Esas No: 2016/18293
Karar No: 2021/1192
Karar Tarihi: 23.02.2021
Danıştay 4. Daire 2016/18293 Esas 2021/1192 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/18293
Karar No : 2021/1192
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına tarh edilen 2012/3 ve 4. dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının kanuni temsilcisi olduğu ve tasfiye suretiyle tüzel kişiliği son bulan … Elektronik Tic. ve San. Ltd. Şirketi'nin 2012 takvim yılı hesaplarının katma değer vergisi yönünden incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporu ile, davacıya fatura düzenleyen Mecidiyeköy Vergi Dairesi mükellefi … Elektronik İnş. ve Taah. Tic. Ltd. Şirketi hakkında sahte belge düzenlediği yönünde vergi tekniği raporu bulunduğundan bahisle adı geçen firma tarafından düzenlenen faturalarda kayıtlı KDV'ler indirimlerden reddedilmek suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca kanuni temsilci olarak sorumluluğundan hareketle davacı adına uyuşmazlık konusu tarhiyatların yapıldığı ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezasının kesildiği, adı geçen firma tarafından yükümlü adına düzenlenen faturalarda kayıtlı KDV'lerin indirimlerden reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, özel usulsüzlük cezasında ise hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, … Elektronik Tic. ve San. Ltd. Şirketi'nin tüzel kişiliğinin sona erdiği, tüzel kişiliği sona eren şirket hakkında vergileme işlemleri yapılmasının mümkün olmadığı, vergi inceleme raporunda şirket adına tarhiyat önerilmesine rağmen, raporun dışına çıkılarak kendi adına tarhiyat yapıldığı ve özel usulsüzlük cezası kesildiği, faturası kullanılan alt firmanın faturaların alındığı dönemde ticari faaliyetinin gerçek olduğu, yeterli incelemenin yapılmadığı ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : .Davalı idare tarafından kararın aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Vergi Mahkemesi kararının kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar temyize konu mahkeme kararın kabule ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Davacının kararın reddine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmaların düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacıya fatura düzenleyen … Elektronik İnş. Ve Taah. Tic. Ltd. Şirketi hakkında düzenlenen … tarih … sayılı vergi tekniği raporu ve ekleri incelendiğinde; 02/10/2009 tarihinde radyo ve televizyon stüdyoları ve yayın teçhizatları televizyon iletim cihazlarının imalatı faaliyetine başladığı, defter ve belge isteme yazısı tebliğ edilmesine rağmen defter ve belgelerin ibraz edilmediği, bu nedenle incelemenin tarh dosyası üzerinden yapıldığı, mükellefin işyeri adresinde 23/10/2009 tarihinde yapılan yoklamada; aynı adreste … Yayıncılık Ltd. Şirketinin de faaliyet gösterdiği, ofisin bir odasında (20 m2) ödevli kurumun elektronik kontrol ve direnç elemanları ithalat, satış ve montaj faaliyetiyle uğraştığı, iş yerinde ödevli kuruma ait herhangi bir demirbaşın bulunmadığı, mükellefin 2010/Mart ile 2012/Mart dönemleri arasında değişen sayılarda olmakla birlikte çok fazla sayıda (44, 53, 71, 74 gibi) işçi çalıştırdığına dair beyanda bulunduğu, mükellefin 2009, 2010 ve 2013 yıllarında boş Ba formu verdiği, mükellefin Bs Formlarında; 2010 yılı için; 3.279.021,00-TL, 2011 yılı için 7.079.776,00-TL, 2012 yılı için; 3.617.394,00-TL, 2013 yılı için 974.771,00-TL mal ve hizmet sattığını beyan etmesine rağmen diğer mükelleflerin Ba Formlarında mükelleften; 2010 yılı için 3.693.525,00-TL, 2011 yılı için 6.901.100,00-TL, 2012 yılı için 3.792.997,00-TL, 2013 yılı için 45.134,00-TL bildirimde bulunduğunun tespit edildiği, 2010, 2011, 2012, 2013 KDV matrahlarının sırasıyla; 3.668.904,58-TL; 6.953.105,34-TL, 5.337.847,87-TL, 1.014.712,50-TL olduğu, mükellefin 198.798,48-TL ödenmesi gereken vergi borcu olduğu, vergi aslına ilişkin olarak sadece 215,39 TL tutarında ödeme yaptığı, işçi beyanlarına rağmen mükellefin Sosyal Güvenlik Kurumu'na 897.005,18-TL prim borcu olduğu, mükellefin 2011 ve 2012 yıllarındaki alımlarının neredeyse tamamını … Elektronik İnşaat ve Taahhüt Ticaret Limited Şirketi'nden yaptığı ve bu şirket hakkında sahte belge düzenlediği hususunda vergi tekniği raporu bulunduğu, buna göre 2011 yılında bildirdiği alışlarının %97'si, 2012 yılında bildirdiği alışlarının ise %100'ünün sahte olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda anılan rapor ve ekli belgelerden, mükellefin Ba-Bs bildirimleri arasında ciddi uyumsuzluklar olduğu ve vergisel ödevlerini yerine getirmediği anlaşılmakla beraber, mükellef hakkında 2009 yılı haricinde hiç yoklama bilgisi olmaması, dolayısıyla ticari kapasitesi ile mal ve hizmet satışlarını, işçi sayılarını karşılaştırma imkanının olmaması, mükellefin 2011 ve 2012 yılındaki mal alımlarını yaptığı … Elektronik İnşaat ve Taahhüt Ticaret Limited Şirketi'nin düzenlediği faturaların sahte sayılamayacağına ilişkin Vergi Mahkemesi kararının Danıştay Dördüncü Dairesi'nin 11/12/2019 tarih ve E.2016/5677, K.2019/8628 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği dikkate alındığında anılan mükellefin gerçek ticari muamele gerçekleştirmeyip münhasıran sahte fatura ticareti ile iştigal ettiği hususunda yeterli tespit bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından kararın redde ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA,
3.Mahkeme kararının … Elektronik İnş. Ve Taah. Tic. Ltd. Şirketi tarafından düzenlenen faturalara ilişkin kısmının …'in karşı oyu ve oyçokluğuyla BOZULMASINA,
4.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/02/2021 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacıya fatura düzenleyen … Elektronik İnş. Ve Taah. Tic. Ltd. Şirketi hakkında, davacının temyiz dilekçesinde öne sürdüğü hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.