Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/5065
Karar No: 2018/16464
Karar Tarihi: 04.10.2018

tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde - hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/5065 Esas 2018/16464 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/5065 E.  ,  2018/16464 K.

    "İçtihat Metni"




    Tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle ve 62. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ....Sulh Ceza Mahkemesinin 22/02/2011 tarihli ve 2010/640 esas, 2011/62 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediğinden bahisle yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle ve 62. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ....2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2017 tarihli ve 2017/180 esas, 2017/713 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 10/07/2018 gün ve 94660652-105-33-5424-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/07/2018 gün ve 2018/63621 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle ve 62. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ....Sulh Ceza Mahkemesinin 22/02/2011 tarihli ve 2010/640 esas, 2011/62 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediğinden bahisle yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle ve 62. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ....2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2017 tarihli ve 2017/180 esas, 2017/713 sayılı kararının, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan sanık hakkında tayin olunan
    ./..
    .2.



    kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Basit tehdit suçundan hükmolunan 25 gün hapis cezasının, TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 50/1. maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlara çevrilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.

    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nun 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.

    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanunun 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkrayla büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı kanunun 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tâbi kılınmıştır.
    Başlangıçta yalnızca yetişkin sanıklar yönünden ve şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak hükmolunan, bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, maddenin altıncı fıkrasına, 25/07/2010 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesiyle "sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." cümlesi eklenmiş, yine maddenin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
    ./..
    .3.



    CMK"nın hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kenar başlıklı 231. maddesinin onuncu, on birinci ve on ikinci fıkraları "(10) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir. (11) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine

    veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir. (12) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir." biçimindedir.

    Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarihli ve 2013/3-752 esas, 2014/200 sayılı kararında belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesindeki düzenleme ile fiili işlediği tarihte 18 yaşından küçük sanıkların daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak şartıyla mahkûm olunan bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının, aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunlu kılınmış ve bu husus herhangi bir takdire bağlanmamıştır. Bu nedenle maddede yazılı şartlarının oluşması halinde başka herhangi bir değerlendirme yapılmadan özgürlüğü bağlayıcı cezanın seçenek yaptırımlardan birisine dönüştürülmesi gerekmektedir. Buna karşılık CMK’nın 231/7. maddesi; “Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez” şeklinde düzenlenmiş olup, açıklanması geri bırakılan hükümde yer alan hapis cezasının ertelenemeyeceği ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırıma çevrilemeyeceği belirtilmiştir. Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 gün ve 346-25, 03.02.2009 gün ve 250-13 ile 29.09.2009 gün ve 130-213 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da açıkça belirtildiği gibi, şartlı bir düşme nedeni oluşturan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, objektif şartların (mahkumiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmama, zararın giderilmesi) varlığı halinde, 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce re’sen, bu değişiklikten sonra ise sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması halinde mahkemece diğer kişiselleştirme hükümleri olan seçenek yaptırımlara çevirme ve ertelemeden önce değerlendirilmesi gerekmektedir. Öte yandan kanun koyucu, kişi hakkında kurulan hükmün hukuki sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile belirli şartların gerçekleşmesi halinde kişilerin işledikleri bir takım suçlardan dolayı adli yönden lekelenmemeleri için bir fırsat tanımak istemiştir. Kanun koyucu, 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesine 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını düzenlediği 5-14. fıkraları eklediği aşamada 5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesindeki yasal düzenlemeyi ve zorunlulukları bilmektedir. Buna rağmen CMK’nın 231. maddesinin 7. fıkrasındaki düzenlemeyi yapmakla, açıklanması geri bırakılan hükümlerde 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesindeki yaptırıma çevirme zorunluluğunun
    ./..
    .4.


    uygulanmamasını istediği yönündeki iradesini açıkça ortaya koymuştur. Aksi görüşün kabulü, daha önce hapis cezasına mahkum olmamış çocuklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması suretiyle adli yönden lekelenmeme haklarının ellerinden alınması sonucunu doğurur ki, bu sonuç hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının düzenleniş amacına açıkça aykırıdır. Bununla birlikte, şartların gerçekleşmemesi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi veya açıklanması geri bırakılan hükmün 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca açıklanması sırasında 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesinde yer alan seçenek yaptırımlara çevirme zorunluluğu mahkemece gözönüne alınacaktır.

