Esas No: 2019/2007
Karar No: 2021/342
Karar Tarihi: 24.02.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2007 Esas 2021/342 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2007
Karar No : 2021/342
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 20/02/2019 tarih ve E:2016/1130, K:2019/696 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı Sendika tarafından, 04/03/2014 tarih ve 28931 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği"nin; 4. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinin, 6. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "ve sözlü sınavda" ibaresinin, 7. maddesinin, 8. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinin birinci alt bendi ile (i) bendinde yer alan "en az" ibaresinin, 9. maddesinin birinci fıkrasının "Aday memur statüsünde bulunanlar bu kadrolar ve sınav için başvuruda bulunamazlar." şeklindeki son cümlesinin,11. maddesinin,12. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan "şube müdürü kadrolarına atanacaklar için sözlü sınav puanı; diğer" ibaresinin, 14. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin, aynı maddenin üçüncü fıkrasının,15. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "sözlü sınava ilişkin hükümler hariç olmak üzere" ibaresinin,Geçici 1. maddesinin ve bu maddenin dayanağını oluşturduğu iddia edilen, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin,Geçici 3. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 20/02/2019 tarih ve E:2016/1130, K:2019/696 sayılı kararıyla;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 124.; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3., 41., 55. ve 58.; 18/04/1999 tarih ve 23670 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin 1., 2., 12/C, 15. ve Ek 3. madde düzenlemelerine yer verildikten sonra,
Yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi, 6. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "ve sözlü sınavda" ibaresi,7. maddesi, 11. maddesi, 12. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan "şube müdürü kadrolarına atanacaklar için sözlü sınav puanı; diğer" ibaresi, 14. maddesinin üçüncü fıkrası ve 15. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "sözlü sınava ilişkin hükümler hariç olmak üzere" ibaresi yönünden;
28/04/2017 tarih ve 30051 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile dava konusu asıl Yönetmeliğin; 4. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinin yürürlükten kaldırılması; 6. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin, 12. maddesinin birinci fıkrasının ve 15. maddesinin birinci fıkrasının değiştirilmesi;
11. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Şube müdürü kadroları" ibaresinin "Görevde yükselme veya unvan değişikliği suretiyle atanılacak kadrolar" ibaresi olarak değiştirilmesi nedeniyle, anılan maddenin iptali talep edilen izleyen fıkralarındaki düzenlemelerin de bu kadrolar yönünden hüküm ifade eder hâle gelmiş olması;
12/02/2015 tarih ve 29265 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe konulan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile dava konusu asıl Yönetmeliğin; 7. maddesinin değiştirilmesi; 14. maddesinin üçüncü fıkrasının yürürlükten kaldırılması nedeniyle;
Davacının, bu maddelerin iptali istemine yönelik olarak davanın konusuz kaldığı,
Yönetmeliğin; 8. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinin birinci alt bendi ile (i) bendinde yer alan "en az" ibaresi yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin, "Unvan değişikliği suretiyle atanacaklarda aranacak şartlar" başlıklı 8. maddesinin ilgili bölümünün:
"MADDE 8 – (1) Bu maddede belirtilen kadrolara unvan değişikliği suretiyle yapılacak atamalarda unvan değişikliği sınavında başarılı olma şartının yanı sıra aşağıdaki şartlar aranır:
...
h) Spiker, makinist, gemi adamı, fotoğrafçı, kameraman, matbaacı ve kaptan kadrolarına atanabilmek için;
1) Fakülte, yüksekokul veya liselerin ilgili bölümlerinden mezun olmak,
2) Gemi adamı kadrosuna atanabilmek için gemi adamı cüzdanı veya yeterlilik belgesine sahip bulunmak,
…
i) Laborant, topograf veya sağlık memuru unvanlı kadrolara atanabilmek için; en az meslek liselerinin ilgili bölümlerinden mezun olmak,
gerekir." şeklinde olduğu;
Davalı idarenin, ilgili mevzuatla kendisine verilmiş olan görev ve yetkilerini, istenilen amaç ve seviyede yerine getirebilmek amacıyla, unvan değişikliği talep eden personelini, sistematik bir yapı (düzen) içerisinde, hukukun genel ilkeleri içerisinde kalmak suretiyle belirleyebileceği ve bu konuda gerekli düzenlemeleri de gerçekleştirebileceğinin tabii olduğu,
Kamu hizmetinin yürütülmesinde belirleyici olan personel unsurunun, nesnel bir şekilde kariyer ve liyakat ilkelerine uygun, ehliyet ve başarı esasına dayalı olarak belirlenmesinin gerektiği,
Dava konusu düzenlemelere bakıldığında ise; idarenin bu ilkeler doğrultusunda hareket ederek, kendi bünyesindeki personel kaynakları içinden, unvan değişikliği sınavında başarılı olma şartını taşıması kaydıyla, öngördüğü öğrenim şartlarından herhangi birini taşıyan personelin bilgi ve deneyimlerinin kuruma aktarılmasını sağlamaya yönelik düzenlemeler yaptığı, kamu hizmetlerinin liyakate sahip donanımlı bir personel yapısı içerisinde yerine getirilecek olmasının, hizmet gereklerine ve kamu yararına aykırılığından söz etmenin hukuken olanaklı olmadığı,
Bu kapsamda, idarelerin üstlenmiş oldukları görevleri, istenilen amaç ve belirlenen hedefler doğrultusunda gerçekleştirilebilmeleri için, bu hizmeti yürütmekle görevlendireceği personelde hizmetin gereklerine uygun koşullar aramasının kamu yararı ve hizmetin gereği olduğu; spiker, makinist, gemi adamı, fotoğrafçı, kameraman, matbaacı ve kaptan kadroları için görevlerin önemi ve özelliği dikkate alınarak fakülte, yüksekokul veya liselerin ilgili bölümlerinden mezun olma; laborant, topograf veya sağlık memuru unvanlı kadrolar için en az meslek liselerinin ilgili bölümlerinden mezun olma koşulu getirilmesinde, daha geniş bir kaynak içinden, ihtiyaca göre personel seçimine olanak sağlamaya yönelik düzenlemede kamu yararı ve hizmet gerekleri ile hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 9. maddesinin birinci fıkrasının "Aday memur statüsünde bulunanlar bu kadrolar ve sınav için başvuruda bulunamazlar." şeklindeki son cümlesi yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin, "Duyuru ve başvuru şartları" başlıklı 9. maddesinin ilgili bölümünün -dava tarihinde yürürlükte olduğu hâliyle-
"MADDE 9 – (1) Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına ilişkin usul ve esaslar ile atama yapılacak kadrolar Personel Genel Müdürlüğü tarafından yazılı sınavdan en az altmış gün önce Bakanlık web sayfasından duyurulur. Başvuru tarihinin son günü itibarıyla aranan nitelikleri taşıyan personel, başvuru şartlarını taşıdığı farklı unvanlı kadrolardan sadece biri için başvuruda bulunabilir. Sınavlara aylıksız izinde bulunan veya yasal izinlerini kullanmakta olan personel de başvurabilir. Aday memur statüsünde bulunanlar bu kadrolar ve sınav için başvuruda bulunamazlar." şeklinde olduğu,
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 55 ve 58. maddeleri uyarınca asli memurluğa atanma sürecini tamamlamaması sebebiyle aday memur statüsünde bulunanların, dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin 2. maddesinde kapsamın "asaleten atamalar" olarak belirlenmiş olması da göz önüne alındığında görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına konu kadrolara atanmalarının hukuken mümkün olmadığı; bu nedenle Yönetmeliğin 9. maddesinin birinci fıkrasının "Aday memur statüsünde bulunanlar bu kadrolar ve sınav için başvuruda bulunamazlar." şeklindeki son cümlesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 14. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin, "Görevde yükselme sınavı sonucu atanmaya ilişkin esaslar" başlıklı 14. maddesinin ilgili bölümünün;
"MADDE 14 – (1) Görevde yükselme sınavında başarılı olan personel, yaptıkları tercihler esas alınmak suretiyle başarı puanlarına göre yerleştirilir. Tercih edilmeme nedeniyle münhal kalan kadrolara, Bakanlık tarafından yerleştirilmeyi kabul edenler, re’sen yerleştirilebilir. Bu şekilde atanmaya hak kazanan personel, yerleştirme listesinin kesinleşmesini müteakip atanır." şeklinde olduğu,
Davacı Sendika tarafından, yerleştirme işleminin hangi kıstaslara göre yapılacağı belli olmadığından idarenin geniş takdir yetkisi sayesinde keyfi olarak davranacağı, yerleştirmenin ilk müracaatta alınan başarı puanı dikkate alınarak belirlenmediği, bu nedenle düzenlemenin iptali gerektiği ileri sürülmekte ise de, dava konusu fıkranın ilk cümlesinde görevde yükselme sınavında başarılı olan personelin, yaptıkları tercihler esas alınmak suretiyle başarı puanlarına göre yerleştirileceği öngörüldükten sonra, iptali istenen cümleyle, tercih edilmeme nedeniyle boş kalan kadrolara Bakanlık tarafından yerleştirilmeyi kabul edenlerin yerleştirilebileceği hususunun düzenlendiği, hizmetin ülke genelinde düzenli bir şekilde yürütülmesine imkân sağlamaya matuf olarak, görevde yükselme sınavında başarılı olan fakat tercihlerinden herhangi birine yerleştirilmemiş ve re'sen atanmayı kabul ederek bu yönde bir tercihte bulunan personeli, boş kalması muhtemel kadrolara re'sen yerleştirme yetkisi tanıyan ve Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin 12/C maddesinde yer alan "Kurumlarca tercih alınması durumunda ise başarı puanları esas alınarak ilgili personelin tercihlerine göre atamaları yapılır." hükmüne uygun olan düzenlemede, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı bir yön bulunmadığı,
Yönetmeliğin Geçici 1. maddesi ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin Geçici 3. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi yönünden;
Dava konusu Bakanlık Yönetmeliği'nin, "Öğrenim düzeyi şartının istisnası" başlıklı Geçici 1. maddesinin;
"GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 18/4/1999 tarihinde görevde bulunan ve aynı tarih itibariyle iki yıllık yükseköğrenim mezunu olanlar, diğer koşullara sahip oldukları takdirde, 7 nci maddenin uygulanması bakımından dört yıllık yükseköğrenim mezunu kabul edilirler." şeklinde olduğu,
Genel Yönetmeliğin Geçici 3. maddesinin ise;
"GEÇİCİ MADDE 3 – (Değişik birinci fıkra: 1/3/2010-2010/192 K.) Bu Yönetmelik kapsamına giren unvanları, ilgili mevzuatı uyarınca kazananların hakları saklıdır. 18/4/1999 tarihinde görevde bulunan ve aynı tarih itibarıyla iki yıllık yükseköğrenim mezunu olanlar, diğer koşullara sahip oldukları takdirde, 5 inci maddenin uygulanması bakımından dört yıllık yükseköğrenim mezunu kabul edilirler." şeklinde olduğu,
Davacı Sendika tarafından, Bakanlık Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde yer alan hükümle birlikte aynı doğrultudaki Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin Geçici 3. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesine yönelik hukuka aykırılık iddialarında bulunulduğundan, anılan hükümlere ilişkin olarak hukuki değerlendirme yapılmasının gerektiği,
Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikle, bu Yönetmelik kapsamında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarında görevde yükselme ve unvan değişikliği esaslarına ilişkin genel esasların belirlendiği, anılan Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; görevde yükselmenin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi görevlerden bu Yönetmeliğin 5. maddesinde sayılan görevler ile kurumlarca çıkarılacak özel yönetmeliklerde belirlenen görevlere aynı veya başka hizmet sınıflarından yapılacak atamaları ifade ettiği; "Öğrenim Düzeyi" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında, Devlet memurlarının bu Yönetmelik kapsamındaki görevlere atanabilmeleri için gerekli olan öğrenim düzeylerinin kurumları tarafından çıkarılacak yönetmeliklerinde unvanlar itibarıyla gösterileceğinin; aynı maddenin ikinci fıkrasında; "Devlet memurlarının; a) Müdür, şube müdürü ... görevlere atanabilmek için en az dört yıllık yüksek öğrenim, b) Programcı, şef, amir ve bu düzeyde görevlere atanabilmeleri için en az iki yıllık yüksek öğrenim ..." görmüş olmaları koşulunun getirildiği,
