10. Hukuk Dairesi 2020/5097 E. , 2021/7724 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bakırköy 3. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davalı işyerinde asgari ücret ile makine dikiş işçisi olarak 01.09.2011-11.07.2012 tarihleri arasında çalıştığını, ancak sigortasının ... sicil numaralı ... Tekstil ünvanlı davalı işyerinden yapılmadığını, ... sicil numaralı işyerinden bilgisi dışında yapıldığını, 16.01.2015 tarih ve SK-46 sayılı denetmen raporuna istinaden ... sicil numaralı bildirimlerinin iptal edildiğini, almış olduğu aylığın ve sağlık hizmetlerinden faydalanmasının durdurulduğunu, davalı işyerinde 01.09.2011-11.07.2012 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı ..., usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Davalı Kurum vekili, kurum kayıtlarının incelenmesi ve esas alınması gerektiğini, yalnızca tanık beyanıyla hüküm verilmemesini, tanık beyanı dışında resmi, yazılı ve sağlıklı deliller ile iddianın ve fiili çalışmanın ispatı gerektiğine, dinlenecek tanıkların çalıştığı iddia edilen işyerindeki işi bilen dönem bordrolarında ismi geçen kişiler olması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, “sigortalı çalışanlar ..., ... ve ..."ın beyanlarına, sunulan belgelere, davacının bildirimi yapılan şirketteki çalışma kaydının iptal edilmesine, sigorta kayıtlarına, bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalıya ait işyerinde 01/09/2011 tarihinden 11/07/2012 tarihine kadar kesintisiz olarak hizmet akdi ile çalıştığının ispatlandığı, dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin geçmediği, davalı işyerinin davacının talep ettiği süreler açısından 5510 sayılı Yasa kapsamında olduğu, davanın ispatlandığı” gerekçesiyle “Davanın kabulü ile, davacının davalıya ait ... sicil numaralı işyerinde, 01.09.2011-31.12.2011 tarihleri arasında 120 gün, günlük 27,90 TL ücretle, 01.01.2012-30.06.2012 tarihleri arasında 180 gün, günlük 29,55 TL ücretle, 01.07.2012-11.07.2012 tarihleri arasında 11 gün, günlük 31,35 TL ücretle 5510 sayılı Yasa kapsamında hizmet akdi ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi, “davacı tanığı ..."un, davalı işyerinde 2002-2012 yılları arasında çalıştığını, davacının 2011 yılı Eylül ayında işe başladığını, yaklaşık 10 ay çalıştığını beyan ettiği, tanığın 05.10.2010-17.08.2012 tarihleri arası bildiriminin bulunduğu, davacı tanığı ..."in, 2012 yılının yaz aylarına kadar yaklaşık 5 yıl davalı işyerinde çalıştığını, davalı işyerinden ayrılmasına yakın bir dönemde davacının davalı işyerinde çalışıyor olduğunu, yaklaşık 1 yıl çalıştığını beyan ettiği, tanığın 05.10.2010-17.08.2012 tarihleri arası bildiriminin yapıldığı, davacı tanığı ..."ın, 2007-2012 yılları arasında davalı işyerinde çalıştığını, davacının davalı işyerinde 2011-2012 yılları arasında çalıştığını beyan ettiği, tanığın 01.09.2010-17.08.2012 tarihleri arasında davalı işyerinden bildiriminin yapıldığı,dinlenen bordro tanıklarının beyanlarına göre davacının çalışmalarının ispatlandığı kanaatine varıldığı” gerekçesiyle feri Müdahilin istinaf isteminin reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Feri müdahil Kurum vekili, mahkeme kararında sadece tanık anlatımları esas alınarak davacı lehine değerlendirme yapıldığını, cevap dilekçesi ile belirtilen yasal mevzuata aykırı ve Kurum aleyhine olarak yalnızca tanık beyanı ile hüküm kurulduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatları gereği tespit davalarında kurum kayıtları esas alınmak zorunda olup ayrıca denetmen raporunun ve kurum kayıtlarının aksinin ispat edilmesi gerektiğini, kurum kayıtlarının aksinin ispat edilemediğini, tam ve kesin olmayan tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, davacının 27.09.2011-16.07.2012 tarihleri arasında ... sicil numaralı ... Makine Dış Tic. ve Teks. Yıkama San. Ltd. Şti. işyerinden bildirimleri bulunduğu, 17.07.2014 tarihli ... tarafından düzenlenen durum tespit raporunun 7 sayfasının dosyada mevcut olduğu, raporda; “100.yıl mah. Teksiltkent GD 2 Blok N:88 Esenler adresinde yapılan tespitler, bildirimi yapılan sigortalılardan alınan ifadeler, vergi dairesi raporlarından yapılan tespitler, kurum kayıtlarından yapılan tespitler doğrultusunda ... Makine Dış Tic. ve Teks. Yıkama San. Ltd. Şti. unvanlı işyerinin paravan şirket olarak kurulduğu, söz konusu işyerinden 2011/06-2012/07 dönemleri arasında sahte sigortalı bildirimi yapıldığı” tespit edildiği, davalı ... adına kayıtlı 1213739 sicil nolu “...” adresinde fason deri konfeksiyon işyerinin 01.09.2010 tarihinde kanun kapsamına alındığı, 31.08.2012 tarihinde kanun kapsamından çıkarıldığı, davalı işyerine ait bordro tanıklarının dinlendikleri, ... 75.Yıl Polis Merkezi Amirliği’nin 18.07.2017 tarihli cevabi yazısında, davalının belirtilen adresinde araştırma yapıldığı, yapılan araştırmada davalının bulunamadığının, adresin kapalı olduğunun, çevrede davacıyı ve davalıyı tanıyanın kimseye rastlanılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının davalı işyerinde çalışmasının fiili olup olmadığına dair yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın karar verilmesi hatalıdır.
Mahkemece, davacının beyanı alınarak, dava konusu dönem içerisinde davalıya ait fason deri konfeksiyon işyerinde ne gibi işleri yaptığı ve çalışma şeklinin nasıl olduğu, işyerinde çalışanların ve varsa sürekli müşterilerin ve işyeri komşularının kimler olduğu, bildirimi bululan şirketle ilgisi sorularak talebi tam olarak açıklattırılmalı, davacının ihitilaf konusu dönemde bildirimleri bulunan dava dışı ... Makine Dış Tic. ve Teks. Yıkama San. Ltd. Şti. ile davalı işyeri arasında ilişki olup olmadığı araştırılmalı, ... tarafından düzenlenen denetmen raporunun tamamı ile davalı ... adına kayıtlı “...” adresine ait ihitilaf konusu döneme ait vergi kayıtları, yoklama fişleri celp edilmeli, davalı iş yerinde aynı dönemde çalışan bodro tanıkları ve ..., zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp dinlenmeli, uyuşmazlık konusu husus hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonucuna göre karar verilmelidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda mahkemece bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 07.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.