21. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/12929 Karar No: 2014/14944 Karar Tarihi: 25.06.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/12929 Esas 2014/14944 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, H.D.'nin prim borçları nedeniyle haciz işlemine maruz kaldığını ve bu işlemin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek haciz ihbarnamesinin ve ödeme emrinin iptal edilmesini ve aracının tedbiren teslim edilmesini istemiştir. Mahkeme, davacının talebinin kısmen kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay'a taşınan dava, yapılan tebligatların hukuki geçerliliği konusunda bir uyuşmazlık sonucu bozulmuştur. Mahkeme, Y.Ö.'e yapılan tebligatın ticari işletmenin vekili olduğu dönemde geçerli olduğunu, ancak daha sonradan bu yetkinin devam edip etmediğinin araştırılması gerektiğine karar vermiştir. Ayrıca, talep ve dava konusu olmadığı halde haciz bildirge tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi de isabetsiz bulunmuştur. Kanun maddeleri olarak ise, davacının 6183 sayılı kanunun 79. maddesine göre yapılan haciz işlemine karşı açtığı davanın incelenmesi, tebligat işlemlerinin geçerliliği konusunda 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Davacı, haciz ihbarnamesinin ve ödeme emrinin iptaline, haksız tahakkuk ettirilen borç sebebiyle men edilen aracı üzerindeki haczin kaldırılmasına yahut aracın tedbiren teslimine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, haciz ihbarnamesi ve ödeme emrinin iptali ile araç üzerine uygulanan haczin kaldırılmasına ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, haciz bildirisinin tebliğ tarihinin 14/01/2013 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin iptaline, araçlara konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, dava dışı H. D.in prim borçları nedeniyle 6183 sayılı kanunun 79 uncu maddesi gereğince düzenlenen haciz bildirisinin davacıya gönderildiği, tebligatın yetkili müdür açıklaması ile 17. 08. 2012 tarihinde Y. Ö.e yapıldığı, daha sonra çıarılan ödeme emrinin 22. 10. 2012 tarihişnde yine Y. . imzası ile tebliğ edildiği ve 06. 12. 2012 tarihinde de haciz işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı adına çıkarılan tebligatların Y. Ö. e yapılmasıda yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanunu nun ( belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icra edenlere tebligatın yapılmasını düzenleyen) 17 nci madde ile yapılan tespit ve değerlendirmelerde bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki somut olayda, Niğde 4. Noteriği taralından düzenlenen 07. 09. 2011 tarihli vekaletname ile davacının Y. Ö. i işveren vekili olarak görevlendirdiği, tebliğ ile ilgili işlemler dahil olmak üzere ticari işletmenin faaliyetleri ile ilgili çok geniş kapsamlı yetkiler verdiği anlaşılmaktadır. Böyle olunca Y. Ö. e yapılan tebligatın geçerli olacağı ve hukuki sonuç doğuracağı kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, uyuşmazlık konusu dönemde Y. Ö.. verilen yekilerin devam edip etmediğinin sorulması, şayet devam ediyorsa tebligatların geçerli olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi ve özellikle hacizlerin kaldırılması da talep ve dava edildiğine göre, prim borçlusu dava dışı H. D. in maaşından kesinti yapılmamasından dolayı davacının sorumluluğunun belirlenmesinden ibarettir. Öte yandan, HMK nun 26 ıncı maddesi gereğince hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez. Talep ve dava konusu olmadığı halde mahkemece haciz bildirge tarihinin 14. 01. 2013 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi de isabetsiz olmuştur. Mahkemece, yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacıya yükletilmesine, 25/06/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.