17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4108 Karar No: 2015/5567 Karar Tarihi: 09.04.2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/4108 Esas 2015/5567 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/4108 E. , 2015/5567 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, .. 3.İcra Müdürlüğü"nün 2011/16904 sayılı takip dosyasından 28.07.2011 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını, borçlunun ortağı olduğu .. iş bırakacağının öğrenilmesi üzerine bu şirketin sahip olduğu ..sözleşmesinin devir alındığını, sözleşme uyarınca .. Gayrimenkul tabela isminin de kullanılmaya başlanıldığını, şirket ortağı olan borçluya %1 pay verilerek bu alandaki bilgisinden faydanılmak istenildiğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Bu dava ile birleştirilen davada ise ..İcra Müdürlüğü"nün 2011/11530 sayılı takip dosyasından 28.09.2011 tarihinde haczedilen menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili borçlunun, davacı 3.kişi şirketin kurucusu ve ortağı olduğunu, haczin borçlunun adresinde yapıldığını, aralarında muvazaalı işlemler bulunduğunu, borçluya ait işyeri ünvanı ve adresinin davacı tarafından kullanıldığını savunarak davaların reddini istemiştir.
Mahkemece haciz adresinde daha önce borçlunun ortağı olduğu şirketin faaliyet gösterdiği, mahalde borçluya ait belgeler bulunduğu, iki şirket arasında işletme devri ilişkisinin bulunduğu, ancak takibe konu borcun şirket ortağının şahsi borcu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK"nun 96 vd.maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu hacizler, daha önce dava dışı ... faaliyet gösterdiği adreste yapılmıştır. Borçlunun hem bu şirketin kurucusu ve ortağı olduğu, hem de davacı 3.kişinin ortağı olduğu dosya kapsamı ve haciz tutanağı içeriği ile sabittir. Bu halde, İİK"nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Karine aksinin davacı 3.kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir. Davacı 3.kişinin dayandığı borcun doğumundan sonraki tarihi taşıyan ayırt edici özelliği bulunmayan faturalar ile adi nitelikli kira sözleşmesi ve vergi kaydı karine aksini ispata yetmez. Kaldı ki, davacı 3.kişi ile borçlunun kurucusu ve ortağı olduğu dava dışı... .. arasındaki 05.03.2011 tarihli devir protokolinden aralarında işletme devri ilişkisi bulunduğu da anlaşılmaktadır. Mahkemece takip konusu borcun şirket ortağının şahsi borcu olduğu, bu borçtan şirketin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davaların kabulüne karar verilmiş ise de borçlu ..."in her iki şirkette de hakim hisseli ortak olduğu, borcun şirket borcu olduğu, ortadadır. Bu durumda davaların reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 09/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.