Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1860
Karar No: 2021/1029
Karar Tarihi: 23.09.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1860 Esas 2021/1029 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1860 Esas
KARAR NO: 2021/1029
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/03/2018
NUMARASI: 2016/130 Esas, 2018/434 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete Otel Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı otelde, davalı şirket tarafından asansör kuyusunda yapılan kaynak işleri esnasında sıçrayan kıvılcımların otelin bodrum katındaki depo alanında yangına neden olduğunu, davalı şirketin çalışanlarının vermiş olduğu zararlardan kusursuz sorumlu olduğunu, hasar nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin rücuan tahsili için davalı şirket aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; müvekkili şirketin asansörün bakım ve onarım işlerini yerine getirirken gerekli tedbirleri aldığını, Asansör Yönetmeliği uyarınca asansör kuyusunun tamamen kapalı olması gerektiğini, kuyu dibinin tamamen kapalı olmasının sigortalının yükümlülüğünde olduğunu, kaynak sırasında gözle görülür olmayan kıvılcımların kuyu dibi açıklıklarından depo olarak kullanılan odaya gelerek yangına neden olmuş olabileceğini, İmar Yönetmeliği uyarınca asansör şaft alanı altında yaşam alanı/depo vb iskan alanı bulunmaması gerektiğini, müvekkilinin olayda kusurunun bulunmadığı belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, asansör kuyusunun mevzuata uygun yapıldığı, davalı şirketin kaynak işleri sırasında risk analizi yaparak çıkan kıvılcımlara ve muhtelif yangınlara karşı gerekli tedbirleri alması gerektiği, kaynak sırasında sıva çatlaklarından bodrum alt kata kıvılcımların düşmesi sonucu yangının başladığı, olayda davalı şirketin tamamen kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile takibe itirazın iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Asansör Yönetmeliği ve Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik hükümleri gereği asansör kuyusunun tamamen kapalı ve yangına en az 60 dakika dayanıklı ve yanıcı olmayan malzemeden yapılması gerektiğini, oysa bilirkişi raporunda kuyunun üstündeki metal sacın yüksek ısıya bağlı olarak yangına neden olabileceğinin ifade edildiğini, ayrıca raporda belirtilen kuyu dibinde 10 mm capındaki sıva catlaklarının da yönetmeliğe aykırı olduğunu, asansör kuyusunun tamamen kapalı olması gerektiğini, asansör kuyusunun altının otel yönetimi tarafından mevzuata aykırı olarak depo olarak kullanıldığını ve yanıcı maddeler konulduğunu, bu nedenlerle asansör kuyusunu yönetmeliğe aykırı olarak yangına dayanaklı olmayan saçtan yapan binayı yapan yüklenicinin yangında kusurlu olduğunu, sigortalı otel yönetiminin de asansör kuyusunu altını yönetmeliğe aykırı olarak depo olarak kullanması ve yanıcı madde bulundurması nedeniyle sorumlu olduğunu, bilirkişi raporunda müvekkili şirketin risk analizi yapması ve zemine su ile ıslatılarak sızdırmazlık testi yapması gerektiği belirtilmişse de, kaynak işlerinde zemine su ıslatılmasının hiçbir yönetmelikte zorunlu gösterilmediğini, aksine su dökülmesinin elektronik malzemeye zarar verebileceğini, müvekkili şirketin olayda hiçcbir kusurunun bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, sigorta hasar bedelinin rucüen tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK'nın 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür. Dosya kapsamından, davacı ... şirketi ile dava dışı ... AŞ arasında, sigortalının otel olarak işlettiği işyeri için “Otel Paket Sigorta Poliçesi” düzenlendiği, sigortalı işyerinde 29/11/2014 tarihinde çıkan yangın nedeniyle davacı şirketin sigortalısına 8.339,63 TL hasar ödemesinde bulunduğu ve sigortalıya ödenen bedelin rücuen tahsili için davalı aleyhine takip başlattığı, takibe yasal süresinde itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, yangında davalının kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı taraf karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hasardan davalının sorumlu olup olmadığı, yangında davacının sigortalısının kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi heyeti raporunda; olay günü davalı şirket tarafından otel kuyusuna merdiven yapılması için kaynak yapıldığı sırada, asansör zeminindeki sıva çatlaklarından alt bodrum kata elektrot ve metal eriyiklerinin kıvılcımlarının düşmesi sonucu yangının başladığını, asansör kuyusunun gerek yangın yönetmeliği, gerekse asansör yönetmeliğinin ilgili maddelerine uygun olarak inşa edildiği, asansör kuyusu zeminindeki saç ile duvar dibi arasında yaklaşık 10 mm çapında bulunan açıklıklar sıva ile kapatılsa da, zamana bağlı olarak asansörün çalışması sırasında yaptığı titreşimler sebebiyle sıva çatlakları ve delikleri oluştuğunu, kaynak işlerine başlamadan önce kaynak yerinin ve çevresinin kontrol edilmesi ve kolay yanabilen maddelerin bu çevreden uzaklaştırılması gerektiğini, davalının yeterli ve gerekli yangın güvenlik tedbirleri aldıktan sonra kaynak işlerine başlaması gerekirken risk analizi yapmadan işe başladığını, bu nedenle yangında kusurlu olduğunu belirtmişlerdir. Davalı taraf, asansör kuyusunun tamamen kapalı olması ve yangına dayanaklı olması gerektiğini beyanla olayda kusurlu olmadıklarını savunmuşsa da, davalı şirket tarafından otel kuyusuna merdiven yapılması için kaynak yapıldığı sırada, asansör zeminindeki sıva çatlaklarından alt bodrum kata elektrot ve metal eriyiklerinin kıvılcımlarının düşmesi sonucu yangının başladığı, asansör kuyusunun gerek yangın yönetmeliği, gerekse asansör yönetmeliğinin ilgili maddelerine uygun olarak inşa edildiği, davalının kaynak işlerine başlamadan önce kaynak yerini ve çevresini kontrol ederek kolay yanabilen maddeleri bu çevreden uzaklaştırılması gerektiği, ancak davalının yeterli ve gerekli yangın güvenlik tedbirleri almadan kaynak işlerine başladığı ve yangında tamamen kusurlu olduğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK'nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 142,42 TL harçtan mahsubu ile bakiye 83,12 TL harcın talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.23/09/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi