Esas No: 2019/2884
Karar No: 2021/344
Karar Tarihi: 24.02.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2884 Esas 2021/344 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2884
Karar No : 2021/344
TEMYİZ EDENLER: 1- (DAVACI) : … Sendikası
VEKİLİ: Av. …
2- (DAVALI) : … Bakanlığı - …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
DİĞER DAVALI : …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 08/04/2019 tarih ve E:2016/12476, K:2019/1782 sayılı kararının, davacı tarafından davanın reddine ilişkin kısmı yönünden, davalı idarelerden … Bakanlığı tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden karşılıklı olarak temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı Sendika tarafından, 18/06/2014 tarih ve 29034 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğin 6. maddesinin (b) bendinde yer alan "altı" ibaresinin, 7. maddesinin, 14. maddesinin 2. fıkrasının, 15. maddesinin 2. fıkrasının, 19. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "bakiye ders yükü 15 saatten az olmamak şartıyla" ibaresinin, 21. maddesinin 2. fıkrasında "bağımsız anaokulları"na yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin, 22. maddesinin 6. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 08/04/2019 tarih ve E:2016/12476, K:2019/1782 sayılı kararıyla;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 124.; 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 36. ve 38. madde düzenlemelerine yer verildikten sonra,
Yönetmeliğin 6. maddesinin (b) bendinde yer alan "altı" ibaresi yönünden;
Bahse konu düzenleme ile, dava konusu Yönetmeliğin 30. maddesi ile yürürlükten kaldırılan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve Kurumların Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin (önceki) Yönetmeliğin 7. maddesinin (e) bendinde yer alan, müdür yardımcısı sayısı üç ve daha fazla olan eğitim kurumlarına bir müdür başyardımcısı norm kadrosu verileceği yolundaki kuralda değişikliğe gidilerek, müdür baş yardımcılığı norm kadrosu verilmesi için gereken asgari müdür yardımcısı sayısının altıya çıkarıldığı,
Mevzuat ve dava konusu Yönetmelik hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, norm kadro uygulamasının, kamu hizmetinin aksamasına sebebiyet vermeyecek şekilde gerekli ve yeterli sayıda personel tarafından yürütülmesinin sağlanması, atıl kapasite oluşturulmaması anlayışından doğduğu, uygulama ile gereksiz büyümenin önlenmesinin amaçlandığı, bu bağlamda, ekonomik ve fiziki imkanlar; teknolojik ve otomasyon sistemlerindeki gelişmelerin işyüküne etkileri; toplam öğretmen, öğrenci ve derslik sayıları ile kamu hizmetinin gerekleri gibi kriterler dikkate alınarak, eğitim kurumlarında bulunması gereken müdür baş yardımcısı sayısını belirlemede, kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla yükümlü olan idarenin takdir yetkisinin bulunduğu, idarenin bu yetkisini kullanarak tesis ettiği dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmediği,
Kaldı ki, 21/06/2018 tarih ve 30455 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği'nde müdür başyardımcılığına yer verilmediği, söz konusu eksik düzenlemenin iptali talebiyle açılan davada, Danıştay İkinci Dairesince verilen 07/11/2018 tarih ve E:2018/2347 sayılı yürütmenin durdurulması talebinin reddine ilişkin karara yapılan itiraz üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 07/03/2019 tarih ve YD İtiraz No: 2019/1 sayılı karar ile itirazın reddine karar verildiği,
Yönetmeliğin 7. maddesinin yönünden;
Bahse konu düzenleme ile, önceki Yönetmeliğin 8. maddesinin ilk fıkrasının (a) bendinde yer alan, anaokullarına ikinci müdür yardımcısı norm kadrosu verilmesi için gerekli olan asgari öğrenci sayısı 201'den 501'e çıkarıldığı,
Ekonomik ve fiziki imkanlar; teknolojik ve otomasyon sistemlerindeki gelişmelerin işyüküne etkileri; okul öncesi eğitim branşındaki toplam öğretmen, öğrenci ve derslik sayıları, yetişmiş işgücü, kadro imkanları ile hizmet ihtiyaçları gibi kriterler dikkate alınarak, anaokullarında bulunması gereken müdür yardımcısı sayısını belirlemede, kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla yükümlü olan idarenin takdir yetkisinin bulunduğu, idarenin bu yetkisini kullanarak tesis ettiği dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin 14. maddesinin 2. fıkrası yönünden;
Bahse konu düzenleme ile, önceki Yönetmelik'in 8. maddesinin 3. fıkrasında yer alan, bir okul veya kurumdaki azami müdür yardımcısı sayısında değişikliğe gidilerek, 7 olan azami müdür yardımcısı sayısının 6 olarak belirlendiği,
Ekonomik ve fiziki imkanlar; teknolojik ve otomasyon sistemlerindeki gelişmelerin işyüküne etkileri; toplam öğretmen, öğrenci ve derslik sayıları ile kamu hizmetinin gerekleri gibi kriterler dikkate alınarak, eğitim kurumlarında bulunması gereken müdür yardımcısı sayısını belirlemede, kamu hizmetinin etkin ve verimli şekilde yürütülebilmesi için gerekli önlemleri almakla yükümlü olan idarenin takdir yetkisinin bulunduğu, idarenin bu yetkisini kullanarak tesis ettiği dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin 15. maddesinin 2. fıkrası yönünden;
Bahse konu düzenleme ile, önceki Yönetmeliğin 9. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, özel eğitim kapsamında açılan anaokulu ve ana sınıflarında çocuk sayısının 7'ye kadar olması halinde 1, 7 ile 13 arasında olması halinde 2, 13 ile 19 arasında olması halinde 3 öğretmen norm kadrosu verileceği yolundaki kuralda değişikliğe gidilerek, her şube için 1 okul öncesi öğretmeni norm kadrosu verileceğinin belirlendiği,
31/05/2006 tarih ve 26184 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu düzenleme tarihi itibarıyla yürürlükte olan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nin 26. maddesinin (f) bendinde, okul öncesi eğitim sınıflarının en fazla 10 öğrenciden oluşacağının, otistik çocukların sınıf mevcudunun ise en fazla 4 olacağının düzenlendiği, diğer maddelerinde ise özel eğitim ile ilgili olarak detaylı düzenlemeler yapıldığı dikkate alındığında, dava konusu düzenlemede her anasınıfı için 1 öğretmen norm kadrosu verileceği yolunda kural getirilmesiyle yetinilmesinde kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin 19. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "bakiye ders yükü 15 saatten az olmamak şartıyla" ibaresi yönünden;
Bahse konu düzenleme ile, eğitim kurumlarına her 40 saat ders yükü için 1 öğretmen norm kadrosu verileceği, özel eğitim kurumları hariç olmak üzere, aynı yerleşim merkezinde bulunan eğitim kurumlarının atölye ve laboratuvar öğretmenleri bakımından alanlar itibarıyla öğretmen norm kadrolarının belirlenmesinde, o yerleşim merkezindeki (birden fazla eğitim bölgesi oluşturulmuşsa her bir eğitim bölgesindeki) eğitim kurumlarının aynı alanlardaki haftalık ders yükü toplamının dikkate alınacağı, bu şekilde belirlenen norm kadronun, eğitim kurumlarına, her 40 saat ders yükü dikkate alınarak yapılacak dağıtımından sonra artan kısmının, bakiye ders yükü 15 saatten az olmamak şartıyla ders yükü en fazla olan ve o alanda norm kadro verilmemiş olan eğitim kurumuna verileceği, dolayısıyla bakiye ders yükünün 15 saatten az olan kısmının norm kadro dağıtımında dikkate alınmayacağı yolunda kural getirildiği,
439 sayılı Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Yüksek ve Orta Dereceli Okullar Öğretmenleri ile İlkokul Öğretmenlerinin Haftalık Ders Saatleri ile Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanun'un 3. maddesinin (B) bölümünün ilk fıkrasında, atölye ve laboratuvar öğretmenlerinin aylık karşılığı 20 saat ders okutmakla yükümlü olduklarının, 2. fıkrasında ise, bu öğretmenlere 20 saate kadar mecburi, 4 saatte ihtiyari ek ders verilebileceğinin düzenlendiği, mülga Bakanlar Kurulunun 01/12/2006 tarih ve 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar'ının 5. ve 6. maddelerinde de paralel düzenleme yapıldığı,
Bu bağlamda, atölye ve laboratuvar öğretmenleri tarafından haftalık okutulabilecek ders saatinin 44, öğretmen norm kadrosunun belirlenmesinde esas alınan ders yükünün 40 saat olduğu ve aynı yerleşim merkezleri veya eğitim bölgelerinde birçok okul ve atölye ve laboratuvar öğretmeni bulunduğu, norm kadro uygulamasının, kamu hizmetinin aksamasına sebebiyet vermeyecek şekilde gerekli ve yeterli sayıda personel tarafından yürütülmesinin sağlanması, atıl kapasite oluşturulmaması anlayışından doğduğu ve uygulama ile gereksiz büyümenin önlenmesinin amaçlandığı hususları bir arada değerlendirildiğinde, aynı yerleşim merkezinde veya eğitim bölgesinde bulunan eğitim kurumlarında bakiye ders yükünün 15 saatten az olan kısmının norm kadro dağıtımında dikkate alınmamasında kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin 22. maddesinin 6. fıkrası yönünden;