Genel Yönetmeliğin yukarıda aktarılan 5. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasında, 12/03/2010 tarih ve 27519 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile getirilen Geçici 3. maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ile Genel Yönetmeliğin ilk yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla görevde bulunanların öğrenim durumları bakımından önceki kazanımlarına uygun olarak bir hak getirildiği, bu maddenin geçici özellik taşıması, bir başka ifadeyle bu Yönetmelik kapsamında yükselmeye tabi olan ve 18/04/1999 tarihinden bu yana görevde bulunanlardan iki yıllık yüksek öğrenim mezunu olup, dört yıllık mezuniyet koşulu arayan 5. maddenin ikinci fıkrasında sayılan kadrolara atanmak isteyenlere bir defaya mahsus olmak üzere uygulanabilir olduğu hususu dikkate alındığında, bu kişiler için diğer koşulları taşımaları hâlinde 4 yıllık yüksek öğrenim mezunu kabul edilecekleri yönünde düzenleme getiren bu ibarenin, anılan maddenin kendi içinde tutarlı olması ve Yönetmeliğin diğer maddelerine aykırı bir yönünün de bulunmadığı, bahsi geçen Genel Yönetmeliğin Geçici 3. maddesinde yer alan uyuşmazlık konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı,
Hukuka aykırı bulunmayan Genel Yönetmeliğin Geçici 3. maddesinde yer alan cümle ile aynı yönde düzenlemeyi içerdiği görülen dava konusu Bakanlık Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
Dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi, 6. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "ve sözlü sınavda" ibaresi, 7. maddesi, 11. maddesi, 12. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan "şube müdürü kadrolarına atanacaklar için sözlü sınav puanı; diğer" ibaresi, 14. maddesinin üçüncü fıkrası ve 15. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "sözlü sınava ilişkin hükümler hariç olmak üzere" ibaresinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Yönetmeliğin 8. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinin birinci alt bendi ile (i) bendinde yer alan "en az" ibaresi, 9. maddesinin birinci fıkrasının "Aday memur statüsünde bulunanlar bu kadrolar ve sınav için başvuruda bulunamazlar" şeklindeki son cümlesi, 14. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, Geçici 1. maddesi ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin Geçici 3. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin iptali istemleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, sözlü sınav uygulamasıyla yazılı sınavda yüksek puan alan kişilerin sözlü sınavla elenmesinin kolaylaştırılacağı, düzenlemenin keyfiliği beraberinde getireceği, iş ve çalışma barışını bozacağı, Yönetmeliğin 7.maddesinde, şube müdürlüğüne atanacak personelde aranması gereken eğitim şartının şube müdürlüğünün görevleri ile sınırlı tutulmadığı, meslek taassubuna yönelik olarak düzenlendiği, şube müdürlüğüne atanacak olanlarda aranan eğitim şartının sayılma yoluyla belirlendiği, bunun dışında bir okulu bitirenlerin bu kadro için müracaatları mümkün görülmediği, örneğin a/1 bendinde düzenlenen Tarımsal Altyapı ve Arazi Değerlendirme Şube Müdürlüğüne atanabilmek için sayılan okulların dengi bölümlerinden mezun olunması gerektiği, oysa düzenlemenin en az dört yıllık fakülte veya yüksekokulların yukarıda sayılan bölümlerinden mezun olanlar şeklinde olması gerektiği; Hayvan Sağlığı, Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğüne atanabilmek için veteriner fakültesi mezunu olma şartının arandığı, oysa ziraat fakültelerinin zootekni bölümü mezunu olanlar ile su ürünleri fakültelerinden mezun olanların da bu kadroya atanmasında bir sakıncanın olmadığı; eğitim şartının yanında disiplin ve hizmet durumunun değerlendirilmediği, oysa Genel Yönetmeliğin 6. maddesinin hizmet süresi ile, 7. maddesinin ise disiplin ile ilgili olduğu, idarelerce bu hususların yapılacak yönetmeliklerde dikkate alınması gerektiğinin ifade edildiği, bunun normlar hiyerarşisine ve statü hukukuna aykırı olduğu, 9. maddesinin birinci fıkrasının "Aday memur statüsünde bulunanlar bu kadrolar ve sınav için başvuruda bulunamazlar." şeklindeki son cümlesiyle ilgili olarak Yönetmeliğin dayanağını oluşturan Genel Yönetmelikte bu şekilde bir kısıtlamaya yer verilmediği, bu düzenlemenin memurun haklarını ortadan kaldırmaya yönelik olduğu, statü hukukuna ve Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu,
14. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin; yerleştirme işleminin hangi kıstaslara göre yapılacağı belli olmadığından idarenin geniş takdir yetkisi sayesinde keyfi olarak davranacağı, bu yerleştirmenin ilk müracaat, alınan başarı puanı dikkate alınarak belirlenmediği görüldüğünden iptali gerektiği; aynı maddenin üçüncü fıkrasının; masumiyet karinesinin aksine kişilerin yargılanmadan infazına yönelik bir düzenleme olduğu, idarenin keyfi davranışının önünü açacak bu düzenleme ile başarılı olan personelin keyfi, siyasi vb. nedenlerle hak ettiği kadroya atanmasının engelleneceği gibi mali kaybına da sebebiyet vereceği, bu uygulama ile çifte cezalandırmanın ortaya çıkacağı, kişinin kovuşturma veya soruşturma geçirmesinin ya da görevden uzaklaştırmasının kadroya atanmasına engel olmadığı;
Geçici 1. maddesinin ve Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin Geçici 3. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin; hâlihazırda iki yıllık yüksekokul mezunu olanlar ile 18/04/1999 tarihinde görevde bulunan iki yıllık yüksekokul mezunu olanlar arasında 18/04/1999 tarihinde görevde bulunanlar lehine bir ayrımcılığın yapıldığı, bu ayrımcılığın devam ettirilmesindeki amacın iyi niyetli olmadığı, hâlihazırda iki yıllık mezunu olup Yönetmelikte aranan bu şartları taşımayan personelin bir kabahatinin bulunmadığı, bu düzenlemenin 1999 yılında görevde olanlar lehine yapılmış pozitif bir ayrımcılık olmasına rağmen hâlen devam ettiriliyor olmasının açıkça hak ihlali ve Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Dava hakkında yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen davanın reddine ilişkin temyize konu Danıştay İkinci Dairesinin 20/02/2019 tarih ve E:2016/1130, K:2019/696 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 24/02/2021 tarihinde, Bakanlık Yönetmeliğinin geçici 1. maddesi ile Genel Yönetmeliğin geçici 3. maddesi yönünden oyçokluğu, diğer kısımlar yönünden oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davaları olarak tanımlanmış; idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören yasa koyucu, iptal davaları için "menfaat ihlali"ni, subjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir.
İptal davasının içtihat ve doktrinde belirlenen hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek yanlı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin, ancak bu idari işlemle doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur. Aksi halde, her idari işlemle dolaylı da olsa bir menfaat ilgisi kurulmak suretiyle dava açılmasını kabul etmek, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması şartının ihlali sonucunu doğurur.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 3 üncü maddesinde, sendikalar, "kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar" şeklinde tanımlanmış olup, sendikalar, doğrudan tüzel kişiliklerinin hak ve menfaatlerini ilgilendiren konularda iptal davası açabilecekleri gibi, tüzüklerinde öngörülen amaçları gereği, üyelerinin ortak çıkarlarını ilgilendiren konularda da sendikaların iptal davası açabilecekleri tartışmasızdır. Bununla birlikte, üyelerinin tamamını ilgilendirmeyen veya bir kısmının hak ve menfaati lehine olmakla birlikte, diğer bir kısmının menfaati aleyhine sonuç doğuracak konularla ilgili olarak iptal davası açabilmelerine ise imkan bulunmamaktadır.
Dava konusu geçici 1 inci ve geçici 3 üncü maddelerde 18/4/1999 tarihinde görevde bulunan ve aynı tarih itibarıyla iki yıllık yükseköğrenim mezunu olanların, diğer koşullara sahip oldukları takdirde, dava konusu yönetmeliklerin uygulanması bakımından dört yıllık yükseköğrenim mezunu kabul edilmeleri hükme bağlanmış olup, anılan geçici maddelerin iptal edilmesi halinde 18/4/1999 tarihinde görevde bulunan ve iki yıllık yükseköğrenim mezunu olan davacı Sendika üyeleri aleyhine bir durum ortaya çıkacağından; anılan geçici maddelerin iptalinde Sendika üyelerinin tamamının ortak menfaatinin bulunduğundan söz edilemez.
Belirtilen nedenlerle, anılan geçici maddeler hakkında davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.