9. Hukuk Dairesi 2014/25297 E. , 2015/35785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2014
NUMARASI : 2010/1107-2014/440
Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile izin ücreti, fazla mesai ücreti, izin ücreti farkı ile genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 15.08.2008-20.08.2010 tarihleri arasında Anadolu şube müdür yardımcısı olarak çalıştığını, yasal hakkı olan izinlerini kullanmak istediğinde çeşitli sebeplerle izin taleplerinin red edildiğini, haksız ve kötü uygulamaya maruz kaldığından istifa ettiğini belirterek, kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatları ile fazla çalışma, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin kendi istifası ile sona erdiğini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, yine kendisi istifa ettiğinden davacının kötü niyet tazminat hakkının bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği alacaklarının mevcut olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının iş sözleşmesinin istifası sureti ile sona erdiği ve taleplerinin tümünün oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK’nın 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemenin gerekçeli kararında, feshe yönelik kısa bir gerekçe belirtilmiş, feshe bağlı olmayan alacaklar yönünden gerekçe belirtilmemiş ve bilirkişi raporuna atıf yapılmıştır. Hukuki nitelendirme ve gerekçelendirme hakime aittir. Somut uyuşmazlıkta davacının iddiası, davalının savunması üzerinde durulmamış, maddi olay saptanmamış, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi yapılmamış, kısaca karar gerekçesiz yazılmıştır. Bilirkişi raporuna atıf kararın gerekçeli olduğunu göstermez. Gerekçesiz karar yazılması, adil yargılanma hakkının ihlalidir. Kararın salt bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.