Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13222
Karar No: 2018/706
Karar Tarihi: 05.02.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/13222 Esas 2018/706 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/13222 E.  ,  2018/706 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Davacı, eşinden ölüm aylığı almakta iken babasından dolayı kesilen yetim aylığının yeniden bağlanmasına, çıkarılan borcun iptaline, ödenmeyen aylıkların faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    K A R A R
    Dava; davacının, 5434 sayılı Yasa kapsamında eşinden dolayı aldığı ölüm aylığının yanısıra 1479 sayılı Yasa kapsamında da babasından dolayı ölüm aylığına hak kazandığının tespitine, 26.10.2012 – 24.07.2014 tarihleri arasında almış olduğu aylıkların borç olarak çıkarılması işleminin iptaline, ödenmeyen maaşların kesildiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının babasının 11.06.1999 tarihinde vefat ettiği ve 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu, eşinin ise 09.08.2012 tarihinde vefat ettiği ve 5434 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık; davacının eşinin ölümü nedeniyle 5434 sayılı Yasa uyarınca aldığı ölüm aylığı yanında, 1479 sayılı Yasa"ya tabi olan anne veya babasının ölümü nedeniyle ayrıca ölüm aylığı alıp alamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan yasal mevzuat aşağıda özetlendiği şekildedir;
    1- 01.10.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 45/c maddesinde “ geçimini sağlayacak başka bir gelirleri olmamak kaydı ile yaşları ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklarının her birine %25"i ” oranında aylık bağlanacağı hükmü yer almaktadır.
    2-04.10.2000 tarihinde yürürlüğe giren 619 sayılı KHK ile 1479 sayılı Yasa"nın 45/c maddesinde değişiklik yapılarak “ yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer ... Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25"i ” oranında aylık bağlanacağı hükmüne yer verilmiştir. Aynı KHK ile 46/2 maddesi değiştirilerek; “ Ancak, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir. ” hükmü getirilmiştir.
    3-04.10.2000 tarihli KHK Anayasa Mahkemesi"nin 26.10.2000 gün ve 61/34 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
    4-4956 sayılı Yasa, 08.08.2001 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş ve bu kez 1479 sayılı Yasa"nın 45/c maddesi; “ yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer ... Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25"i ” oranında aylık bağlanır şeklinde değiştirilmiştir.
    Aynı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 46/2 maddesine; “ Ancak, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir. ” hükmü getirilmiştir. Kurum"un bu yasal değişiklikler sırasında kız çocukları bakımından uygulamasına gelince; davalı Kurum, 4956 sayılı Yasa ile 08.08.2003 tarihinde yapılan değişiklikten sonra, 45/2. madde hükmünde yer alan “ bu Yasa ile diğer ... Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine aylık bağlanır ” hükmünü dikkate alarak; 08.08.2003 tarihinden sonra hak sahipleri yararına getirilen yasal düzenleme uyarınca bu tarihten önce ölen Bağ-Kur sigortalılarının kız çocuklarına da ölüm aylığı bağlamıştır. Kurum; farklı sigortalılık kanunlarına göre bağlanan aylıklar söz konusu olduğundan, 1479 sayılı Yasa"nın 46/2 maddesini hiçbir zaman uygulamamıştır. Zira; 1479 Yasa"nın 46/2. maddesi aynıYasa kapsamında hem ana veya baba ile kocadan hak edilen aylıklardan fazla olanın bağlanacağını ifade etmektedir.
    ... Kurumu, 2011/58 sayılı Genelgesi"nin 90. sayfasında yer alan örnek:3"te; “ 5434 sayılı Yasa"ya göre eşten ve 1479 sayılı Yasa"ya göre babadan 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesinden aynı anda ölüm aylığı alınabileceğini, aynı genelgenin 99. sayfasında; eşten 506, anneden 5434 ve babadan 1479 sayılı Yasalar kapsamında her üç aylığın tam olarak bağlanabileceğini ” örnek göstermiştir.
    Davalı Kurum; yeni bir yasal düzenleme olmadığı halde 2013/26 sayılı Genelgesiyle farklı uygulamaya başlamış, 1479 sayılı Yasa ile ilgili olarak, 01.10.1972 – 03.10.2000 ve 08.08.2001 – 01.08.2003 dönemleri içerisinde ölen sigortalılar yönünden, sigortalının geçimini sağlayacak bir geliri bulunmama koşulu varsa aylık bağlanacağını kabul etmiştir. Genelge; 04.10.2000 – 07.08.2001 ve 08.08.2003 – 01.10.2008 döneminde ölen sigortalılar bakımından da “ 1479 sayılı Yasa ve diğer ... yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamında kendi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almayan ” kız çocuklarına aylık bağlanacağını düzenlemiştir.
    Davalı Kurum, 04.10.2000 – 01.08.2001 ve 07.08.2003 – 01.10.2008 döneminde ölen Bağ-Kur sigortalılarının kız çocuklarına aylık bağlamış ve daha önce bağlanan aylıklara, ölen eşlerinden dolayı 5434 veya 506 sayılı Yasalardan bağlanan ölüm aylığının engel olmadığını kabul etmiştir. Kız çocuklarına söz konusu dönemlerde ölen ana veya babalarından dolayı 1479 sayılı Yasa kapsımında bağlanan aylıklar için iptal işlemi yapılmamıştır.
    Davalı Kurum, diğer aylıklara dokunmazken 01.10.1972 – 03.10.2000 ve 08.08.2001 – 01.08.2003 döneminde ölen sigortalıların hak sahibi kız çocuklarına sonraki lehe olan yasal düzenlemeler gereğince bağladığı ölüm aylıklarını, diğer ... kanunlarına göre eşlerinden bağlanan ölüm aylıklarını gelir testine tabi tutmuştur. Kurum, geçimini sağlayacak gelirleri bulunduğu gerekçesiyle bağlanan aylıkları iptal etmiş ve ödenen aylıklar nedeniyle borç tahakkuk ettirmiştir.
    Son olarak; ... Kurumu Emeklilik İşlemleri Genel Müdürlüğü 22.09.2016 gün ve 333-03003-E-5040387 tarihle “ Genel Yazı ” ile 01.10.1972 – 03.10.2000 ve 08.08.2001 – 01.08.2003 dönemlerinde ölenlerin kız çocuklarına gelir testi yapılmadan, kendi sigortalılıkları veya kendi sigortalılıkları nedeniyle bağlanan gelir ve aylık almamaları halinde ölüm aylıklarının bağlanmasına Yönetim Kurulunca karar verildiğini bildirmiştir.
    Gerçekten, davalı Kurum bu son işlemi ile kız çocuklarına bağladığı aylıkları, 1479 sayılı Yasa"ya aykırı olarak kestiğini veya bağlamadığını kabul etmiştir. Ancak ... kestiği aylıkları yönetim Kurulu Kararı uyarınca 2016 Ekim ayından itibaren yeniden bağlamasına karşın, daha önce ödediği aylıkları borç kaydetmiş ve tahsil ettiği aylıkları da iade etmemiştir.
    Davanın reddine karar veren mahkemeler, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi kararlarına dayalı olarak; 1479 sayılı Yasa"nın 4956 sayılı Yasa ile değişik 46/2 maddesine göre hem kocadan hem ana veya babadan aylığı hak kazanılması durumunda fazla ödeneceği gerekçesine dayanmaktadır. Bu değerlendirme, ... hukukunun genel yapısını gözden kaçırmaktadır. 5510 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girmesinden önce Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı ayrı ayrı tüzel kişiliğe sahip ayrı ayrı yasalara göre sosyal güvence sağlayan kurumlardır. Her bir Yasa kendi sigortalıları açısından hüküm ifade eder. Açıkça atıf yapılmadıkça diğer yasa hükümleri dikkate alınamaz. Zira 45/3. maddedeki “ 1479 sayılı Kanun ve diğer ... kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamında çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almayan ” kız çocuklarına aylık bağlanacağı ifadesi bu niteliktedir. Bu ifade dahi kız çocuklarının, diğer ... kurumlarından kendi çalışmaları dışında ( kocalarından-çocuklarından ) aylık almalarını 1479 sayılı Yasa"ya tabi ana veya babadan ölüm aylığı bağlanmasına engel olarak kabul etmemektir. Özetle; 1479 sayılı Yasa"nın 46/2. maddesi hükmü sadece 1479 sayılı Yasa"ya göre hem kocadan hem ana veya babadan ölüm aylığına hak kazanılması halinde uygulanabilir. Öte yandan, 5510 sayılı Yasa"nın geçici 1. maddesine göre; ölüm aylıklarının bağlanmasında vs..yürürlükten kalkan 1479, 506, 2926, 2925 sayılı Yasa hükümleri uygulanacağından, 5510 sayılı Yasa"nın 54. maddesinin de somut uyuşmazlıkta uygulama yeri yoktur.
    Sigortalılık hakkı veya sigortalılıktan kaynaklanan yaşlılık aylığı hakkı veya ölüm aylığı hakkı asla tamamen hakdüşürücü süreye tabi olmadığı gibi zamanaşımına da uğramaz. 1479 sayılı Yasa"nın 43. maddesine göre; ölüm aylıklarının beş yıl geçtikten sonra talep edilmesi halinde talep tarihinden itibaren ölüm aylığının bağlanması gerekmektedir. T.C. Anayasası"nın 10. maddesine göre; “ Herkes ...kanun önünde eşittir. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadırlar ”. 1479 sayılı Yasa"nın 4956 sayılı Yasa ile değişik 45/c maddesinde yer alan “yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer ... Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25"i oranında aylık bağlanır” hükmü Yasa"nın yürürlük tarihinden önce ölen sigortalıların kız çocukları için de uygulanmalıdır. Çeşitli yasal değişiklikler nedeniyle hak sahipleri açısından ölüm tarihlerine göre dört ayrı dönemin ikisi yönünden aylık bağlanması diğer iki dönem yönünden aylık bağlanmaması gerektiği yönündeki yorum açıkça T.C. Anayasası"nda yer alan eşitlik kuralına aykırı olduğu gibi genel hukuk ilkelerine de aykırıdır.
    Kurum"un, yukarıda sözü edilen genel yazı ile hak sahiplerine sonraki bir tarihte aylık bağlaması uyuşmazlığı sona erdirmemektedir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile davacının ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren bağlanmasına, davacının davalı Kurum"a borçlu olmadığının tesbitine karar vermek gerekirken, davacının Yasa"dan kaynaklanan ... hakkını ortadan kaldıracak biçimde yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine , 05.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi