17. Hukuk Dairesi 2015/206 E. , 2015/5590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı fabrikanın sevkiyat bölümündeki sarmal kapıya, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları aracın çarparak hasarladığını, davalılar aleyhinde .. İcra Müdürlüğünün 2012/13611 sayılı dosyasında hasar bedelinin tahsili için icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve .. davada.. mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacıya sigortalı işyerindeki sarmal kapıdaki hasarın kendileri ile ilgisinin olmadığını, bu konuda tanıklarının dinlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... vekili, diğer davalılara ait aracın, müvekkiline trafik sigortalı olduğunu, sigortalının kusuru oranında azami poliçe limitiyle zarardan sorumlu olduklarını, kazanın karayolunda meydana gelmediğini bu nedenle teminatı kapsamında bulunmadığını kusur ve hasar yönünden inceleme yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, karar kesinleştiğinde, talep Halinde dosyanın görevli ve yetkili İnegöl Asliye Hukuk (Ticaret) mahkemesine gönderilmesini karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta poliçesi ve halefiyete dayanılarak itirazın iptali şeklinde açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Dava 6100 Sayılı HMK döneminde açılmıştır. HMK"nın 6. Maddesi gereğince "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." Aynı Kanunun 7. Maddesine göre "Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Birden fazla davalının bulunduğu hallerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek için açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir."
Somut olayda, haksız fiil ..meydana gelmiştir. Davalılar davacıya sigortalı işyerinin kapısına çarparak zarar veren aracın sürücüsü, işleteni ve .. şirketidir. Davalı sürücü ve işletenin yerleşim yeri İnegöl ise de diğer davalı..nin ikamet adresi .. Davalılar tarafından sırf kendi yerleşim yeri mahkemelerinden başka bir mahkemeye getirilmeleri amacıyla işbu davanın İstanbul"da açıldığı iddia ve ispat edilmemiştir. Davalı sigorta şirketinin yerleşim yeri adresi itibariyle İstanbul Mahkemeleri bu davaya bakmaya yetkilidir.
Bu durumda mahkemece, davalılar ... ve .. yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı.. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yerel mahkemece "davalılar ... ve .. yerleşim yerlerinin İnegöl ilçesinde bulunduğu, uyuşmazlıkta İnegöl mahkemelerinin yetkili olduğu" gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş,
Sayın çoğunluğun "davalı ..nin yerleşim yerinin İstanbul olduğu davalıların sırf kendi yerleşim yeri mahkemelerinden başka bir mahkemeye getirilmeleri amacıyla davanın İstanbul"da açıldığının iddia ve ispat edilemediği uyuşmazlıkta.. mahkemelerinin yetkili olduğu" görüşü doğrultusunda yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Uyuşmazlık, 6100 sayılı HMK 7/1 maddesinde düzenlenen yetki kuralının kesin yetkiyi içerip içermediği ile ilgilidir.
6100 sayılı HMK 7/1 maddesinin 2.cümlesi “Ancak, dava sebebine göre kanunda davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmiş ise davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmünü taşımaktadır.
Sayın çoğunluk görüşü HMK 7/1 maddesinde düzenlenen yetki kuralının kesin yetki olmadığı yönündedir.
Oysa, kesin yetki kuralının kabul edilebilmesi için madde metninde mutlaka “kesin yetki” ibaresinin bulunması gerekmemektedir.
Zira, bir yetki kuralının kamu düzenine ilişkin ve kesin yetki olup olmadığı, onunla ilgili kanun hükmündeki ifadenin mutlak olup olmamasına ve o yetki kuralının konuluş amacına göre belirlenmelidir. (Bknz. Baki Kuru-HUMK 6.baskı 1.cilt sh. 548, Pekcanıtez- Atalay-Özekez HMK"ya göre Medeni Usul Hukuku sh. 125, 127, Mustafa Kılıçoğlu 6100 sayılı HMK sh.120 vd.)
Madde metninde geçen “Ancak” kelimesi “Yalnızca” anlamında sınırlama anlatan bir sözcüktür. (Türk Dil Kurumu Sözlüğü Ankara 2005 baskı sh.97)
Metindeki “Ancak” kelimesi ile yetkili mahkeme sınırlandırılmış, davanın yalnızca bu mahkemede açılacağı düzenlenmiştir.
Diğer taraftan yine madde metninde geçen “bakılır” sözcüğü ile de kesinlik-mutlakiyet ifade edilmiştir.
Madde metni lafzı itibariyle kesin yetkiye ilişkindir.
Keza, madde gerekçesinde de, HMK 7/1 maddesinin ikinci cümlesindeki yetki kuralının kesin yetki olduğu açıkça kabul edilmiştir.
Gerekçe, yorum çeşitlerinden yasama yorumu olup madde metni ile çelişmediği sürece itibar edilmesi gereken bir yorum türüdür.
Madde hükmü, gerekçesi itibariyle de kesin yetkiye işaret etmektedir.
6100 sayılı HMK"da “ kesin yetki” ibaresini taşıyan 11, 12/1, 14/2 ve 15/2 maddelerinin, mülga 1086 sayılı HUMK"daki karşılığı olan 11, 13, 17 ve 19 maddelerinde kesin yetkiden hiçbir şekilde söz edilmemesine rağmen bu maddeler konuluş amacı ve ifadenin mutlak olması nedeniyle gerek doktrinde ve gerekse tüm yargısal kararlarda hep kesin yetki olarak kabul edilmiştir.
HMK 7/1 maddesinin karşılığı mülga 1086 sayılı HUMK 9/2 maddesi olup bu maddenin uygulanmasında ortaya çıkan çelişkiler, karışıklıklar nedeniyle kanun koyucu 6100 sayılı yasa düzenlemesi sırasında bu hükmü kesin yetki olarak düzenlemiştir.
Nitekim HGK"nun 24.02.1984 gün 1981/11-772 esas 1984/153 karar sayı, 4.HD. 23.09.2003 gün 2003/8610-10502 sayı ve aynı Daire"nin 15.07.2004 gün 2004/8738-9550 sayılı kararlarında da kesin yetki olmamasına rağmen HUMK 9/2 maddesine istinaden açılan davaların, ortak yetkili mahkeme olan haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğine işaret edilerek HUMK 9/2 maddesinin uygulanmasında yaşanan tereddüt ve çelişkiler ortaya konulmuştur.
Ortak yetkili mahkeme bulunması halinde davanın bu mahkemede açılması gerektiği doktrinde de benimsenmiştir. (Baki Kuru HUMK 6.baskı 1.cilt 420-427 sh.)
Mülga 1086 sayılı HUMK 9/2 maddesinin uygulanmasında ortaya çıkan sorunlar ve doktrindeki görüşler, 6100 sayılı HMK düzenlemesi sırasında bu maddenin karşılığı olan 7/1 maddesinin ikinci cümlesinin kesin yetki olarak düzenlenmesi ihtiyacını ortaya çıkarmış, yasa koyucu maddeyi ifade biçimi ve gerekçe olarak kesin yetki şeklinde düzenlemiştir.
6100 sayılı HMK 7/1 maddesinin ikinci cümlesindeki yetki kuralının kesin yetki olduğu hususu doktrinde de kabul edilmektedir. (Ejder Yılmaz HMK şerhi sh 112-113, Timuçin Muşul Medeni Usul Hukuku sh.90, Pekcan Ötez-Atalay-Özekez Medeni Usul Hukuk sh 120, Mustafa Kılıçoğlu HMK şerhi sh. 120, Halil Kılıç 6100 sayılı HMK sh. 616 vd.)
Sonuç olarak HMK 7/1 maddesinin ikinci cümlesindeki yetki kuralı, maddenin ifade biçiminden, gerekçesinden ve konuluş amacından kesin yetki kuralı niteliğindedir.
Somut uyuşmazlıkta, haksız fiilin ika yeri .., davacının sigortalısının yerleşim yeri Bursa, davalılar ... ve .. yerleşim yeri İnegöl, davalı .."nin yerleşim yeri de İstanbul"dur.
İstanbul mahkemeleri davacının sigortalısı yönünden HMK 16 maddesinde tadat edilen yer mahkemelerinden değildir.
Bu durumda uyuşmazlıkta HMK 7/1 maddesi gereğince tüm davalılar yönünden ortak yetkiyi taşıyan, haksız fiilin vuku bulduğu .. Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir.
Yerel mahkeme kararının "uyuşmazlıkta HMK 7/1 maddesi gereğince Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi"nin yetkili olduğu" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi gerekirken, HMK 7/1 maddesinde düzenlenen yetki kuralını kesin yetki olarak kabul etmemek suretiyle yazılı gerekçe ile yerel mahkeme kararını bozan sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.