Taksirle Yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/14197 Esas 2014/6228 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/14197
Karar No: 2014/6228
Karar Tarihi: 12.03.2014

Taksirle Yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2013/14197 Esas 2014/6228 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, taksirle yaralama suçundan mahkûm olmuş ve temyiz başvurusunda bulunmuştur. Dosyanın incelenmesi sonucunda, sanığın sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesinin hatalı olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak, sanığın temyiz itirazları reddedilmiştir. Mahkeme, TCK'nın 53/6. maddesi ve 3/1. maddesi uyarınca verilen kararların ağırlığı nedeniyle hükümlülüğe bağlanan suçun cezasının, maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Sanık hakkında 6 ay ile 3 yıl arasında hapis cezası tayin edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, sanık hakkında takdire dayalı olarak 1 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmiştir. Hüküm, TCK'nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmaması nedeniyle adli para cezasına çevrilecektir. Kanuna aykırı olduğu için karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 53/6. maddesi
- TCK'nın 3/1. maddesi
- TCK'nın 61/1 ve 22/4. maddesi ve fıkraları
- TCK'nın 49/2. maddesi
12. Ceza Dairesi         2013/14197 E.  ,  2014/6228 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 12 - 2012/131100
    Mahkemesi :Gümüşhane Asliye Ceza Mahkemesi
    Tarihi :07.03.2012
    Numarası :2010/162 - 2012/63
    Suç :Taksirle Yaralama

    Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sürücü belgesinin onaylı örneği getirtilmeden TCK"nın 53/6. maddesi uyarınca geri alınmasına karar verilmesi, UYAP sisteminden temin edilen ve dosya içine konulan, sanığa ait sürücü belgesinin, suç tarihi itibariyle ve halen geçerli olduğunun anlaşılması sebebiyle bozma konusu yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, tam kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin yaşamını tehlikeye sokacak; bir kişinin basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaralanmasına sebebiyet veren sanık hakkında, 6 ay ile 3 yıl arasında hapis cezası tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece, temel cezanın üst sınıra yakın şekilde 2 yıl 6 ay hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle sanığa fazla ceza verilmesi,
    2- 5237 sayılı TCK"nın 53/6. maddesinde, 3 aydan az ve 3 yıldan fazla olmamak üzere sürücü belgesinin geri alınabileceği düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca tayin olunacak güvenlik tedbirinin süresinin, fiilin ağırlığı ile orantılı, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun olacak şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, geçimini şoförlükle idame ettiren sanık hakkında, takdire dayalı biçimde, 1 yıl süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesi,
    3- Sanık hakkında hükmolunan 2 yıl 1 ay hapis cezasının TCK"nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmaması nedeniyle, hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, hürriyeti bağlayıcı cezayı adli para cezasına çevirmenin yasal dayanağını oluşturan TCK"nın 50/4. maddesinin gösterilmemesi ve sanık hakkında hükmedilen hapis cezası, adli para cezasına çevrilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi,
    4- Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
    Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.