Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1929
Karar No: 2015/5599
Karar Tarihi: 09.04.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/1929 Esas 2015/5599 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/1929 E.  ,  2015/5599 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı müvekkiline ait aracın tek taraflı kazada hasarlandığını, ihbara rağmen davalının zararı karşılamadığını belirterek şimdilik 7.100,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, kaza tutanağını düzenleyen görevlilerin, sürücünün ... olmadığı yönünde kanaat bildirdiklerini, aracın sürücü koltuğu ve hava yastığında çok fazla kan izi olduğu halde sürücü olduğu belirtilen kişide yaralanma olmadığını, doğru ihbarda bulunulmadığını, araçta bulunan ..hakkında olay gecesi alkollü araç kullanmaktan işlem yapıldığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Dava dışı ..., davacının aracını .."la birlikte 15 günlüğüne kiraladıklarını, kazadan sonra davacının teminat senedi olarak verilen senetle icra takibi yaptığını ve maaşından toplam 4.100,00 TL"nin haciz yolu ile tahsil edildiğini belirterek müdahil davacı olarak davaya katılmasını ve davanın kabulü halinde 4.100,00 TL"nin mahsubu ile kendisine ödenmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    .
    2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından, davalı sigorta şirketi aleyhine açılan alacak istemine ilişkindir.
    2918 sayılı KTK"nun 48. maddesinde; “Uyuşturucu veya Uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır.” hükmüne yer verilmiştir.
    Diğer taraftan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin başlığında "Alkol, Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddeler Etkisi Altında Araç Sürme Yasağı” yazılmış olup, devamında ise “uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin ve kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üstünde olan diğer araç sürücülerinin karayolunda araç sürmeleri yasak olacağı” belirtilmiştir.
    Öte yandan, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5. maddesinde, “aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliği"nde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararla” teminat dışında kalacağı ifade edilmiştir.
    Bu durumda yukarıda açıklanan yasa hükümleri uyarınca, araçta oluşan hasarın teminat dışında kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. (6101 sayılı TTK Kanunu"nun 109.) maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
    Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunup bulunmadığı hususu, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
    .
    Somut olayda; 20.10.2007 tarihinde saat 09.00"da jandarma görevlilerince düzenlenen kaza tespit tutanağında; davacı aracının aşırı hızlı seyretmesi sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre yolun sağından yoldan çıkıp, takla attığı, ters şekilde durduğu, aracın komple hasarlı olduğu, araçta bulunan yaralandığı, kaza mahallinde ve araç içinde yapılan incelemeler sonucunda sürücü olarak gösterilen ..."nın sürücü olmadığı, aracın bir başkası tarafından kullanıldığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Duruşmada dinlenen tutanak tanıkları, araçta ve çevresinde kan izleri olduğunu, .."ın yaralı olduğunu ama.."ın yara beresi olmadığını, aracın motorunun soğuk olduğunu, kendilerine kazanın sabah ihbar edildiğini ancak kazanın gece saatlerinde meydana gelmiş olabileceğini ifade etmişlerdir. Davacı vekili, aracın ... yönetiminde iken kaza yaptığını belirterek şimdilik 7.100,00 TL"nin tahsilini istemiştir. ... davacının aracını 15 gün için kiraladıklarını kazadan sonra davacının kendilerinden aldığı teminat senedini takibe koyduğunu ve 4.100,00 TL tahsil ettiğini beyan etmiştir. ..."nın sözettiği senet 5.9.2007 tanzim 20.09.2007 vadeli, 20.000,00 TL meblağlı kambiyo senedi olup, senette borçlu . kefil ise ..."dır. Davalı vekili, sürücü değişikliği yapıldığını, doğru ihbarda bulunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Sağlık raporlarında.. Demirok"un sağ ve sol ellerinde boynunda, omuz kısımlarında, göğüs ön kısmında geniş yüzeysel sıyrıklar ve hassasiyetler olduğu, ..rastlanmadığı ve alkolsüz olduğu bildirilmiş;.. Cumhuriyet Başsavcılığı"nca .. şikayetçi olmadığından, taksirle yaralamaya sebebiyet vermekten ... hakkında takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Kazadan 1 gün önce 19.10.2007 tarihinde saat 22.45"te, dava dışı .. hakkında davacıya ait aracı 0,93 promil alkollü olarak kullanması sebebiyle tutarak düzenlendiği, ehliyetinin 2 yıl süreyle geçici olarak geri alındığı anlaşılmıştır. Aracın koltuğunda kan lekeleri olduğu belirlenmiş, bu kısım kesilerek alınmış, sürücü olduğunu beyan eden ..., kan vermekten korktuğunu söyleyerek kan vermediğinden..incelemesi yaptırılamamıştır. Aracın hava yastığı da araçta bulunamamıştır. ... araç takla atarken araçtan fırladığını ama yaralanmadığını ifade etmiştir... hakkında alkollü araç kullanmak suçundan düzenlenen tutanaktaki mahal ile davaya konu kaza mahalli aynı yol güzergahında bulunmaktadır.

    Bu durumda mahkemece, davaya konu kazanın 19.10.2007 tarihinde saat 22.45 sıralarında meydana geldiğinin ve araç sürücüsünün 0,93 promil alkollü.. olduğunun kabulü ile aralarında nöroloji ve trafik kusur uzmanı bilirkişilerin bulunduğu..veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek önceki bilirkişiler dışında farklı bir bilirkişi kurulundan olayın oluş şekli, yol, hava durumu ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirilip kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin başka unsurların da etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli bir rapor alınarak, sonucuna göre kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmediğinin tespiti halinde, aracın kiralık olarak kullanıldığı iddiası ve bu konudaki poliçe hükümleri de gözetilerek davacı aracında bu kaza nedeniyle oluşan gerçek zararın davalının sorumlu olduğu alacak miktarının belirlenmesi hususunda, hasar konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi