20. Hukuk Dairesi 2018/3740 E. , 2019/3871 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi...... ile davalılardan ..., ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ......vekili tarafından davalılar ... ve arkadaşları aleyhine 30.09.2003 gününde asliye hukuk mahkemesine verilen dava dilekçesi ile; Tepe mahallesi 125 ada 3 sayılı parselin imar uygulaması ile 1731, 1694, 1698, 1981, 1659 ve 1663 sayılı adalara gittiğini, taşınmazların 1990 yılında hatalı yapılan orman kadastrosu sonucunda orman sınırları dışında bırakılarak, davalı kişiler adına tapuya tescil edildiğini, taşınmazların orman niteliğinde olduğunu ve tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istenmiştir.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesindeki hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine dair verilen 15.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ..... vekili tarafından istenilmekle, Dairenin 05.05.2010 gün ve 2010/3012-5873E.-K. sayılı kararı ile "...davanın devamı sırasında 4999 sayılı Kanun gereğince dışarıda kalmış ormanların kadastro çalışması yapılarak 31.08.2005 tarihinde ilân edildiği, eldeki dava nedeniyle çekişmeli taşınmaza ilişkin orman kadastro çalışmasının kesinleşmemiş olduğu, davanın tapu iptali ve tescil ile birlikte orman kadastrosuna itiraza dönüştüğü, bu tür davalara 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesi bakmakla görevli olduğundan tapu iptali ve tescil yönünden davanın elde tutularak orman kadastrosuna itiraz yönünden görevsizlik kararı verilmesi...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, orman kadastrosuna itiraz yönünden mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde .......gönderilmesine karar verilmiş, davalılar vekili tarafından temyiz edilen hüküm Dairenin 26.12.2011 gün ve 2011/8306 E.-15605 K. sayılı kararı ile onanmıştır.
Kararın kesinleşmesi üzerine, dosya, tapu iptali ve tescil davası yönünden tefrik edilerek, başka esasa kaydedilmiş, orman kadastrosuna itiraz yönünden ise kadastro mahkemesine gönderilmiştir.
Kadastro mahkemesinin 2012/47 Esas sırasına kaydedilen orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan yargılaması sırasında imar uygulaması ile oluşan 1731 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dava tefrik edilerek yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Mahkemece 125 ada 3 nolu parselin kadastro paftasındaki durumu ile imar uygulaması sonucu oluşan pafta çakıştırıldığında imar uygulaması sonrasında oluşan 1735 ada 1 nolu parselde (B), 1739 ada 3 nolu parselde (C), 1739 ada 2 nolu parselde (D), 1739 ada 1 nolu parselde (E) harfi ile gösterilen bölümler ile kamuya terk edilen ve bilirkişi krokisinde (A) ile
.......
gösterilen bölümlerin 125 ada 3 nolu parselin imar uygulamasından önceki kadastral sınırları içinde kaldığı, yargılamasına devam edilen 1731 nolu parselin ise 125 ada 3 nolu parselin kadastral sınırları içerisinde kalmadığının belirlendiği gerekçesiyle yargılamaya 1739 ada 1 ila 3 ve 1735 ada 1 sayılı parsele ilişkin olarak devam edilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi........ 18/08/2014 havale tarihli raporuna ekli krokide; 1739 ada 1 parselde (E) harfi ile gösterilen 3514,14 m2; 1739 ada 2 parselde (D) harfi ile gösterilen 793,39 m2; 1739 ada 3 parselde (C) harfi ile gösterilen 207,05 m2"lik bölümlerin orman olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ...... vekili ve davalılardan ..., ... ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından temyiz edilmiş, ancak davacı vekili 08.05.2015 havale tarihli dilekçe ile temyiz isteminden vazgeçmiş, mahkemece ek kararla davacı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1970 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu, 1990 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ile 31.08.2005 tarihinde ilân edilen 4999 sayılı Kanunun 7. maddesine göre herhangi bir nedenle dışarıda kalmış ormanların kadastrosu vardır.
1) Davacı ....... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Bilindiği üzere HMUK’nın 432. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından verilen hükümlere karşı temyiz yoluna müracaat edildikten sonra temyiz talebinden feragat edilmesi halinde, feragate ilişkin karar verme yetkisi Yargıtaya aittir. Somut olayda, davacı vekili 14/04/2015 havale tarihli dilekçeyle temyiz talebinde bulunduktan sonra 08/05/2015 havale tarihli dilekçeyle temyiz talebinden vazgeçmiş, mahkemece aynı günlü ek kararla Hazine yönünden temyiz talebinin reddine karar vermiş ise de bu doğru görülmemiştir. Bu nedenle mahkemenin 08/05/2015 tarihli ek kararının kaldırılarak; davacı vekilinin süresinde temyiz talebinde bulunduktan sonra temyiz talebinden feragat ettiği anlaşılmakla, davacı......vekilinin temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalılardan ..., ... ve arkadaşları vekili ..’ın temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili tarafından......sayılı parselin imar uygulaması ile 1731, 1694, 1698, 1981, 1659 ve 1663 sayılı adaların oluştuğunu, 1990 yılında hatalı yapılan orman kadastrosu sonucunda taşınmazların orman sınırları dışında bırakılarak, davalı kişiler adına tapuya tescil edildiğini, taşınmazların orman niteliğinde olduğu ileri sürülerek tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açılmış, mahkemece imar uygulaması ile oluşan 1731 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dava tefrik edilerek yukarıdaki esasa kaydedilmiş, dosya kapsamında 125 ada 3 nolu parselin kadastro paftasındaki durumu ile imar uygulaması sonucu oluşan pafta çakıştırıldığında ise imar uygulaması ile oluşan 1735 ada 1 nolu parselde (B), 1739 ada 3 nolu parselde (C), 1739 ada 2 nolu parselde (D), 1739 ada 1 nolu parselde (E) harfi ile gösterilen bölümler ile kamuya terk edilen ve bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen bölümlerin 125 ada 3 nolu parselin imar uygulamasından önceki kadastral sınırları içinde kaldığı, yargılamasına devam edilen 1731 nolu parselin ise 125 ada 3 nolu parselin kadastral sınırları içerisinde kalmadığı belirlenmiştir.
Bu durumun belirlenmesi üzerine mahkemece yargılamaya 1739 ada 1 ila 3 ve 1735 ada 1 sayılı parsele ilişkin olarak devam edilmiş ise de yargılama sonunda 1739 ada 1, 2 ve 3 parselin kısmen orman olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, 1735 ada 1 parsele ilişkin ise olumlu- olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Bu durum HMK"nın 297/2. maddesindeki amir hükmüne aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca, mahkemece yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan bilirkişi raporunda 1739 ada 2 parselin 793,39 m2"sinin davaya konu 125 ada 3 parselden geldiği belirtilmiş ve mahkemece bu kısım için bir hüküm kurulmuş ise de; aynı
.........
mahkemenin 2013/92 Esas sayılı dosyasında 1739 ada 1, 2, 3 parselin 125 ada 11 sayılı parselden geldiği belirtilip bu taşınmazların da kısmen orman yapıldığı, yine aynı mahkemenin 2010/686 Esas sayılı dosyasında 1735 ada 1 numaralı parselin 94 ada 6 sayılı parselden geldiği evveliyatının ve eylemli durumunun orman olmadığı açıklanarak davanın reddine karar verildiği, bu hali ile dosya kapsamında çelişki oluştuğu, mahkemece bu çelişkinin giderilmeye çalışılmadığı, hakkında hüküm kurulan ...... sayılı parsellerin tapu kayıtlarının dosyada yer almadığı, eldeki dosya ile ilgisi tespit edilen ..... E. - 2013/147 K. sayılı dosyaları ile ...... - 2003/132 Değişik İş K. sayılı dava dosyalarının getirilerek yapılan keşif ve yargılama aşamasında nazara alınmadığı tespit edilmiş, belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dairece dosya 13/02/2017 ve 18/12/2017 günlü geri çevirme kararları ile mahkemesine iade edilmiş ise de eksiklik ve çelişkililer tam olarak giderilememiştir.
Bunun yanı sıra, taşınmazların orman vasfında olup olmadığına ilişkin inceleme yapan bilirkişiler 1958 ve 1986 yılı memleket haritalarında taşınmazın konumunu inceledikleri halde bu memleket haritasının dayanağı hava fotoğrafları üzerinde taşınmazların konumu gösterilmemiştir.
O halde dava konusu 125 ada 3 parseli yakın çevresi ile birlikte gösterir arazi kadastro paftası ile dava konusu 125 ada 3 ve komşularının gittiği imar parsellerini de gösterir (eski ve yeni parsel numaraları yazılmak sureti ile) paftalar dosya içerisine alınmalı, tapu kayıtları getirtilerek geldi ve gitti parseller kontrol edilmeli, gittiği tüm imar parsellerinin tapu malikleri davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, 125 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında mahkemenin 2013/92 Esas sayılı (dairenin 2018/212 Esas sayılı ilamı ile bozulmuş olup bozma öncesi esas sayısıdır) dava dosyası ile komşu taşınmazlar hakkında benzer mahiyette görülmekte olan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılmalı, dava açılmış ise bu dava dosyaları getirtildikten sonra bu dava dosyalarından birisi kılavuz dosya seçilerek o dava dosya üzerinde önceki bilirkişiler dışında halen ..... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, eğim ölçer aletler (klizimetre) kullanılıp, münhanili kadastro paftasından, memleket haritası, halihazır harita ve topoğrafik haritalardan da yararlanılmak suretiyle taşınmazın gerçek eğimi belirlenmeli, eski tarihli memleket haritası, dayanağı hava fotoğrafı ve amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, dağılımı ve kapalılık oranı belirlenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 7. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişileri eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro ve imar paftası ölçeğine, yine kadastro ve imar paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her üç harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların
.....
konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, orman yönetimi tarafından benzer iddia ile açılmış 125 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında mahkemenin 2013/92 Esas sayılı (dairenin 2018/212 esas sayılı ilamı ile bozulmuş olup bozma öncesi esas sayısıdır) dava dosyası ile komşu taşınmazlara ilişkin tespit edilecek başkaca dava dosyaları, mahkemenin 2012/7 E. -2013/168 K., 2010/686 E. - 2013/308 K., 2012/47 E. - 2013/147 K. sayılı dava dosyaları,........ sayılı dosyası yapılan keşif ve yargılama esnasında nazara alınmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ...... vekilinin temyiz talebinin REDDİNE,
2) İki numaralı bentde gösterilen nedenlerle olup davalılardan ..., ... ve arkadaşları vekili Av. ...’ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi.