12. Ceza Dairesi 2021/1749 E. , 2021/7311 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
...
Alkol ve uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179/2-3. maddesi uyarınca 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair Mersin 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2014 tarihli ve 2014/150 esas, 2014/278 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1- Benzer bir olay nedeni ile Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 09/10/2019 tarihli ve 2019/3228 esas, 2019/10018 karar sayılı ilâmında, "...Duruşmadan bağışık tutulmaya yönelik bir talebi bulunmayan sanığın, 07/03/2016 tarihinde talimat mahkemesince alınan beyanı sırasında, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulmadan, CMK"nın 196/2. maddesine aykırı şekilde yapılan sorgusuna dayalı olarak sanığın yokluğunda mahkumiyet kararı verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, hükmün bozulmasına..." şeklinde belirtildiği üzere,
Yargılama aşamasında sanığın savunmasının talimat yolu ile Niğde 2. Asliye Ceza Mahkemesince alındığı, kısa kararın da sanığın yokluğunda verildiği, dosya arasında bulunan ceza infaz kurumu bilgileri dahilinde karar tarihi itibariyle 15/11/2014 - 31/08/2015 tarihleri arasında başka suçtan Niğde E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanık hakkında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 196. maddesi uyarınca talimatla alınan savunmasında duruşmalardan vareste tutulmaya yönelik talebi bulunmadığı halde kısa kararın okunduğu oturumda hazır edilmeksizin ya da ses ve görüntü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığı ile savunması alınmaksızın, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle mahkumiyetine karar verilmesinde,
2-Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 02/06/2016 tarihli ve 2015/8482 esas, 2016/5178 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 17/04/2014 tarihli iddianamede, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 58. maddesinin uygulanmasının talep edilmediği gözetilmeden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeksizin tekerrür hükümlerinin uygulanmasında,isabet görülmediğinden bahisle; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 13/01/2020 gün ve 94660652-105-33-15109-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve evrak tevdi kılınmakla;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/12/2010 tarihli ve 2010/4-210 esas, 2010/259 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Yasa yararına bozma yöntemi, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke sathında uygulama birliğine ulaşılmasını sağlamak amacıyla, olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olarak Ceza Yargılaması Yasasının 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiş olup bu denetimin konusu, maddi ve yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklardır. Olağanüstü kanun yolu olan ve öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozmanın amacı hakim veya mahkeme tarafından verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlıklar ve esasa etkili usul yanılgılarının toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini sağlamaktır. Kanun yararına bozma yoluna istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle bu kanun yolu dar kapsamlı olup her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu olmayıp; ancak gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu, gerekse olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır. Her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu da değildir. Tüm bu nedenlerle; somut yasa yararına bozma isteminin CMK"nın 309 ve 310. maddesinde düzenlenen amaca uygun hukuka aykırılık niteliğinde bulunmaması nedeniyle,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Mersin 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2014 tarihli ve 2014/150 esas, 2014/278 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.