2010 tarihinde öteki davalı ..."a devrettiği, İstanbul 5. İcra Mahkemesinin 2011/373 Esas, 2012/381 Karar sayılı 14.02.2012 tarihli ilamıyla, takibe dayanak senetteki imzaların davacı ..."in eli ürünü olmadığının bilirkişi raporuyla sabit olduğu gerekçesiyle davacının imza itirazının kabulüne, takibin davacı yönünden durdurulmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 25.02.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 s. Türk Medeni Kanununun (TMK) 2.maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988 ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
Diğer taraftan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024.maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
Somut olaya gelince, sahteliği saptanan 10.10.2008 düzenleme tarihli, 200.000,00 TL miktarlı senet nedeniyle yapılan icra takibi sonucu gerçekleştirilen satışın ve oluşan kaydın yolsuz olduğu hususunda bir tereddüt yoktur. Dolayısıyla davalı ... adına oluşan tescil yolsuzdur. Ancak diğer ellerin iyiniyetli olmaları halinde edinimlerinin korunacağu kuşkusuzdur. Eldeki davada ..."den sonraki malikler İlhami ve Kenan"ın kötüniyetli oldukları hususu davacı tarafından usulünce kanıtlanabilmiş değildir.
Hal böyle olunca, iptal tescil isteğinin reddedilmesi, bedelin ilk el ..."den tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı ..."nin temyiz itirazının reddine, davalılar İlhami ve Kenan vekillerinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.