Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1858
Karar No: 2011/6807
Karar Tarihi: 03.12.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1858 Esas 2011/6807 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/1858 E.  ,  2011/6807 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ve müdahil davacı ... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 20.08.2010 gün ve 18/292 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ... ve müdahil davacı ... taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    ..., miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanılarak dava konusu 218 ada 15 parselin tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, harcını yatırmak suretiyle davaya asli müdahil olarak katılan ... ise, dava konusu taşınmazın kök muris ...’den davacı ile amcalarına kaldığını, kendisinin amcaları olan ...ve ...’ün miras paylarını satın aldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile 1/3’ünün davacı, kalan 2/3 payının ise adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, imar ihya ve zilyetlikle kazanma koşullarının davacı ve müdahil davacı lehine gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ... ile asli müdahil davacı ... tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 218 ada 15 sayılı parsel, tapu ve vergi kaydına rastlanılmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, ileride ekonomik yarar sağlanması mümkün yerlerden olduğu belirtilerek 1621,97 m2 yüzölçümü ile ham toprak niteliğiyle 24.9.2007 tarihinde kadastro yoluyla Hazine adına tespit edilmiş, tutanağın itirazsız kesinleşmesiyle tespit gibi tapu sicili oluşmuştur.
    Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı tanıkları ...ve ... talimatla alınan beyanlarında, uyuşmazlık konusu taşınmazın öncesinin miras bırakan babaları ...’e ait olduğunu, 1969 tarihinde ölümü ile yapılan taksimde davacı ... ile kendilerine kaldığını, kendi paylarını müdahil davacı ...’e sattıklarını, davacı ile müdahil davacının tespit tarihinden geriye doğru 40 yılı aşkın süreden beri eklemeli zilyetliğinin bulunduğunu bildirmelerine karşın, keşifte dinlenen yerel bilirkişiler yaklaşık 15 yıldan beri davacının zilyetliğinde olduğunu, bir kısım davalı Hazine tanıkları ise dava konusu taşınmazın öncesinin göl olduğunu, davacı ve müdahil davacıyı kullanırken görmediklerini, Hazineye ait olduğunu bildirmişlerdir.
    Görüldüğü gibi yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanları karar vermeye yeterli olmadığı gibi anlatımlar arasında aykırılık bulunmaktadır. Hukuki niteliğinin yanında maddi olaylardan sayılan zilyetlik, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. (3402 s.KK.m.14/1) Çekişme konusu taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru en az 20 yıl süre ile koşullarına uygun olarak zilyet ve tasarruf edilip edilmediğinin duraksamaya yer bırakılmayacak şekilde araştırılıp belirlenmesi gerekir. Bu açıklamalar ışığında, yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının 6100 sayılı HMK.nun 243 ve 244. maddeleri (HUMK. m.258) uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmaları, aynı Kanunun 259/2 ve 290/2. maddeleri (HUMK. m.259) hükümleri uyarınca taşınmaz başında yapılacak keşif yerinde dinlenilerek, taşınmazın öncesinin ne nitelikte ve kime ait olduğunun, kimler tarafından ne şekilde kullanıldığının, uyuşmazlık konusu olan bu yerin kimin zilyet ve tasarrufu altında bulunduğunun kendilerinden sorulup belirlenmesine çalışılması, beyanları arasında aykırılık çıktığı taktirde 261/1. maddesi (HUMK. m.265) hükmü gözönünde tutularak aykırılığın giderilmesine çalışılması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
    Bundan ayrı, bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihin en iyi belirlenme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının tespit tarihinden geriye doğru en az iki ayrı tarihe ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için kadastro tespit tarihi olan 24.9.2007 tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait (1977-1987 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca stereoskopik çift hava fotoğrafı bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulması için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
    Mahkemece yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeoloji mühendisi ile jeodezi ve fotoğrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla tespit tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak; taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve diğer bilirkişi sözleri bilimsel esaslara göre hazırlanan bu bilirkişi raporuyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde imar ihya işlemlerinin başlandığı veya tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Diğer yandan, bir kısım yerel bilirkişiler, dava konusu taşınmazın öncesinin göl olduğunu açıklamalarına karşın mahkemece bu hususta da hiçbir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Yapılacak keşifte dinlenecek jeoloji mühendisine dava konusu taşınmaz ve çevresindeki taşınmazlarda inceleme yaptırılarak öncesinin göl niteliğinde olup olmadığının araştırılıp ve bilimsel verilerek dayanılarak belirlenmesine, kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün yerlerden bulunup bulunmadığının bildirilmesi istenilmelidir. Tüm bu eksiklikler giderildikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış tüm taraf delilleri birlikte tartışılıp değerlendirilerek oluşacak duruma göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmaya dayanılarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
    Davacı ... ile müdahil davacı ...’ün temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve müdahil davacıya ayrı ayrı iadesine
    03.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi