8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/2897 Karar No: 2011/6791
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/2897 Esas 2011/6791 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/2897 E. , 2011/6791 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil
... ve ... ile Hazine ve Yukarıkumlu Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 15.03.2011 gün ve 64/72 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ve ..., imar-ihya, miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak dava dilekçesinde sınırları gösterilen ve 150 yıldan fazla süre kullanılan yaklaşık 10.000 m2"lik taşınmaz bölümünün adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı köy temsilcisi; davacıların 40 yılı aşkın zilyetliği bulunduğunu açıklayarak açılan davaya karşı bir diyeceğinin bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 28.09.2010 tarihli teknik bilirkişi raporunda A ve B harfleriyle gösterilen toplam 8169,30 m2 yüzölçümlü yerin davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri uyarınca tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, kazanma koşullarının davacılar lehine gerçekleştiği görüşünden hareketle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de; 27.09.2010 tarihli keşifte dinlenen jeoloji mühendisi bilirkişi Sibel Kayğılı 30.09.2010 tarihli raporunda; dava konusu taşınmaz silt, kum, çakıl ve blok boyutundaki malzemelerden doldurulmuştur. Alüvyon dolgu olarak tanımlanan bu yapı genellikle gevşek bir özelliğe sahip ve sel sularına karşı direnci düşüktür.... Dere boyunca güneyden kuzeye doğru kot farkı yaklaşık 1,5-3 m arasında değişmektedir. Taşınmazın dereyle bağlantısı söz konusudur ve çeşitli dönemlerde sel sularına maruz kalmıştır. Setlerle zarar kontrol altına alınmalı ve taşınmaza zarar vermesi önlenmelidir, şeklinde beyanda bulunmuştur. Jeolog bilirkişinin bilimsel esaslara dayanan bu açıklamaları karşısında taşınmazın halen dere etkisine açık, TMK.nun 715, 999 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddeleri kapsamında kalan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, özel mülkiyete konu olmayan ve TMK.nun 999. maddesi uyarınca tapuya kayıt ve tescili mümkün bulunmayan yerlerden olduğunun kabulü ile davanın reddi yerine takdiri delil niteliğindeki mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına değer verilerek kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesine uyarınca BOZULMASINA 08.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.