Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1244
Karar No: 2019/5612
Karar Tarihi: 19.12.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/1244 Esas 2019/5612 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2019/1244 E.  ,  2019/5612 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı ... vekili Av. ... ile davalı ... Traktör San. ve Tic. A.Ş. vekili Av. ... arasında görülen dava hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 2014/1159 esas ve 2015/712 karar sayılı ve 06.10.2015 tarihli hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/307 esas ve 2016/19 karar sayılı ve 11.01.2016 tarihli ilamı ile davacı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş, iş bu karara karşı davacı vekilince süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş ise de, Dairemizin 2016/11748 esas ve 2017/5015 karar sayılı ve 15.06.2017 tarihli ilamı ile davacı vekilinin karar düzeltme isteminin de reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilince 12.09.2017 havale tarihli dilekçesi ile maddi hata nedeniyle esas hakkında temyiz incelemesi yapılması istenilmiş olmakla, davacı vekilinin mahkeme kararını duruşmalı olarak temyiz etmesi nedeniyle taraflardan bilgi alınması amacıyla ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davacının, davalı şirkete ait ... markasının Şanlıurfa bayiliğini Eylül 2011 yılında aldığını, taraflar arasında traktör alım satım işi olduğunu, ancak davalının davacının istediği traktörleri temin edemeyip davacıya teslim edemediğini, davalı şirketin hiç bir haklı gerekçe olmadan 06.01.2014 tarihi itibariyle bayilik sözleşmesini feshettiğini, davalının fesih ihbarında belirttiği hususların gerçek olmadığını, davalının davacının istediği traktörleri tam ve zamanında teslim etmediğini, davalının yedek parça ve teknik servis hizmetini de gereği gibi yerine getirmediğini, yapılan fesih ihbarının haksız olması nedeniyle davacının maddi zarara ve kar kaybına uğradığını, davacının babasından kalan ve 30 yıllık geçmişi olan bir işi devralarak yılda ortalama 130 ile 180 adet ikinci el traktör satan bir konumda iken, davalının yapmış olduğu haksız fesih sonucunda, büyük emek ve çabayla oluşturduğu reklam ve tanıtım broşürlerini kaldırma ve işyerini tadil ettirme durumunda kaldığını, çevresinde iflas eden kişi konumuna düştüğünü, mesleki güven ve itibarının sarsıldığını, müvekkilinin sarsılan itibar kaybının da manevi tazminat olarak giderilmesi gerektiğini iddia ederek şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminat, 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı ile davalı arasında 2013 yılının mart ayında bayilik sözleşmesi imzalandığını, dolayısıyla davalı şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi eylül 2011 yılında değil, 2013 yılı mart ayında başladığını, davacının davalı şirketin acentesi veya temsilcisi olmadığını, davacının bayi sıfatıyla yapacağı masrafların karşılanması veya davacıya kar garantisi verilmesi hususunda davalı ile yapılmış herhangi bir anlaşma olmadığını, davalı şirketin bayilik sözleşmesinin uzun süre devam edeceği yönünde de davacıya bir garanti vermediğini, davacının 2013 yılında satmayı planladığını iddia ettiği 150 traktör sayısının gerçek dışı olduğunu, davacının bayilik sözleşmesinin şartlarına uymaması nedeniyle bayilik sözleşmesinin 07.01.2014 tarihli ihbarname ile feshedildiğini, fesihten sonra davacının talebi üzerine davalı şirketin zorunluluğu olmaması rağmen davacının stokundaki mevcut 7 adet traktörü ve yedek parçaları satın aldığını, bayilik sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedildiğini, bayi sıfatıyla bağımsız bir tacir olan davacının ticari ilişkideki kar/zarar riskini kendisinin taşıması gerektiğini, kar kaybı talebinin dayanağı olarak gösterdiği hususların hukuken kabulünün mümkün olmadığını, münhasır bayi olmayan davacının portföy tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiğini, sözleşmenin feshi sebebine dayalı manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda bayilik sözleşmesinin 2. maddesinden açıkça anlaşıldığı üzere sözleşme ile davacıya tekel hakkı verilmediğinin, öte yandan TTK’nın 122. maddesine göre denkleştirme tazminatı talebinde bulunabilmek için öngörülen şartların gerçekleştiğine dair dosyada delil bulunmadığının, bu sebeple portföy tazminatı talebinin kabul edilemeyeceğinin, taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haklı bir sebebe dayanmadığının, davacının fesih tarihinden itibaren işleyecek uygun önel süresi için kar kaybı talebinde bulunabileceğinin, davacının kalem kalem değerlendirilen alacak taleplerinin kabul edilemeyeceğinin bildirildiği, rapordaki değerlendirmelerin mahkemece yeterli görüldüğü, bilirkişi raporu doğrultusunda değerlendirme yapıldığı ve manevi tazminat konusunda da manevi anlamda herhangi bir güven ve itibar sarsıldığına dair somut delil bulunamadığı gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    (1) Dava dosyası içinde bulunan mahkemenin gerekçeli kararının davacı vekiline tebliğine ilişkin belgede, 17.11.2015 tarihinde davacı vekilinin kendisine tebliğ olunduğunun yazılı olduğu, ancak tebligat belgesinde bu yönde bir şerh olmasına rağmen yapılan soruşturma kapsamından gerekçeli kararın davacı vekiline bizzat tebliğ olunmadığı, bu sebeple gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğinin usulsüz olduğu, buna bağlı olarak davacı vekilinin temyizinin süresinde olduğu anlaşıldığından, maddi hataya dayalı Dairemizin 2016/307 esas ve 2016/19 karar sayılı ve 11.01.2016 tarihli ilamı ile 2016/11748 esas ve 2017/5015 karar sayılı ve 15.06.2017 tarihli ilamının kaldırılarak esastan temyiz incelemesi yapılmasına karar vermek gerekmiştir.
    (2) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    (3) Taraflar arasındaki sözleşme matbu olup süresi ile ilgili bölümlerde yıl hanesi boştur. Bu durumda sözleşmenin süresiz olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin davalı tarafından haklı sebeplerle derhal feshi hali sözleşmede öngörülmüş olup, bu halde davacının tazminat talep etmesi söz konusu değildir. Ancak davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının davacı bayisine bayilik ilişkisinin makul bir süre devamı imkanı vermesi gerekmektedir. Davalı bunu yapmadığı için davacı, belirlenen makul süre için yapacağı traktör satışlarından mahrum kaldığı karı talep edebilecektir. Davacının yapacağı traktör satışının en az bayilik ilişkisinin sürdüğü sürede yapılan traktör satışı performansı kadar olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece bilirkişiden bu yönde rapor alınıp yukarıda açıklanan makul süre için kar mahrumiyeti hesaplaması yaptırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde maddi tazminata ilişkin talebin tümden reddi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca maddi hataya dayalı Dairemizin 2016/307 esas ve 2016/19 karar sayılı ve 11.01.2016 tarihli ilamı ile 2016/11748 esas ve 2017/5015 karar sayılı ve 15.06.2017 tarihli ilamının kaldırılmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bend uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi