10. Hukuk Dairesi 2020/4417 E. , 2021/7743 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir 14. İş Mahkemesi
Dava ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi esastan reddine karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili, müvekkiline davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptali ile icranın tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı vekili, hak düşürücü süre itirazlarının bulunduğunu, 6552 sayılı Yasa ile dava açılmadan önce Kuruma müracaat şartının getirildiğini ve bunun dava şartı niteliğinde olduğunu, davacının Kuruma herhangi bir müracaatı olmadığı için davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddi gerektiğini, 6183 sayılı Kanun"un 58/3. maddesi gereğince takibin durdurulması için iptali talep edilen ödeme emrine konu borç miktarı kadar teminat yatırılması gerektiğini, aksi halde takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, müvekkili Kurum"un yapmış olduğu tüm işlemlerin kanunun emredici hükümlerine uygun işlemler olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
a "Davanın kabulüne,
Davacı ... TC kimlik nolu ... aleyhine SGK Başkanlığı davalı Kurum Dokuz Eylül SGM tarafından;
2015/0133316 sayılı takip dosyasından düzenlenen 20.12.2017 tarih 2015/0133316 sayılı 1.869.369,94 .-TL bedelli
2015/0133317 sayılı takip dosyasından düzenlenen 20.12.2017 tarih 2015/0133317 sayılı 160.138,89 .-TL bedelli
2015/0133318 sayılı takip dosyasından düzenlenen 20.12.2017 tarih 2015/0133318 sayılı 783,55 .-TL bedelli
2014/065187 sayılı takip dosyasından düzenlenen 20.12.2017 tarih 2014/065187 sayılı 602.771,37 -TL bedelli
2014/065188 sayılı takip dosyasından düzenlenen 20.12.2017 tarih 2014/065188 sayılı 51.635,48 .-TL bedelli
2014/065189 sayılı takip dosyasından düzenlenen 20.12.2017 tarih 2014/065189 sayılı 1.388,92 .-TL bedelli
2014/053036 sayılı takip dosyasından düzenlenen 20.12.2017 tarih 2014/053036 sayılı 50.786,40 .-TL bedelli
2014/053037 sayılı takip dosyasından düzenlenen 20.12.2017 tarih 2014/053037 sayılı 589.672,64 .-TL bedelli ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İzmir 14. İş Mahkemesi"nden verilen 27.12.2018 tarih, 2018/3 Esas ve 2018/396 Karar sayılı kararına yönelik davalı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın ispatlanamadığını, müvekkili Kurum tarafından yapılan işlemlerin yasal mevzuat çerçevesinde yapıldığını beyanla eksik incelemeye dayalı kurulan ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80/12 maddesi, "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü öngörmüş, 5510 Sayılı Kanunun 88/20 maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. " hükmünü öngörmüştür.
Her iki yasal düzenleme birlikte irdelendiğinde, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın Kurum alacaklarını düzenleyen 88/20. maddesinde sorumluluk için yönetim kurulu üyeliği yeterli iken, 01/10/2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 80/12. maddesinde ise, yönetim kurulu üyeliği tek başına yeterli olmayıp, yönetim kurulu üyesinin aynı zamanda üst düzey yönetici veya yetkilisi olması da gerekmektedir.
Prim ödeme yükümlüsü 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 87. maddesine göre belirlenir. Bu Yasa 506 sayılı Yasaya göre üst düzey yöneticilerin sorumlulukları bakımından bazı değişikler getirmiştir. Bu değişikliklerden birincisi üst düzey yöneticilerin kurumun diğer alacaklarından da sorumlu tutulmuş olması, ikincisi ise 5510 sayılı Yasada yönetim kurulu üyelerinin de müteselsilen sorumlu oldukları açıkça ifade edilmiştir. Müteselsil sorumluluk kurum alacaklarından dolayı kuruma karşıdır. Bu nedenle müteselsil sorumluların her biri borcun tamamı ödeninceye kadar sorumlu kalmaya devam eder. Bu tür bir sorumlulukta, müteselsil sorumluların her birinin sorumluluğu kişisel niteliktedir ve bu sorumluluk da önce borçluya başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu sorumluluk borcun tamamını kapsar. Türk Ticaret Kanunu"nun 365. maddesi uyarınca bir anonim şirket yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Yönetim-devredilmediği takdirde yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir. (Madde 367/2) 5510 sayılı Yasa kapsamında anonim şirket üst düzey yöneticisi sayılmak için yönetim kurulu üyesi olmak yeterlidir. Üst düzey yönetici sıfatı bulunan yönetim kurulu üyeleri 5510 sayılı Yasanın 88/20.maddesindeki sorumlulukları açısından, 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35 ve 213 sayılı Yasanın 10. maddesindeki sorumluluklarında olduğu gibi kamu alacağının kısmen veya tamamen anonim şirketi mal varlığından tahsil edilememiş veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılmış olmasına gerek bulunmamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu, asıl borçlu anonim şirkete karşı icra takibi yapmadan da doğrudan doğruya üst düzey yönetici sıfatı bulunan yönetim kurulu üyeleri aleyhine icra takibinde bulunabilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun Anonim Şirketin yönetim ve temsil kısmını düzenleyen 365. maddesinde "anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur" düzenlemesi mevcuttur.
Eldeki davada, dava dışı ... Teks. San. Tic. A.Ş. unvanlı ... sicil nolu işyerinin 2012/2-2015/12 devresine ait prim borçlarına ilişkin 2015/0133316, 2015/0133317, 2015/0133318, 2014/065187, 2014/065188, 2014/065189, 2014/053036, 2014/053037 sayılı ödeme emirlerinin, borçlu şirketin tüzelkişi yönetim kurulu üyesi ... ... Plastik Pazarlama Ticaret ve San.A.Ş.temsilcisi sıfatıyla davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından ödeme emirlerinin iptali talep edilmiştir.
Yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde, dava dışı borçlu şirketin ortaklık yapısı belirlenmeli, davacının temsilcisi ... ... ...A.Ş.nin, asıl borçlu ... ...A.Ş.’de, şirket tüzelkişi olarak yönetim Kurulu üyeliğinin tarihleri ile davacının, ... .......A.Ş.’de Yönetim Kurulu üyeliğinin bulunup bulunmadığı hususu araştırılmalı, davacının yönetim Kurulu üyeliğinin bulunmaması halinde ise, temsil yetkisi irdelenmeli ve temsile yetkili olduğu dönemler dikkate alınarak, yetkisinin kapsamı belirlenmeli varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak yukarıda açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi