20. Hukuk Dairesi 2014/4401 E. , 2014/8196 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü ... ada ... parsel sayılı 181 hektar 8510 m2 yüzölçümlü taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tespit görmüştür.
Davacı ..., 15 dönümlük taşınmazının orman parseli içinde bırakıldığını ileri sürerek, zilyetlik iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 24.11.2008 tarihli fen bilirkişi kroksinde (A2) ile gösterilen 11284,74 m2"lik bölümün orman olarak yapılan sınırlandırmasının onaylanmasına, (A1) ile gösterilen 3767,74 m2"lik bölümün orman olarak yapılan tespitinin iptaline karar verilmiş; davalı ... Yönetimi ve davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerinde Dairece (A2) ile işaretli bölüme yönelik hüküm onanmış, (A1) ile işaretli bölüme yönelik hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/07/2009 gün ve 2009/8793-11174 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, teknik bilirkişilerin 22.09.2008 tarihli raporlarına ekli krokide (A1) ile gösterilen 3767,74 m2"lik kısım yönünden orman sınırlandırma işleminin iptaline karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmazın öncesi itibarıyla orman olup olmadığı konusunda yapılan araştırma inceleme hükme yeterli değildir. Uzman bilirkişi raporuna ekli memleket haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek birbiri üzerine aplikesi yapılmadığı için bilirkişi raporu denetime elverişli değildir. Memleket haritasındaki lejantlara göre taşınmazın ne olarak gösterildiği ve hava fotoğraflarındaki niteliği de belirlenmemiştir. Taşınmazın batı sınırında bulunan yoldan sonra gelen ve ... Aşiret Yaylaları kadastro çalışma alanında kalan taşınmazların kadastroda ne gibi işlem gördüğü araştırılmamış, zira bu taşınmazların orman olarak tespit görmesi durumunda çekişmeli taşınmazın orman içi açıklığı konumunda olacağı düşünülmemiştir. Bunun yanı sıra dava, orman kadastrosu yanında aynı zamanda arazi kadastrosuna itiraz olduğu halde Hazine davada taraf olacak şekilde husumetin yaygınlaştırılması ve davanın kabul edilen bölümü ve kalan kesim yönünden ne olarak ve kim adına tescil edildikleri hüküm yerinde gösterilmek suretiyle düzenli sicil oluşturulmamıştır. O halde, ormanların mülkiyet hakkı Hazineye, kullanımı Orman Genel Müdürlüğüne ait olduğuna ve çekişmeli taşınmaza kadastro sırasında orman niteliği ile tespit tutanağı düzenlendiğine göre öncelikle, Hazine de davaya katılarak husumet yaygınlaştırılmalı, bölgeye ait en eski tarihli ve tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl öncesine ait memleket haritaları ve hava fotoğrafları getirtilerek önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; komşu parsel tutanakları getirtilerek çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmalı, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenmesi halinde bu defa zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları araştırılıp sonucuna göre karar verilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne; ... ada ... sayılı orman parseli içinde kalan ve fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle işaretli 3767,17 m²"lik bölümün orman olarak yapılan sınırlandırmasının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfiyle işaretli 11284,74 m²"lik bölüm hakkında verilen hüküm onandığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından (A) harfiyle işaretli bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, kadastro hâkimi düzenli sicil oluşturmak görevli olduğu halde reddedilen bölüm yönünden sicil oluşturulmamış olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 2-a bendinde yer alan “tapuya kayıt ve tesciline” ibaresinden sonra gelmek üzere, “çekişmeli taşınmazdan (A) harfiyle işaretli bölüm çıktıktan sonra geriye kalan bölümün tespit gibi tesciline,” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 02/10/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.