13. Hukuk Dairesi 2016/24014 E. , 2019/10912 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirketten 10/11/2006 tarihli sözleşme ile 360.000,00 TL ödeyerek (4+1) daire satın aldığını, sözleşmenin eki mahal listesinin 9. maddesinde; 4+1 ve dubleks daireler için 2 araçlık kapalı otopark alanı tahsis edileceği belirtilmiş olmasına rağmen davalının bu edimini yerine getirmediğini, davalının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmeyerek 2 adet kapalı otopark için sebepsiz zenginleştiğini, teslim edilmeyen ve teslimi olanaksız olan 2 adet kapalı otopark için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.500,00 TL"nin dairenin hukuki teslim tarihi olan 26/03/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; bilahare talebini ıslah sureti ile arttırmıştır.
Davalı, satış sözleşmelerinde 4+1 ve dubleks daire satın alan 45 müşterisine iki araçlık otopark sözü verdiğini, bunun dışında kalan bütün müşterilerle yapılan sözleşmelerde 1 araçlık kapalı garaj taahhüdünde bulunduğunu, teslim etmesi gereken kapalı garaj araç kapasitesinin 153 adet olduğunu, kendisinin 161 adet araç için yer tahsisi gerçekleştirdiğini, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 18.000,00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen bu alacağın 2.500,00 TL’sine dava, 15.500,00 TL’sine ıslah tarihi olan 24/12/2015 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, eldeki davada davalıdan satın aldığı dairede ve ortak alanlarda ayıplar bulunduğunu, 2 adet otopark taahhüt edilmesine karşı bu taahhüdün yerine getirilmediğini ileri sürerek tazminat talep etmiştir. Davacının, 4+1 daire için sözleşmenin eki mahal listesine göre 2 adet kapalı otopark taahhüt edilmesine karşın bu edimin yerine getirilmediği iddiası ile dairede meydana gelen değer kaybının tahsili talebi yönünden alınan bilirkişi raporu doğrultusunda %5 değer kaybına karşılık 18.000,00 TL"ye hükmedilmiştir.
Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (13.HDT.26.12.1997, E.1997/7580; K.1997/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda bu hususlar gözetilmeksizin, bulunan oran satış bedeline uygulanarak indirilmesi gereken tutar belirlenmiştir.
Oysa yukarıda açıklandığı gibi dava konusu dairenin satın alındığı tarih gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde satış tarihi itibariyle dairenin ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı rayiç değeri ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da taraflar arasında gerçek satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmeli, davacı talebi ile tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek bir karar verilmelidir. Açıklanan husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.