Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5897
Karar No: 2011/10591

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5897 Esas 2011/10591 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/5897 E.  ,  2011/10591 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/06/2009
    NUMARASI : 2008/49-2009/230

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Antalya 6. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 09.06.2009 gün ve 2008/49 esas 2009/230 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 04.03.2010 gün ve 1181-2411 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:  Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan E. H.03.09.1982 tarihli akitle ve satış yoluyla 10 parça taşınmazdaki payını davalıya temlik ettiği görülmektedir.
    Davacı, sözkonusu işlemin kendisinden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmış; davalı ise miras bırakanın temlikteki amacının mirastan  mal kaçırma değil, mirasın paylaştırılması olduğunu savunmuş, murisin diğer çocuklarına da taşınmazlar verdiğini bildirmiştir.
    Somut olayda; eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden hükme esas alınan mirasçılık belgesine göre, murisin yegane mirasçılarının davacı kızı N ile dava dışı oğlu Y.ın olduğu, davalı E. mirasçılık sıfatı bulunmadığı halde, yargılama sırasında  davalı E. tarafından  murisin çocukları N. ve Y. ile Nüfus Müdürlüğü aleyhine anne adının düzeltilmesi isteği ile açılan Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/4 esas 2011/33 karar sayılı davada davalı E. anne adının E. H. olarak düzeltildiği ve hükmün 31.03.2011 tarihinde kesinleştiği, böylece davalı E. de miras bırakan E.H. mirasçılarından olduğu hükmen ve kayden sabittir.  Hemen belirtilmelidir ki, eldeki davada daha önce kurulan hüküm sırasında davalı Emin"in mirasçılık sıfatının bulunmaması sebebiyle davacı ve dava dışı mirasçı Y."a bir kısım yer ve paralar verildiği belirtilerek denkleştirme savunmasına itibar edilmemiş ise de; E. mirasçı olduğu mahkeme kararı ile subut bulduğuna göre bu savunma üzerinde durularak gerekli araştırmanın yapılması zorunlu hale gelmiştir.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçek-ten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirascısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. 
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirascılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.  
    Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle  zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı,miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamıyacağıda kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, miras bırakandan tüm mirascılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı,tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve begeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirascıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarda değinilen anlamda bir paylaştırma kasdının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. 
    Mahkemece, yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda değinilen ilkeleri karşılar nitelikte olduğu söylenemez. Öyle ise, eksik tahkikatla yetinilerek karar verilmesi doğru değildir.
    Anılan husus, karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından davalının karar düzeltme isteğinin (6100 sayılı HMK"nın geçici 3.maddesi gereğince) HUMK."nun 440.maddesi uyarınca kabulüyle Dairenin 04.03.2010 tarih, 2010/1181 esas - 2411 karar sayılı onama kararının kaldırılarak, yerel mahkemenin 09.06.2009 tarih, 2008/49 esas 2009/230 karar sayılı ilamının (6100 sayılı HMK"nın geçici 3.maddesi uyarınca)  HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.10.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi