21. Hukuk Dairesi 2016/8557 E. , 2018/698 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının davalı...a ait ... Sanayi AŞ işyerinde 01.07.1983 – 31.12.1984 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının 01.07.1983 – 31.12.1984 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının ve sigortalı sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına 01.07.1983 tarihli... AŞ ( .../02 sicil numaralı ) tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesi bulunduğu, davacının talep ettiği dönemde davalı Kurum"a bildirilen çalışması bulunmadığı, davalı Kurum tarafından ilk olarak; .../02 sicil numaralı işyerinin dönem bordrolarını vermediğinin bildirildiği, daha sonra; şirketin 1983 yılına ait dönem bordrolarında .../02 sicil numarasının üzerinin çizildiğinin ve ... numarasının yazıldığının, tanık olarak bildirilen kişilerin de ... sicil numaralı işyerinde çalışmalarının göründüğünün,... AŞ isimli işyerinin 1984 yılı bordrolarının da ... sicil numarası yazılarak verildiğinin bildirildiği, dinlenilen tanıklar tarafından davacının çalıştığı işyerinin iki şubesinin olduğunun beyan edildiği, mahkemece ATO"dan sadece şirketin adı yazılarak bilgilerinin sorulduğu, ancak ATO tarafından şirket bilgilerine rastlanılmadığının bildirildiği, ... sicil numaralı işyerinin bordrolarında isimleri bulunan tanıklarca davacının çalışmalarının doğrulandığı, dava dilekçesinde davalı işverenin “ ... – ... AŞ ” olarak belirtildiği ve dosyada mevcut işe giriş bildirgesindeki işyeri numarasının yazıldığı, talep sonucu kısmında da davalıya ait şirket işyerinde çalıştığının tespitinin istenildiği, dava dilekçesinin ilk olarak işe giriş bildirgesindeki işyeri adresine gönderildiği, ancak iade edildiği, daha sonra ..."un ikamet adresine tebliğ edildiği, davayı ..."un vekili aracılığıyla takip ettiği ve husumet itirazında bulunduğu, mahkemece gerekçeli kararda davalı olarak sadece ..."un yazıldığı ve hüküm fıkrasında ise davacının çalışmalarının geçtiği işyerinin açık olarak belirtilmediği, hükmün gerekçesinde ise; davacı adına tanzim edilen işe giriş bildirgesindeki kaşede yazılı ve belirtilen adreste kurulu .../02 sicil sayılı işyerinde (ve/veya iki ayrı işyeri sicil numarasının bulunması nedeniyle belirtilen adreste kurulu ... sicil numaralı işyerinde) 01.07.1983 tarihinde çalışmaya başladığının ve bu çalışmalarının 31.12.1984 tarihine kadar sürdüğünün belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Somut olayda; mahkemece hükümde davacının çalıştığı işyeri belirtilmediği gibi gerekçedeki açıklama da davacının çalıştığı işyerini belirlemeye imkan vermemekte, hüküm infaza elverişli bulunmamaktadır. Gerekçeli karar başlığında davalı olarak ... gösterildiği halde davacının işe giriş bildirgesi bir şirketten verilmiş, davacı da şirket işyerinde geçen çalışmalarının tespitini talep etmiştir. Bu itibarla; mahkemece, davacının çalışmalarının geçtiği işyerini şirket olarak bildirdiği, bu işyerindeki çalışmalarının tespitini talep ettiği dikkate alınmadan, söz konu şirketin akıbeti araştırılmadan sonuca gidilmesi ve infaza elverişli olmayan şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; 01.07.1983 tarihli işe giriş bildirgesindeki işyeri bilgileri de yazılarak davalı Kurum"dan .../02 sicil numaralı şirketin ve ... sicil numaralı işyerinin bilgilerini istemek, gelen bilgiler de yazılmak suretiyle ilgili ticaret sicili müdürlüğünden söz konusu şirket/şirketlerin durumunu sormak, her iki işyeri arasında bağlantı bulunup bulunmadığını tespit etmek, davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşılır ise; davacı tarafa şirketin ihyası için süre vererek şirketin ihyası ve tasfiye memuru atanması sağlanarak bu işlemlerden sonra gerekçeli karar atanan davalı tasfiye memuruna yöntemince tebliğ edilerek davalı işverenin ileri sürdüğü deliller de toplanıp değerlendirilmek sureti ile varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ..."a iadesine
05.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.