1. Hukuk Dairesi 2020/837 E. , 2020/2468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davacı ... yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..."nün 14 parça taşınmazını diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğluna temlik ettiğini, daha sonra 10 parça taşınmazın kamulaştırılarak bedelinin davalı tarafından tahsil edildiği iddiası ile açılan alacak davasının kabul edilerek kararın kesinleştiğini, ancak anılan davada kamulaştırma bedelinin davalıya ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep edilmesine karşın mahkemece faiz hakkında hüküm kurulmadığını ileri sürerek, kamulaştırma bedelinden miras paylarına isabet eden 57.927,87 TL’nin 03.06.2005 tarihinden anılan davada karar tarihi olan 13.02.2014 tarihine kadar işlemiş yasal faiz olan 40.521 TL"nin davalıdan tahsil edilmediğini, ayrıca mirasbırakanları ..."nün Taht Köyü 7, 9, 11, 20, 22 ve 23 parsel sayılı 6 parça taşınmazını da diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğluna temlik ettiğini, daha sonra anılan taşınmazların kamulaştırılarak bedelinin davalı tarafından tahsil edildiğini ileri sürerek, daha önce hükmedilmeyen 40.521, TL işlemiş faiz ile kamulaştırılan taşınmazlar nedeniyle davalıya ödenen paradan miras paylarına isabet eden 23.773 TL"nin kamulaştırma bedelinin ödendiği 03.06.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemişler, yargılama sırasında davacılardan Sakine davadan feragat etmiştir.
Davalı, zamanaşımı defi ileri sürmüş, 2010/332 Esas sayılı dava dosyasında verilen hükmün davacılar tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle usuli kazanılmış hak oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "Hemen belirtmek gerekir ki, çekişme konusu 302, 312, 314, 317, 320, 345, 347, 350, 352 ve 353 parsel sayılı 10 parça taşınmaza ilişkin faiz isteği bakımından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı ...’ın bu parsellere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Ne var ki; Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/322 Esas sayılı dava dosyasında dava konusu edilmemesine karşın eldeki davada dava konusu olan 7, 9, 11, 20, 22, ve 23 parsel sayılı 6 parça taşınmaz hakkında mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 7, 9, 11, 20, 22, ve 23 parsel sayılı 6 parça taşınmaz hakkında işin esasının incelenmesi, tarafların delillerinin eksiksiz toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilmesi isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde mahkemece, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle çekişme konusu 6 parça taşınmaz için davacı ..."ın miras payına isabet eden 11.886,50 TL kamulaştırma bedelinin 03.05.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğiyle temliklerin muvazaalı olduğu saptanarak 6 parça taşınmaz bakımından davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının değinilen yön itibariyle temyiz isteğinin reddine.
Davalının sair temyiz itirazına gelince;
Davacı hem önceden hüküm altına alınan miktarın faizini istemiş hem de 6 parça taşınmaz için istekte bulunmuştur ancak mahkemece bozmadan sonra faiz isteği bakımından hüküm tekrarı yapılmadığı gibi faiz isteği reddedildiği halde davalı lehine vekalet ücreti de tayin ve takdir edilmemiştir.
Hal böyle olunca, davacının faiz isteği bakımından hüküm tekrarı yapılması ve reddedilen faiz isteği yönünden davalı lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Davalının değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.