20. Ceza Dairesi 2020/533 E. , 2020/3622 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü ... hakkındaki Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28/02/2017 tarihli, 2006/230 esas ve 2006/286 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 30/12/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
İncelenen dosyadan;
1-Sanık hakkında, 12/05/2006 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma eyleminden dolayı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 08/06/2006 tarihli, 2006/9654 soruşturma, 2006/2951 esas ve 2006/332 sayılı iddianamesi ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı,
2-Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 31/10/2006 tarihli, 2006/230 esas ve 2006/286 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 1.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 10. Ceza Dairesi"nin 15/05/2007 tarihli, 2007/5118 esas ve 2007/5795 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilerek kesinleştiği,
3-Sanığın 20/02/2017 havale tarihli dilekçesi ile memnu hakların iadesi talebinde bulunması üzerine, kanun yararına bozma istemine konu Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28/02/2017 tarihli, 2006/230 esas ve 2006/286 sayılı ek kararı ile; “hükümlünün HERHANGİ BİR HAK YOKSUNLUĞUNUN BULUNMADIĞINA, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi ile getirilen hak yoksunluğunun hapis cezasının infaz edilmesiyle KENDİLİĞİNDEN ORTADAN KALKTIĞINA” karar verildiği,
4-Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce kanuna aykırılık ihbarında bulunulduğu,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 1.000,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına dair Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 31/10/2006 tarihli ve 2006/230 esas, 2006/286 sayılı kararının, Yargıtay 10. Ceza Dairesi"nin 15/05/2007 tarihli ve 2007/5118 esas, 2007/5795 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, anılan Mahkemenin 31/10/2006 tarihli kararıyla ilgili olarak sanık tarafından 20/02/2017 havale tarihli memnu hakların iadesi talebi üzerine, talep konusunda kendiliğinden ortadan kalktığının tespitine ilişkin Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28/02/2017 tarihli ve 2006/230 esas, 2006/286 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karara dayanak teşkil eden 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan, ""5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu"nun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir."" şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, somut olayda sanığın mahkûm olduğu 4 yıl 2 ay hapis cezasının 11/07/2010 tarihinde, 1.000,00 Türk lirası adlî para cezasının ise 17/02/2009 tarihinde infaz edildiği cihetle, memnu hakların iadesi talebi hakkında kendiliğinden ortadan kalktığının tespitine ilişkin kararın verildiği 28/02/2017 tarihinde 3 yıllık sürenin dolduğu, her ne kadar Mahkemesince verilen kararda hak yoksunluğunun bulunmadığı ve hapis cezasının infaz edilmiş olması gerekçesiyle kendiliğinden ortadan kalktığının tespitine karar verilmiş ise de; sanık hakkındaki mahkûmiyet kararında her hangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanığın mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunabileceği ve hakkındaki adli sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek, hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28/02/2017 tarihli ve 2006/230 esas, 2006/286 sayılı ek kararının bozulması istenilmiştir.
C-)Konunun Değerlendirilmesi:
Yapılan incelemede;
5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan, ""5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu"nun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir."" şeklindeki düzenleme dikkate alındığında,
Somut olayda; sanığın “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan almış olduğu mahkûmiyet kaydının 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"nun 9 ve geçici 2. maddeleri gereğince arşive alınmış olduğu, sanığın mahkûm olduğu 4 yıl 2 ay hapis cezasının 11/07/2010 tarihinde, 1.000,00 Türk lirası adlî para cezasının ise 17/02/2009 tarihinde infaz edildiği, memnu hakların iadesi talebi hakkında kendiliğinden ortadan kalktığının tespitine ilişkin kararın verildiği 28/02/2017 tarihinde 3 yıllık sürenin dolduğu, her ne kadar Mahkemesince verilen kararda hak yoksunluğunun bulunmadığı ve hapis cezasının infaz edilmiş olması gerekçesiyle kendiliğinden ortadan kalktığının tespitine karar verilmiş ise de; sanık hakkındaki mahkûmiyet kararında her hangi bir hak yoksunluğu yer almasa da, sanığın mahkûmiyetin doğal neticesi olarak yasaklanan hakların geri verilmesi talebinde bulunabileceği ve hakkındaki adli sicil arşiv kaydının bulunmasının yasaklanmış hak kavramına dahil olduğu, mahkemesince yapılacak değerlendirmede sanığın daha sonra yeni bir suç işleyip işlemediği incelenerek, hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda kanaate ulaşılması durumunda yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-)Karar : Açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28/02/2017 tarihli ve 2006/230 esas, 2006/286 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 01/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.