Esas No: 2019/695
Karar No: 2021/1335
Karar Tarihi: 23.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/695 Esas 2021/1335 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/695
KARAR NO: 2021/1335
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2017/517 Esas - 2018/718 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında geçmişten süre gelen cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalının takip tarihi itibari ile müvekkiline 9.240,31-TL cari hesap borcu bulunduğu, davalının alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğini ileri sürerek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, taraflar arasında imzalanmış ve kaşelenmiş herhangi bir ticari hizmet sözleşmesi bulunmadığını, kendisine herhangi bir mal ve hizmet teslim edilmediğini, ödenmediği iddia edilen fatura ve irsaliyelerin kendisine iletilmediğini, kendi bilgisi dışında oluşturulan ve teslim edilmeyen fatura ve ticari belgelere ait sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, fatura düzenlenmesinin, ve faturanın karşı tarafa tebliğ edilmesinin, bu faturaya 8 günlük süre içinde itiraz edilmemesinin alacağın varlığını ve miktarını tek başına ispatlamayacağı, davacının hem USD cinsi takip başlatıp hem de kendi ticari defterlerinde alacağını TL cinsi olarak kaydetmesinin usule uygun olmadığı, bir kısım faturalarda ise teslim alan imzasının bulunmadığı, davalının davacıdan satın aldığı bir kısım mal ve hizmete ilişkin ödemelerin daha sonra düzenlenen faturalara ilişkin olduğu, ticari ilişkinin, cari hesap ilişkisinin devam ettiğine kanıt oluşturmayacağı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece teslim alındığına ilişkin imza bulunan irsaliyelerin gözardı edildiğini, faturaların USD üzerinden kesilerek davalıya tebliğ edildiğini, VUK gereğince muhasebeleştirilirken TL cinsine çevrildiğini, uyuşmazlığın kur farkından kaynaklanmadığını, kur farkı faturasının kesilebilmesi için öncelikle davalı tarafından ödeme yapılması gerektiğini, fakat davalı tarafından yapılan ödeme olmadığını, bilirkişi raporunda faturaların usulüne uygun olarak düzenlendiğinin ve her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla faturaların münderecatının davalı tarafından da kabul edildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. Davacının, davalı ile aralarında cari hesaba dayalı ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için başlattığı icra takibine davalı tarafından itiraz edilmiş olup, itirazın iptali için açılan davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Mahkeme yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacının defterlerine göre davacının davalıdan 18.714,27-TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise alacak ve borç bakiyesi bulunmadığı tespit edilmiştir. Tarafların ticari defterleri arasındaki uyumsuzluğun davacı tarafından düzenlenen bir kısım faturaların davalının defterlerinde; bir kısım ödemelerin ise davacının defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmaktadır. Tarafların sadece 2014 ve 2015 yılı defterleri incelenmiş olup, 2013 yılından 2014 yılına devir; davacının defterlerinde 11.384,56-TL, davalının defterlerinde ise 11.080,14-TL olarak kayıtlı olduğu halde aradaki farklılığı neden kaynaklandığı tespit edilmeden sadece 2014 ve 2015 yılı ticari defterleri inceleyen bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması yerinde olmamıştır. Dosyada ibraz edilen 2014 yılına ilişkin faturaların Türk Lirası karşılığı gösterilmek suretiyle USD üzerinden düzenlendiği ve yine bu faturalardan 07/07/2014 tarihli 264,15 TL bedelli ve 22/08/2014 tarihli 540,27 TL bedelli faturalar dışındaki faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, lehine kur farkı oluşan tarafın kur farkı faturası düzenlemesi ve hesaplanan kur farkı tutarına KDV ilave edilmesi gerektiği, fakat davacı tarafından faturaların kayıt tarihi ile ödeme tarihi arasındaki farkı belirten kur farkı faturalarının görülemediği bildirilmiştir. Buna karşılık faturaların yabancı para birimi üzerinden düzenlenmesi ve karşı tarafça defterlere işlenmesi taraflar arasında dövize endeksli ticari ilişki bulunduğunu ispata yeterlidir. (Yarg. 19. HD. 05/12/2019 T. 2018/965 E. 2019/5447 K.) Bahse konu faturaların davalı tarafından defterlerine ihtirazi kayıt gösterilmeden işlenmesi nedeniyle alacağın USD üzerinden talep edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer taraftan kur farkı talepleri kur farkı faturası düzenlenmesine bağlı değildir. Şayet taraflar arasında yabancı para birimine endeksli bir ticari ilişkinin varlığı halinde kur farkı faturası düzenlenmeden de kur farkı alacağı talep edilebilir. Bu durumda kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması gerekir (Yarg. 19. HD. T.11/09/2018, E.2017/3549, K.2018/4033). Bu itibarla, taraflar arasındaki alacak ve borç durumunun tespiti için ticari ilişkinin başladığı tarihten itibaren defter ve kayıtların ibrazı sağlanarak bu açıklamalar çerçevesinde yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması, tespit edilecek davalı ödemelerin alacaktan düşülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Davacı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görüldüğünden hükmün HMK.'nın 353(1)a-6 gereği kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 10/07/2018 Tarih 2017/517 Esas 2018/718 Karar sayılı kararın HMK.'nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; "Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE" İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44.40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/09/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.