Bahse konu düzenlemede, önceki Yönetmeliğin 15. maddesinin (c) bendine 17/01/2011 tarih ve 2011/1331 sayılı mülga Bakanlar Kurulu Kararı ile eklenen, okul yöneticilerinin girecekleri ders saatlerinin norm kadro belirlenmesinde dikkate alınmayacağı yolundaki kuralda değişikliğe gidilerek, alanlarına göre öğretmen norm kadrolarının, yöneticilerin girmiş olduğu ders saatlerinin ilgili alanın ders yükünden düşülmesi suretiyle belirleneceğinin belirtildiği,
439 sayılı Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Yüksek ve Orta Dereceli Okullar Öğretmenleri ile İlkokul Öğretmenlerinin Haftalık Ders Saatleri ile Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanun'un 6. maddesinin ikinci fıkrasında, yönetici olarak görev yapan öğretmenlerin haftada 6 saat ders okutmakla yükümlü olduklarının, bu öğretmenlere, branşlarında veya muvafakat etmeleri halinde branşlarının dışında 12 saate kadar ihtiyari ek ders verilebileceğinin düzenlendiği; mülga Bakanlar Kurulunun 01/12/2006 tarih ve 2006/11350 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar'ının 5. maddesinin (a) bendinde, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarının 6 saat aylık karşılığı ders okutmakla yükümlü oldukları, 6. maddesinin ilk fıkrasının (a) bendinde de, söz konusu personele 6 saate kadar ek ders görevi verilebileceği yolunda düzenleme yapıldığı,
Dava konusu Yönetmeliğin 22. maddesinin ilk fıkrasının (c) bendinin (1) no'lu alt bendinde, alan itibarıyla ders yükünün hesaplanmasında, o alan içinde aylık karşılığı okutulması gereken derslerin birlikte dikkate alınacağının düzenlendiği, norm kadro uygulamasının, kamu hizmetinin aksamasına sebebiyet vermeyecek şekilde gerekli ve yeterli sayıda personel tarafından yürütülmesinin sağlanması, atıl kapasite oluşturulmaması anlayışından doğduğu ve uygulama ile gereksiz büyümenin önlenmesinin amaçlandığı hususları bir arada değerlendirildiğinde, yönetici olarak görev yapan personel tarafından fiilen okutulan derslerin öğretmen norm kadroları belirlenirken ilgili alanın ders yükünden düşülerek norm kadro belirlenmesine ilişkin düzenlemede kamu yararı ve hizmet gerekleri bakımından hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin 21. maddesinin 2. fıkrasında "bağımsız anaokulları"na yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme iddiası yönünden;
25/11/2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 10. maddesi ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 4. maddesi ile dava konusu Yönetmeliğin 21. maddesinin değiştirildiği, karar tarihi itibarıyla değişmiş olan Yönetmelik hükümlerinin iptali istemiyle açılan davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle
Yönetmeliğin 21. maddesinin 2. fıkrasında "bağımsız anaokulları"na yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer kısımlar yönünden davanın reddine, 296,50 TL yargılama giderlerinin yarısı olan 148,25-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısının ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, 2.475.-TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2.475.-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, önceki Yönetmelikte müdür başyardımcısı normunun, müdür yardımcısı sayısının üç ve daha fazla olan kurumlara verilmişken, bu sayının altıya çıkarılmasının izahının bulunmadığı, özellikle müdür yardımcısı normunun bazı eğitim kurumları için düşürüldüğü göz önüne alındığında iş yükünün azaltılmasının değil aksine artmasının söz konusu olduğu bir durumda bu düzenlemenin kamu hizmeti gereklerine uygun olmadığı, anaokulu müdür yardımcısı normunun önceki Yönetmelikte, "öğrenci sayısı 100-201 arası (1), 201 ve daha fazlası için (2),.. müdür yardımcısı normu verilir.” şeklinde olduğu, dava konusu Yönetmelik ile norm sayısının fiilen düşürüldüğü, anaokulu öğrencilerinin diğer kurum öğrencilerinden farklı olarak daha fazla ve daha yakın ilgi isteyen, çok daha yoğun pedagojik gereksinimleri olan öğrenci kitlesi olduğu göz önüne alındığında, düzenlemenin anaokullarının idaresine zarar vereceği, önceki Yönetmelikte bir eğitim kurumundaki müdür yardımcısı norm kadro sayısının azami 7 olacağının öngörüldüğü, dava konusu Yönetmelikte bu sayının 6’ya düşürülmesinin izahının olmadığı, dava konusu düzenlemeye göre şubedeki öğrenci sayısının en az 10 olduğu dikkate alındığında, özel eğitim ve ilgiye muhtaç öğrenciler için bir öğretmenin ilgilenmesi gereken öğrenci sayısını artırmanın diğer bir ifadeyle norm sayısını azaltmanın özel eğitime zarar vereceği, söz konusu düzenlemenin kamu hizmetinin gereklerine uygun olmadığı, atölye ve laboratuvar öğretmenleri bakımından, alanlar itibarıyla öğretmen norm kadrolarının eğitim kurumları itibarıyla dağıtımında, toplama dahil edilen her bir eğitim kurumuna o alandaki ders yükü en fazla olandan başlanarak her 40 saate bir atölye ve laboratuvar öğretmeni kadrosu verilerek artan kadro bakiye ders yükü en fazla kuruma verlirken, yeni düzenlemede bakiye ders yükü açısından 15 saatten az olmamak şartı getirilmesinin, 15 saatin altındaki ders yükünün normda dikkate alınmayacağı anlamına geldiği, norm kadro uygulamasıyla atıl durumdaki personelin değerlendirilmesi, dengeli dağılım ve verimli çalışmanın amaçlanmış olması nedeniyle düzenlemenin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idarelerden … Bakanlığı tarafından, karar verilmesine yer olmadığı yönünde verilen kararda tarafların haklı olup olmadığı hususunun açık olarak ortaya konulmadığı, belirsiz bir hukuksal sonuçtan dolayı idarelerinin sorumlu tutularak vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin hakkaniyete uygun düşmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idarelerden … tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idarelerden … Bakanlığı tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın kısmen reddi, dava hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığı yolundaki Danıştay İkinci Dairesinin 08/04/2019 tarih ve E:2016/12476, K:2019/1782 sayılı kararının, temyize konu davanın reddine yönelik kısmı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin kısımlarının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 24/02/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY (X)
1. Çoğunluk kararıyla, dava konusu edilen Yönetmelik hükmünün 11/01/2019 tarihli ve 30652 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmeliğin 1 inci maddesiyle değiştirilmiş olması nedeniyle, davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı kararıyla birlikte, davalı idare aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesini öngören Daire Kararı onanmıştır.
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31 inci maddesinde, anılan Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda “yargılama giderleri”ne ilişkin olarak 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. 1086 sayılı Kanun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 450 nci maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olup, 6100 sayılı Kanunun 447 nci maddesinde “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmü yer almıştır.
6100 sayılı Kanunun “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331 inci maddesinin birinci fıkrasında da: “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” kuralı yer almaktadır.
3. Sonradan yürürlüğe konulan bir yönetmelikle dava konusu yönetmelik hükmünün değiştirilmiş olması nedeniyle davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle, işin esasına girilerek haklılık/haksızlık değerlendirmesi yapılmaksızın karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen, yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
4. İdari işlemlerin -bu arada düzenleyici işlemlerin- hukuka uygun olduklarına dair bir yargı kararına gereksinim duymadan hukuka uygun kabul edilerek ilgililer üzerinde hukukî sonuç doğurması olarak tanımlanabilen “hukuka uygunluk karinesi”ne göre de dava konusu Yönetmelik hükümlerinin, 6100 sayılı Kanunun 331 inci maddesinde zikredilen “davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu” kapsamında, hukuka uygun sayılması gerektiği değerlendirilmektedir.
5. Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerden … Bakanlığının temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik kısmının bozulması gerektiği oyuyla, çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞI OY
XX- Dava; 18/06/2014 tarih ve 29034 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelik'in 6. maddesinin (b) bendinde yer alan "altı" ibaresinin, 7. maddesinin, 14. maddesinin 2. fıkrasının, 15. maddesinin 2. fıkrasının, 19. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "bakiye ders yükü 15 saatten az olmamak şartıyla" ibaresinin, 21. maddesinin 2. fıkrasında "bağımsız anaokulları"na yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin, 22. maddesinin 6. fıkrasının iptaline karar verilmesi istemiyle açılmış, Danıştay İkinci Dairesince verilen 08/04/2019 tarih ve E:2016/12476, K:2019/1782 sayılı kararla, dava konusu Yönetmeliğin 21. maddesinin 2. fıkrasında "bağımsız anaokulları"na yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi hakkında, 25/11/2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 10. maddesi ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik'in 4. maddesi ile dava konusu Yönetmelik'in 21. maddesinin değiştirilmiş olması sebebiyle davanın bu kısmının konusuz kaldığından bahisle, karar verilmesine yer olmadığına, diğer kısımlar yönünden davanın reddine, 296,50 TL yargılama giderlerinin yarısı olan 148,25-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısının ise davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, 2.475,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2.475,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine hükmedilmiş, davalı idarelerden Milli Eğitim Bakanlığı tarafından; Yönetmeliğin 21. maddesinin 2. fıkrasında "bağımsız anaokulları"na yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; Yönetmeliğin iptal istemine konu edilen düzenlemesinin esası incelenmeden yargılama giderlerinin yarısı ile vekalet ücretinin idarelerine yükletilmesinin isabetli olmadığı ileri sürülerek temyiz isteminde bulunulmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31 inci maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan ve madde metninde sayılan hallerde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun uygulanacağı belirtilmiş, sözü edilen haller arasında “yargılama giderlerine” de yer verilmiş, 04/02/2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450 nci maddesiyle 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlükten kaldırılmış, aynı Kanun’un 447 nci maddesinin 2 nci fıkrasında ise; “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Yargılama giderinin kapsamı” başlıklı 331 inci maddesinde yargılama giderlerini oluşturan unsurlar sayılmış, Kanun’un “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331 inci maddesinin 1 inci fıkrasında da; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” kuralına yer verilmiştir.
Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu Yönetmeliğin 21. maddesinin 2. fıkrasında "bağımsız anaokulları"na yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi hakkında, 25/11/2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 10. maddesi ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik'in 4. maddesi ile dava konusu Yönetmelik'in 21. maddesinin değiştirildiğinden söz edilerek davanın bu kısmının konusunun kalmadığı gerekçesiyle, işin esasına girilerek haklılık/haksızlık değerlendirmesi yapılmaksızın karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen yargılama giderlerinin yarısının ve 2.475,00-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31 inci maddesinde yer alan atıf hükmü uyarınca yargılama giderleri konusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. 6100 sayılı Kanun’un 331 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde yargılama giderlerinin ne şekilde takdir edileceği hususu düzenlenmiştir. Temyiz başvurusuna konu kararda, dava konusu edilen Yönetmeliğin daha sonra değiştirildiğinden bahisle uyuşmazlığın bu kısmına ilişkin olarak “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş olması nedeniyle, başvuruya konu kararın hüküm fıkrasında yer alan yargılama giderlerine 6100 sayılı Kanun’un metnine yer verilen 331 inci maddesinin 1 inci fıkrasındaki kural çerçevesinde hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu durumda; kısmen davanın reddi, kısmen karar verilmesine yer olmadığı kararıyla neticelenen davada, tarafların, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısım yönünden davanın açıldığı tarihteki haklılık durumları belirlenip yargılama giderleri konusunda bu doğrultuda hüküm kurulması gerekirken, böyle bir değerlendirme yapılmaksızın, yargılama giderlerinin yarısının davalı idarelere yükletilmesi ve davalı idareler aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması nedeniyle, davalı idarelerden … Bakanlığının temyiz istemi kabul edilerek başvuruya konu kararın bu yönden bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.