    Bu açıklamalar karşısında; sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, hakkındaki mahkûmiyet hükmü açıklanacak, yükümlülüklerin yerine getirilememesi durumunda da, kısmen infaza karar verilebileceği gibi koşulları bulunmakta ise, hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesi suretiyle yeni bir mahkûmiyet hükmü de tesis edilebilecektir. Hüküm açıklanırken Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarih ve 2013/3-752 esas, 2014/200 sayılı kararında da açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesinde yer alan seçenek yaptırımlara çevirme zorunluluğu gibi hususlar dikkate alınabilecektir.
    Ceza Genel Kurulu"nun 11.02.2014 tarihli ve 2012/12-1528 esas, 2014/62 sayılı kararında; "...Maddenin üçüncü fıkrasındaki şartları taşıyan sanık hakkında seçimlik yaptırım öngörülen bir suçtan mahkumiyet hükmü kurulurken temel cezanın tercihen hapis cezası olarak seçilmesinden sonra bu cezanın üçüncü fıkra gereğince adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceğinin uyuşmazlığın çözümü açısından belirlenmesi gerekmektedir. Maddenin ikinci fıkrasında yasaklayıcı bir düzenleme yapan kanun koyucunun, üçüncü fıkrada hiçbir sınırlama yapmaksızın zorunlu çevirme hallerini düzenlemiş olması ve fırka gerekçesinde de fıkrada belirtilen sürelerdeki hapis cezalarının açıkça adli para cezasına da çevrilebileceğini belirtilmiş bulunması karşısında, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına da çevrilebileceğinin kabulü gerekmektedir. Öğretide de bu konuya ilişkin olarak; "Hakaret suçunu düzenleyen TCK"nun 125/1 inci maddesi, fiilin cezasını, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak öngörmüştür. Hakim seçim imkanı olmasına rağmen sanığı para cezasına değil, kısa süreli hapis cezasına mahkum etmişse, bu ceza artık paraya çevrilemez. Bununla birlikte, suç tanımında adli para cezası ile hapis cezasının seçimlik olduğu bazı hallerde, hapis cezası tercih edilip, somut ceza belirlendiğinde, 50/3"te yer alan ceza sınırının altında bir hapis cezasına ulaşılırsa, kanaatimizce diğer şartları mevcutsa, adli para cezasına çevirmek mümkündür" (M.Emin Artuk-Ahmet Gökcen-A.Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara 2014, 8. Baskı, s. 706) şeklinde görüşe yer verilmiştir. Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Sanığa yüklenen taksirle yaralama suçu için seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezası öngörülmüş olup, suç tarihinde 65 yaşından büyük olan sanık hakkında temel ceza olarak hapis cezasını tercih eden yerel mahkemece, sonuç olarak hükmedilen 5 ay kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nun 50/3. maddesi gereğince aynı kanunun 50/1. maddesinde belirtilen para cezası dahil seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesi usul ve kanuna aykırıdır..." denilmiştir.
    ./..
    .5.



    5237 sayılı TCK’nın “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50. maddesi;
    1) Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre,
    a) Adlî para cezasına,
    b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
    c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
    d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
    e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
    f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,
    Çevrilebilir.
    2) Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.
    3) Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.
    4) Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun süreli de olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı halinde, birinci fıkranın (a) bendine göre adlî para cezasına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinçli taksir halinde uygulanmaz.
    5) Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.
    6) Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhal infaz edilir. Bu durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz.

    7) Hükmedilen seçenek tedbirin hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, hükmü veren mahkemece tedbir değiştirilir” şeklinde düzenlenmiştir.

    İncelenen dosyada;
    Sanık ... hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde ....Sulh Ceza Mahkemesinin 22/02/2011 tarihli ve 2010/640 esas, 2011/62 sayılı kararıyla
    ./..
    .6.



    sanığın TCK"nın 106/1-2. cümlesi ve 62. maddesi uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde 30/10/2014 tarihinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediğinin ve bu suçtan neticeten 5 ay hapis cezasına mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine yapılan yargılama sonucunda, ....2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2017 tarihli ve 2017/180 esas, 2017/713 sayılı kararıyla hükmün açıklanmasına ve sanığın TCK"nın 106/1-2. cümle ve 62. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmolunduğu, hükmün sanığa tebliğine karşın kanun yoluna konu edilmeksizin kesinleştiği, suç tarihi itibariyle sanığın adli sicil kaydında adli para cezasına ilişkin bir adet hükümlülüğünün bulunduğu anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanık ..."in suç tarihinden önce hapis cezasına mahkumiyetinin bulunmaması karşısında, basit tehdit suçundan hükmolunan 25 gün hapis cezasının, TCK"nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1)Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede yer alan bozma nedeni yerinde görüldüğünden, tehdit suçundan kurulan, ....2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/10/2017 tarihli ve 2017/180 esas, 2017/713 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2)Karardaki hukuka aykırılık sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, dosyadaki belge ve bilgiler ile sanığın kişisel, sosyal ve ekonomik durumu gözetilerek, aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrası uyarınca,
    a)Sanığa tehdit suçundan TCK"nın 106/1. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca verilen 25 gün hapis cezası, TCK"nın 50/3, 50/1-a ve 52/2 maddeleri gereğince günlüğü takdiren 20 Türk lirasından paraya çevrilerek, sanığın 500,00 Türk lirası adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,
    b)Adli para cezasının miktarı ve sanığın ekonomik durumu nazara alındığında, hükmolunan adli para cezasının, TCK"nın 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesine veya sanığa mehil verilmesine yer olmadığına,
    c)TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin fıkranın ve TCK"nın 50. maddesinin değerlendirilmesine dair ibarenin hükümden çıkarılmasına,
    3)İnfazın bu hüküm üzerinden yapılmasına, bozulan kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 04/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi