Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2386
Karar No: 2019/4295
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/2386 Esas 2019/4295 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2019/2386 E.  ,  2019/4295 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı alacaklı 01.01.2013 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 16.02.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2014 yılı bakiye kira alacağı 94.763,00 TL ile 2015 yılı kira alacağı 862.294,98 TL olmak üzere toplam 957.057,96 TL’nin tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 04.03.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili 09.03.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkili üniversitenin alacaklı olduğunu iddia eden şahsa böyle bir borcu bulunmadığını bildirerek asıl alacağa, işlemiş faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur.
    Mahkemece verilen ilk kararında, cevap dilekçesinde hissedarlara ödeme yapıldığı savunmasının bildirildiği dikkate alındığında bu durumun kiracı tarafın bilgisi dahilinde olduğu anlaşılmakla buna ilişkin savunmaların yerinde görülmediği ve taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğunun kabul edildiği, kira sözleşmesinin 5. maddesinde belirlenen kira bedelinin her yıl peşin olarak ödeneceği, davalı tarafın kira bedellerinin aylık ödenmesi hususunda anlaşıldığı yolundaki savunması ancak imzası ikrar edilmiş yazılı delil ile ispatlanabileceği, ancak böyle bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, sonuç olarak itirazın haksız olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davalının itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Davalının kararı 08.10.2015 tarihinde temyiz etmesinden sonra davacı vekili 21.01.2016 tarihli temyize cevap dilekçesi ile; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, nitekim yerel mahkemece karar verilmesinden sonra taraflar arasında imzalanmış 09.11.2015 tarihli Protokol md. 1-e hükmü uyarınca davalı kiracının temyizinden kesin olarak feragat ettiğini, bu nedenle öncelikle davalının feragati nedeniyle temyiz başvurusunun reddine, olmadığı takdirde usul ve yasaya aykırı olan temyiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiş ve dilekçesine söz konusu protokolü eklemiştir.
    Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 27.02.2017 tarih ve 2017/739 E. 2017/2518 K. sayılı ilamı ile; “Davacı alacaklı 01.01.2013 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak 16/02/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile, 957.057,96 TL 2015 yılı kira alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlunun borca itiraz etmesi üzerine İcra Mahkemesi"nden itirazın kaldırılması istenmiştir. Mahkemece, 30/09/2015 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekili 08/10/2015 tarihli süre tutum dilekçesi ile kararı temyiz etmiştir. Ancak davacı vekili, 21.01.2016 tarihli temyize cevap dilekçesi ile 09.11.2015 tarihli “PROTOKOL” başlıklı belgeyi ibraz ederek davalının temyizden feragat ettiğini ileri sürmüştür. Bu durumda Mahkemece anılan belge konusunda taraf beyanları alınarak sonucuna göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda; taraflar arasında karardan sonra yapılan protokol kapsamında davalı kurumun temyizden feragat ettiğine yönelik beyanı bulunsa da, bu hususun mahkemece dikkate alınması gerektiğine işaret edildiği, gerçekten de davalı ile davacı arasında yapılan protokolde davalı kurumun temyizden feragat ettiğine dair beyanının bulunmakta olduğu ve fakat bu hususun davacı tarafça Yargıtay 8.Hukuk Dairesi Başkanlığı"na sunulmuş olup, haliyle davalı vekilinin kimliği tespit ve tasdik edilmiş dilekçesi ile temyiz isteminden feragat etmemesi sebebi ile feragat beyanının Mahkemelerince değerlendirilmesine karar verilerek karar usulen bozulduğu, Mahkemelerince bu sorunun çözümü için taraf vekillerinin hazır bulunduğu duruşmada feragate ilişkin beyanları sorulmuş, her iki taraf da protokolü tasdik ettiklerini beyan etmişlerse de huzurdaki davanın usulen bozulup Mahkemeleri önüne gelmesi ve temyizden feragat hususunun Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden önceki karar çerçevesinde hüküm kurulduğu, sonuç olarak itirazın haksız olduğu anlaşılmakla davacı alacaklının talebinde belirtili miktar üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı tarafça ileri sürülen ve kiraya veren ile kiracı tarafından imzalı 09.11.2015 tarihli protokol ile, tarafların aşağıdaki kayıt ve şartlarda anlaştıkları; 1) Protokolün imzalanmasını takip eden 7 iş günü içinde kiracı aşağıda (a-b-d) bentlerindeki ödemeleri tam ve eksiksiz olarak ödeyecektir. “a- 3.972.401,92 TL ana kira borcu. Bu miktarların toplamının 3.689.201,92 TL"si nakit olarak 7 iş günü içinde ödenecek, Aralık ayı kirasına denk gelen 283.200 TL ödeme için 2015 Aralık aynının 10.gününe kadarki tarihli çek ile ödeme gerçekleştirilecektir. Bu şekilde ödemeler yapıldığı takdirde geçmiş ve 2015 yılı kirasının tamamı ödenmiş olacaktır. b- 76.953,00 TL icra ve mahkeme harç ve giderleri ile masraflar c- Yukarıdaki (b) bendindeki zarara ve masraf kiracı tarafından kiraya verenlere ödendiği takdirde 54.432,00 TL tutan toplam damga vergisi tutarını, kiraya verenler kendi hisselerine düşen oran ve miktarda, damga vergisi ödemesi olarak kiracıya geri ödeyeceklerdir. d- Mahkeme ve icra vekalet ücretleri, taraf vekillerince kapak hesabı yaptırılarak kiracı tarafından kiraya verenlerin vekili Av. ..."ya ödenecektir. e- Kiracı, yukarıda belirtilen icra hukuk mahkemelerinden verilen kararları temyiz etmiş ise, iş bu protokolle, temyiz hakkından kesin olarak feragat etmiştir.” denilmiştir. 2) Yukarıda (a-b-d) bentlerinde belirtilen miktarların tamamının belirtilen süre içinde eksiksiz olarak ilgili tarafa ödenmesi kayıt ve şartı ile, kiraya verenlerin takip ve davadan kendiliğinden feragat etmiş olacakları, bu bedellerin tamamının belirtilen süre içinde eksiksiz olarak ilgili tarafa ödenmemesi halinde ise, iş bu protokolün 1.maddesinin (a-b-c-d) bentlerinin hükümsüz olacağı, tüm alacakların eksiksiz olarak kiraya verenler tarafından kiracıdan talep edileceği kararlaştırılmıştır.
    Dairemizin 27.02.2017 tarihli bozma kararı sonrasında mahkemece tarafların protokole dair beyanları alınmış olup, davacı vekili beyanında, protokolü kabul ettiklerini, ancak davalı tarafın edimlerini yeri getirmediğini, davalının protokolde temyizden feragat ettiğini, diğer hükümler yerine gelmemiş ise de feragate ilişkin protokol hükmü ile mahkemenin ilk kararının kesinleştirmiş olduğunu bildirmiştir. Davalı vekili ise beyanında; karşı tarafla sulh olduklarını, bu nedenle temyizden feragat ettiklerini, dolayısıyla sulh nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, protokolü kendilerinin de kabul ettiğini, tarafların anlaştıklarını ileri sürmüştür. Tarafların da kabulünde olan 09.11.2015 tarihli protokolün 1/e bendinde, “Kiracı, yukarıda belirtilen icra hukuk mahkemelerinden verilen kararları temyiz etmiş ise, bu protokolle temyiz hakkından kesin olarak feragat etmiştir” şeklinde koşulsuz feragat beyanı bulunmaktadır. Dairemiz bozma ilamı sonrasında mahkemece, tarafların beyanı alınmak suretiyle söz konusu protokolün taraflarca düzenlendiği tespit olunmuş ve temyizden feragat hususunun dairemizce değerlendirileceğinden bahisle ilk kararda olduğu gibi aynı gerekçe ile davanın kabulü ve itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nin feragate ilişkin protokol hükmünün Yargıtay ilgili dairesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği yönündeki gerekçesi doğru olmakla, davalının feragat beyanı dairemizce değerlendirilmiştir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen ilk karar dairemiz bozma ilamı ile ortadan kaldırılmış ise de, mahkemece verilen ikinci kararın gerekçesi ve hüküm kısmı ilk karar ile aynı olmakla, feragatin mahkemece verilen ikinci hükmü de kapsadığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davalı tarafın 09.11.2015 tarihli protokol ile temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiği anlaşıldığından temyiz dilekçesinin vaki feragat nedeniyle REDDİNE, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi