Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/693
Karar No: 2018/2395
Karar Tarihi: 06.06.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/693 Esas 2018/2395 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2017/693 E.  ,  2018/2395 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, başarısız estetik müdahale nedeniyle uğranılan, maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, davacının adli yardım talebini haklı gösterecek delil sunmamış olması karşısında, adli yardım isteminin reddi ve davalının maddi tazminata yönelik talebinin, maddi zararın kanıtlanamamış olması sebebiyle reddinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-... Kurumu 2. İhtisas Kurulu"nun 31.12.2012 tarihli raporu, dosya kapsamındaki deliller ve incelenen fotoğraflara göre, davacının her iki malar bölgesine (yanakların dış üst kısmı) cilt altına madde enjeksiyonu yapıldığı, enjekte edildiği iddia edilen maddenin doğru olduğunun kabulü halinde dahi tesbit edilen durumun komplikasyon olarak değerlendirilebileceği, revizyonla tatminkar iyleştirme ihtimâlinin düşük olduğu mütalaa edilmiştir. ... Kurumu"nun sözü edilen raporu gereğince davacının her iki malar bölgesine yapılan müdahale sonucunda reaksiyonel değişiklikler ve komplikasyonlar ortaya çıkmış olup iyileştirme ihtimalinin düşük olduğu anlaşılmaktadır. Davacının bu müdahalenin başarısız olması nedeniyle cismani zarar görmesi ve kalıcı şekil bozukluğuna maruz kalması sonucu manevi zarar gördüğü ortadadır.
    Mahkemece müdahalenin davalı tarafından gerçekleştirildiği ispatlanamadığı kabul edilmiş ise de davacı tanığı Hidayet Alün’ün davalının müdahaleyi kendi yanında yaptığına dair görgüye dayalı beyanı,...’ın davalının davacı ile iş yerine gelip onunla meşgul olduğunu gördüğü ve işletme sahibinin bilgisi altında bir kısım müşterilere uygulamalar yaptığını duyduğuna dair beyanları, davalı tanığı ...’ın davacının davalının yönlendirmesiyle muayenehanesine geldiği ve dolgu maddesinin çıkarılmasının istediğine dair ifadesi ile hayatın olağan akışına göre, davalının sebep olmadığı bir olay nedeniyle davacının
    maruz kaldığı zararın giderilmesi için çaba göstermesi düşünülemiyeceğinden, mahkemenin davacının yüzüne yapılan müdahalenin davalı tarafından gerçekleştirilmediğine dair kabulü isabetli olmayıp, toplanan deiller ve az yukarıda açıklanan tanık beyanları ile davacının yüzünün her iki malar bölgesindeki madde enjeksiyonunnun davalı tarafından gerçekleştirildiği ve olumsuz sonuçların davalının bu eylemiyle ortaya çıktığının kabulü zorunludur.
    Bu durumda mahkemece, davalının gereken tıbbi yeterliliğe haiz olmamasına rağmen davacının yüzünün her iki malar bölgesine cilt altına enjeksiyon yapıp, revizyonla iyileştirme ihtimâli düşük olacak şekilde komplikasyona, çehresinde daimi değişikliğe neden olacak şekilde cismani zarar görmesine neden olduğu, davacı maddi zararlarının varlığını yasal delillerle kanıtlayamamış olsa bile, davalının hukuka aykırı eylemini gerçekleştirdiği, 2007 yılında yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmünce, manevi tazminat istemekte haklı olduğundan, tarafların tesbit edilen iktisadi ve sosyal durumları mal varlıkları, oluşan maddi zararın ağırlığı ve ... raporuna göre tatminkar iyleştirme yapılması ihtimalinin düşük olduğu da gözetilerek, TMK nun 4. maddesi gereğince davacı yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak yanlış değerlendirme sonucunda davanın tümden reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükümün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi