Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17880
Karar No: 2020/6460
Karar Tarihi: 20.10.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/17880 Esas 2020/6460 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı komşu, davalının evi ve bahçesinde beslediği köpeklerin neden olduğu koku, çevre kirliliği ve gürültü nedeniyle zarar gördüğünü belirterek, davalının komşuluk hukukuna aykırı davrandığını öne sürmüştür. Mahkeme, davanın kabulü ile davalının köpek beslemesinin ve yem vermesinin önlenmesine karar vermiştir. Ancak, davalının eylemi davacının kişilik haklarına yönelik saldırı niteliği taşımadığı için manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir ve Yargıtayca incelenerek, davalı komşunun köpek beslemesinin ve yem vermesinin önlenmesi şeklinde verilen hüküm bozulmuştur. Muaraza önlenmesi davası açılabileceği gibi, mülkiyet hakkı korunabilir ve taşınmaz sahibi haksız elatmana uğrarsa istihkak davası açabilir. Mülkiyet hakkı, kanunla toplum yararına kısıtlanabilir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. TMK'nin 737. maddesi, komşuların olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlü olduğunu belirtir.
14. Hukuk Dairesi         2016/17880 E.  ,  2020/6460 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.09.2015 gününde verilen dilekçe ile muarazanın önlenmesi, tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.07.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, davalının komşu taşınmaz üzerinde yer alan evi ve bahçesinde 6 adet köpek beslediği, köpeklere atılan et ve kemik parçalarının koku ve böceklenmeye sebep olduğu ayrıca köpeklerin sesleri nedeniyle zarar gördüğünü belirterek davalının komşuluk hukukuna aykırı davranışının önlenmesi ve manevi tazminat talep etmiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, 421 ada 12 parselde davacı adına kayıtlı taşınmaza, davalı ..."ın vaki müdahalesinin; bilirkişi ... ..."un 27/05/2016 ve 18/07/2016 tarihli raporlarında belirttiği şekilde ""... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 421 ada 11 parsel sayılı taşınmazda bulunan evin, kapı önlerinden başlanarak çevresinin ivedilikle temizlenmesi, akabinde usulüne uygun vektör mücadelesi yapılmak suretiyle gerekli sıhhi koşulların oluşturulması"" suretiyle men"ine, 5.000,00 TL manevi tazminatın karar tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
    TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
    Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nin "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
    Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.
    Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
    Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
    Bunun için de mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların tapu kayıtları ile çap ve krokileri getirtilmeli, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişiler hazır bulundurulmalı; düzenlenecek bilirkişi raporlarında, alınması gereken önlemler ile tazminat, ecrimisil, yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa, bunlar gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.
    Davaya konu olayda davacı, davalının komşu taşınmaz üzerine inşa ettiği ahırdan gelen kötü koku ile köpek ve hayvanların sesleri nedeniyle zarar gördüğünü belirterek davalının komşuluk hukukuna aykırı davranışının önlenmesini, gerekli tedbirlerin alınmasını istemiştir.
    TMK’nin 737. maddesi; “Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür. Özellikle taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü ve sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır. Yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan denkleştirmeye ilişkin haklar saklıdır” hükmünü içermektedir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince, davalının davacıya ait taşınmaza doğrudan müdahalesinin bulunmaması nedeniyle hükmün 1/a bendi 1. cümlesiyle taşınmaza el atmanın önlenmesine karar verilmesi doğru değildir. Bunun yerine mahkemece, davalının beslediği köpekler nedeniyle koku ve çevre kirliliği olduğu belirlendiğinden köpek beslenmesi ve yem vermenin önlenmesi şeklinde hüküm kurulması gerekmektedir. Bunun yanında davalının eyleminin davacının kişilik haklarına yönelik saldırı niteliğinde bulunmaması nedeniyle manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Belirtilen hususlar gözetilmeksizin karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi