12. Ceza Dairesi 2013/12648 E. , 2014/6246 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 12 - 2013/71807
Mahkemesi :Kayseri 2. Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi :30.11.2012
Numarası :2012/953 - 2012/1265
Suç :Taksirle Yaralama
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü gece saat 12:15 sularında açık havada, aydınlatmanın bulunduğu meskun mahalde, bölünmemiş, 2 yönlü, 8,5 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, eğimsiz düz yolda idaresindeki kamyonetle seyir halinde bulunan sanığın, ışık kontrolsüz 4 yönlü kavşak içerisinde, idaresindeki otomobille seyreden katılanın aracına çarpması şeklinde gelişen ve mağdurun hayati tehlike geçirmeksizin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan olayda; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 84. maddesinde belirtilen sürücülere ait asli kusurlardan, kavşaklarda geçiş üstünlüğü kuralını ihlal eden sanığın asli kusurlu olduğu, keyfiyetin dosyada mevcut kaza tespit tutanağı ile de tevsik edildiği, kaldı ki kusur tespitinin bizzat hakimin yetkisinde bulunması nedeni ile tebliğnamede, sanığın kusur durumuyla ilgili olarak bilirkişi raporu alınması yönünde bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusura, ertelemeye, eksik incelemeye ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın tüm aşamalarda uzlaşmak istediğini beyan ettiği, katılanın istememesi sebebiyle uzlaşmanın sağlanamadığı; katılanın, aracın değer kaybından kaynaklanan 12.000 TL"yi talep etmesi nedeniyle sanığın ödemede bulunmadığını ifade etmesi karşısında; araçtaki değer kaybının zarar kavramı kapsamında bulunmaması gözetilerek mahkemece basit bir hesaplama ile katılanın uğradığı zarar tespit edilip sanığa bu zararı giderme imkânı tanındıktan sonra sonucuna göre, CMK’nın 231. maddesinin uygulanması hususunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Kanunun 100. maddesiyle 5271 sayılı CMK"nın 324/4. maddesinde eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderilerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanunun 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir. Bakanlar Kurulu, bu tutarları topluca veya ayrı ayrı on katına kadar artırmaya yetkilidir” düzenlemesine yer verildiği, incelemeye konu dosyada yargılama giderlerinin 14 TL olduğu ve CMK"nın 324/4. maddesi uyarınca bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
1- TCK"nın 89/1. maddesinde öngörülen cezanın seçimlik olması ve hapis cezasının tercih edilmesi karşısında, TCK"nın 50/2. maddesi gereğince hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yasal olanak bulunmadığı halde, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,
2- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesi sırasında uygulanan Kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. ve 326. maddeleri uyarınca, sanığın kazanılmış hakkı da gözetilerek tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.