Esas No: 2016/8613
Karar No: 2021/1224
Karar Tarihi: 23.02.2021
Danıştay 4. Daire 2016/8613 Esas 2021/1224 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/8613
Karar No : 2021/1224
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ve … numaralı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; 06/05/2015 tarihinde verilen ara karar gereği dosyaya davalı idarece gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu ödeme emirlerinin dayanağını teşkil eden şirket adına düzenlenen vergi/ceza ihbarnamelerinin ve ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin belgelerin dosyaya ibraz edilmediği, bu durumda, dava konusu ödeme emirleri ile istenilen amme alacaklarının öncelikle asıl borçlu şirket adına ödeme emri düzenlenerek tebliğinin sağlandığı ispatlanamadığından, şirket kanuni temsilcisi sıfatıyla davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 160. maddesinde, 153. maddede yazılı mükelleflerden işi bırakanların, keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları, işi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi veya başkaca bir ticarî, ziraî ve meslekî faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde, mükellefin (matrahlı veya matrahsız beyanname verenler dahil) işi bırakmış addolununacağı ve mükellefiyet kaydının vergi dairesince terkin edileceği, mükellefiyet kaydının terkin edilmesinin, mükellefin işi bırakmasından önceki döneme ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı, bu tarihten sonra faaliyette bulunduğunun tespiti halinde ise bu dönemlere ilişkin vergilendirmeye ve sahte belge düzenleme fiilini işleyenler hakkında kovuşturma yapılmasına ve ceza uygulanmasına da engel teşkil etmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Kanunun 7061 sayılı Kanunun 18. maddesiyle değiştirilmeden önceki şekliyle 103. maddesinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa, yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; asıl borçlu … Tur. Org. Tic. Ltd. Şti.'nin 213 sayılı Kanunun 160. maddesi gereğince mükellefiyetinin 31/12/2007 tarihi itibariyle re'sen terk ettirildiği, davacı kanuni temsilci adına düzenlenen ödeme emri içeriği amme alacaklarının 1996, 1997 ve 1998 yıllarına ait muhtelif amme alacaklarına ilişkin olduğu, davacı şirket adına düzenlenen ve bu dönemleri de kapsayan ödeme emirlerinden bir kısmının 24/12/2010 tarihinde ilanen tebliğ edildiği, bir kısmının da posta yoluyla tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Söz konusu şirketin adresinde bulunamaması nedeniyle vergi mükellefiyetinin re'sen terk ettirilmesi karşısında 213 sayılı Kanunun (7061 sayılı Kanunun 18. maddesiyle değişmeden önceki haliyle) 103. maddesinde yer alan ilanen tebliğ şartlarının oluştuğu açıktır.
Bu durumda, dava konusu davacı kanuni temsilci adına düzenlenmiş ödeme emirleri içeriği amme alacaklarına ilişkin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin, yukarıda bahsi geçen ve bir kısmının posta yoluyla bir kısmının da ilan yoluyla tebliğ edildiği anlaşılan amme alacaklarına ilişkin olup olmadığı hususunun araştırılması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.