Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2974
Karar No: 2019/257
Karar Tarihi: 14.01.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/2974 Esas 2019/257 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/2974 E.  ,  2019/257 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/.../2016 tarih ve 2014/201 E. - 2016/361 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/04/2017 tarih ve 2017/333-2017/336 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, demir-çelik sektöründe faaliyet gösteren müvekkilinin, ticaret unvanının baş harflerinden oluşan "ÇM" esas unsurlu, tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı tarafından yapılan, 2012/01465 sayılı "CM" ibareli marka başvurusunun, müvekkilinin itirazına rağmen tescil olunduğunu, anılan markanın müvekkiline ait "ÇM" ibareli markalar ile iltibas yaratacak düzeyde benzer olduğunu, aynı ve benzer malları kapsadığını ileri sürerek, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b, 7/1-i, 8/4 ve 42. maddeleri uyarınca davalı markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, pek çok ülkede tescilli olan dava konusu markanın ilk kez 1946 yılında ...’de tescil edildiğini, ... nezdinde de 04.02.2014 tarihinde 2012/01465 sayı ile tescil edildiğini, davacının "ÇM" ibareli bir markasının olmadığını, davacı tarafından görülmekte olan bu davadan iki ay sonra "ÇM" ibareli marka başvurusunda bulunulduğunu, müvekkiline ait dava konusu markanın tanınmış marka olduğunu, davacının itiraz aşamasında dayanmadığı markalara dayanarak hükümsüzlük davası açmasının mümkün olmadığını, taraf markalarının benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıya ait "CM" markası ile davalıya ait "ÇM" markası arasında işitsel ve görsel benzerliğin bulunduğu, markaların aynı veya benzer mal veya hizmetlerde kullanılması halinde, halkın bu markalar arasında bağlantı kurmasının kuvvetle muhtemel olduğu, davacının "ÇOLAKOĞLU" ibareli markaları bakımından ise iltibas ihtimalinin bulunmadığı, davalı markası ile davacının 2008/03193 sayılı ve 122177 sayılı ibareli markaları arasında, davalı markasının kapsadığı “06. sınıfın tamamı, 07. sınıftaki “…sayılan tüm malların parça ve teçhizatları” ve 08. sınıftaki “…yük bağlama araçları, …, tamamı kereste ve tomruk taşımada kullanılan çivili kereste kancaları, kancalar, kıskaçlar, kepçeler, direkler, çiviler, çapalar, takozlar ve ….; sayılan tüm malların parça ve teçhizatları” bakımından 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi anlamında “karıştırılma ihtimali” bulunduğu ve bu durumun söz konusu mallar yönünden 42/1-b bendi anlamında hükümsüzlüğe neden olacağı, davacının “ÇM+Şekil” ibareli markasının tanınmışlığının ispatlanamadığı ./..
    gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalı adına tescilli 2012/01465 sayılı "CM" markasının tescilli olduğu 06. sınıfın tamamı ile 07. sınıftaki "sayılan tüm malların parça ve teçhizatları", 08. sınıfta, "yük bağlama araçları, tamamı kereste ve tomruk taşımada kullanılan çivili kereste kancaları, kancalar, kıskaçlar, kepçeler, direkler, çiviler, çapalar, takozlar ve sayılan tüm malların parça ve techizatları" yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
    Karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 2012/01465 sayılı "CM" ibareli davalı markası ile davacıya ait 2008/03193 sayılı "ÇM" ve 122177 sayılı "ÇM" ibareli markalar arasında davalı markasının kapsadığı 06. sınıfın tamamı ile 07. sınıftaki "sayılan tüm malların parça ve techizatları", 08. sınıfta, "yük bağlama araçları, tamamı kereste ve tomruk taşımada kullanılan çivili kereste kancaları, kancalar, kıskaçlar, kepçeler, direkler, çiviler, çapalar, takozlar ve sayılan tüm malların parça ve techizatları" bakımından 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve bu mallar bakımından aynı KHK"nın 42/1-b maddesi uyarınca hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüz kılınması istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davacı adına tescilli ‘Şekil+ ÇM’ unsurlu marka ile, davalı adına tescilli ‘CM’ ibareli markanın iltibas oluşturacak düzeyde benzer olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Davacı yan markası logosal bir şekil markasına ilişkinken, hükümsüz kılınması talep edilen davalı markasının ise bir kısaltma markası olduğu anlaşılmaktadır. Markaların karıştırılma ihtimali değerlendirilirken asıl dikkate alınması gerekli unsur o markaların diğer işletmelerden ayırt edilmesini sağlayan unsurlarıdır. Bir markada yer alan tanımlayıcı şekil ve ibarelerin marka koruması kapsamında dikkate alınması mümkün değildir. Bir markanın ayırt edici unsuru ne ölçüde orijinal ise koruma düzeyi de o ölçüde yüksek olacaktır. Bununla birlikte alfabede sınırlı sayıda harf bulunmakla ve bu harflerin kullanılması tek başına kimsenin tekeline bırakılmayacağından harf markaları ile kısaltma markalarında da ayırt edicilik düzeyinin zayıf ve korunma düzeyinin de düşük olduğunun kabulü gerekir.
    Somut olayda da, logosal bir kısaltma/şekil markasına ilişkin davacı markası ile kısaltma markası niteliğindeki davalı markasının özellikle görsel ve kavramsal olmak üzere bir bütün olarak yukarıdaki ilkeler doğrultusunda karıştırılmaya yol açacak ölçüde benzer olmadıkları, gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi